"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Karanlık algı operasyonlarını lâhikalarla püskürtelim

09 Eylül 2016, Cuma 21:15
Son dönemde Nur Cemaatine ve özellikle Yeni Asya Camiasına yönelik 'yıldırma' amaçlı saldırıların arttığına dikkat çeken gazetemiz Genel Yayın Müdürü Kazım Güleçyüz “Bu algı operasyonlarını püskürtüp boşa çıkarmanın reçetesi Lahikalarda” dedi.

Risale-i Nur hayata nasıl etki ediyor? Bediüzzaman, iman hakikatlerini Risale-i Nur’da nasıl bir metodla veriyor?

Kur’ân bir hayat rehberi, hayatımızın bütün safhalarını tanzim eden bir kitap. Risale-i Nur da, Kur’ân’ın en son tefsiri. Herşeyi imandan başlayarak anlatan bir metodu var. En büyük orijinalitesi burada. Yaratıcıyla bağımızı tahkikî iman temelinde inşa ve tahkim ederek onun üzerinde bir yapı kuruyor. Risale-i Nur’a bu gözle baktığımız zaman bu yapı içinde farklı yerlere serpiştirilmiş çok önemli hayat prensiplerini görüyoruz. Bu, onun Kur’ân’ın cami bir tefsiri olmasının neticesidir. Dolayısıyla bu gözle okunursa Zübeyir Gündüzalp’in “Risale-i Nur’da herşey var, ama insan görmüyor” sözünün ne kadar doğru olduğu anlaşılıyor. Dikkatle ve defaatle okudukça, insan ilk okuyuşunda fark edemediği bir manayı bir sonraki okuyuşunda fark ediyor ve bir sonrakinde daha farklı hakikatleri görüyor ve bağlantılar kuruyor. Daha önce fark edemediği, ilgisiz gibi görünen konular arasındaki bağlantıları keşfediyor. Onun için Risale-i Nur, derinliği ölçülemeyen bir derya ve o deryadan bu sınırlı ömrümüzde ne kadar istifade edebilirsek o kadar kazançlı çıkarız.

​Kitabınızda lâhika mektuplarının öneminden bahsediyorsunuz. Risale-i Nur hizmetinde lâhikaların önemi nedir? 

Barla, Kastamonu, Emirdağ Lâhikalarının başında temayüz etmiş ağabeylerin imzasıyla konulan bir takdim yazısı var. Orada hayatın değişen şartları içinde ihtiyaç duyulan her türlü hizmet prensiplerinin lâhikalarda ifade edilmiş olduğu söyleniyor. Bizler hasbel kader Cenab-ı Hakk’ın bir ikramıyla bu hizmetin içinde yer alma nimetine mazhar kılınmış olan insanlar olarak, yaşadıkça ve okudukça, hadiselerle karşılaştıkça, zaman aktıkça, değiştikçe yeni yeni şartlarla karşı karşıya geliyoruz. Ve değişen hadiseler içinde Risale-i Nur’daki ölçü ve prensiplerin ne kadar yerli yerine oturduğunu görüyoruz. Bu hizmetin akışı içinde, toplumdaki değişimin sağlıklı ve çizgide yürüyebilmesi için tutunulması gereken genel prensipler  çok ince nüanslarla Risale-i Nur’da verilmiş. 

Prensipler her zaman geçerli

Bu lâhikalar sadece o dönemdeki muhataplarına seslenen mektuplar değil. Orada birtakım isimler geçiyor, bazı olaylardan bahsediliyor. Ama onlar anlatılırken her zaman geçerliğini muhafaza eden prensipler veriliyor. O mektupların Risale-i Nur’daki temel prensiplerin hayata yansıtılması anlamında okunması ve bu ölçülere her zaman ihtiyaç duyduğumuzun bilinmesi lâzım. Zaten hadiseler de, o gözle okuduğumuzda lâhikaların gerçekten bu anlamda geçerliliğini muhafaza eden ölçüler ihtiva ettiğini gösteriyor.

‘Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz!’ İman kardeşliği ile siyasî konulardaki farklı düşüncelerin dengesi nasıl kurulabilir?

İman konusundaki müşterekliğimizin bize kazandırdığı o kadar çok, bizi bir arada tutması gereken  bağlar var ki... Üstad, Esma-i Hüsna’dan başlayarak Allah’ımız bir, Rabbimiz bir, Hâlıkımız bir… bir bir... diyor.  Ne kadar Esma-i Hüsna varsa bunların hepsinin bizim üzerimizde tecellîleri var. Peygamberimiz bir, kitabımız bir, kıblemiz bir ve buna benzer birçok birlik bağları var. Bunlar ahirette de devam edecek olan kalıcı bağlar. Siyaset ise değişen bir olay. Bugün böyledir, yarın başka bir şekil alır. Onun için biz Risale-i Nur’dan aldığımız ölçülerle hep onu ifade etmeye çalışıyoruz. Bu kalıcı kardeşlik hukukunun dayandığı temellerin, gelip geçici siyaset rüzgarlarıyla, onların etkisinde kalarak tahrip edilmemesi lâzım. Hadis i şerifte buyuruluyor ki: “Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz!” İşte bu manada bu konuların çok güzel işlendiği eserdir Risale-i Nur. Ama maalesef en çok imtihanın kaybedildiği alan da bu. 

‘Siyasetten Allah’a sığınırım’

Siyaseten farklı düşünen insanların birbirlerini düşman ilân ettiği bir zamandayız. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Siyasî tarafgirlik ve karşıtlıklar o kadar fanatikçe boyutlara ulaşıyor ki. Zaten Üstada “Euzübillahimineşşeytani ves siyaset,”  şeytandan kaçar gibi “Siyasetten Allah’a sığınırım” sözünü söylettiren bu tarz haller. Son derece dindar muttaki bir insan, bir başka dindar kişiyi, sırf siyaseten farklı düşündüğü için  adeta tekfir derecesinde yerin dibine batırıyor; öbür tarafta siyaseten aynı safta yer aldığı bir münafığı, dinle alâkası olmayan bir insanı göklere çıkarıyor, bağrına basıyor. Bu kadar ölçüsüz bir şeyin Müslüman’ın dünyasında olmaması lâzım. Müslüman’a böyle bir şey yakışmaz. Bu ölçüyü her zaman hatırımızda tutmamız lâzım.

Önemli olan, biraz önce bahsettiğimiz imanın hayata yansımasıdır.  Burada çok küçük detay gibi görünen şeylerin aslında bütün içerisinde çok önemli bir yer tuttuğunu görürüz. Bu dengeyi muhafaza etmek önemli. Üstad, Divan-ı Harb-i Örfi müdafaasında  şeriatın tarifini yaparken, “Şeriatın yüzde doksan dokuzu iman, ibadet, ahlâk, fazilet, ahirettir; yüzde biri siyasete mütealliktir” diyor. İman, ahlâk ve ibadet; bunlar bizim Yaratıcı ile olan bağımızın dayandığı temellerdir. İmanımızı sürekli yenilememiz lâzım. Hadiste de var: “İmanınızı sürekli La ilahe illallah diyerek yenileyiniz.” 

Tarihten ibret almalıyız

Risale-i Nur bu manada imanımızı sürekli geliştirmemizi, zenginleştirmemizi mümkün kılan bir eser. Onun kazandırdığı perspektifle, Yaratıcı ile bağımızı daha da inkişaf ettiriyor, Rabbimizi daha çok tanıyor, masnuattaki Esma tecellilerini okuyarak imanımızı derinleştiriyoruz. Risale-i Nur’u okudukça Kur’ân’ı, kâinatı, olayları ve insanı daha iyi anlıyoruz. “Ey kendini insan bilen insan, oku!” diyor  Üstad. Dolayısıyla her şey okunacak bir kitaptır. Hadiseler de böyle. Ve hem tarihte, hem de günümüzde yaşanan hadiseleri kader, ibret, ders çıkarma boyutlarıyla, bu perspektiften okuduğumuz zaman hata yapmayız. Ve Risale-i Nur, o bütünlüğü içerisinde imanî bahisleriyle ve siyasî konulara ilişkin ölçüleriyle, lâhikalarıyla bize bu bütünlüğü kazandırıyor.

Kara propagandalarla başa çıkmalıyız Son dönemde Yeni Asya’yı hedef alan kara propaganda ve algı operasyonları için ne söylersiniz? 

Cemaatlere, özellikle Nur Cemaati-Yeni Asya Camiasına yönelik, moral bozmayı hedefleyen algı operasyonları yapılıyor. Son dönemde bunlar çok arttı. Moral bozmak, şevk kırmak, araya ihtilâf sokmak; birbiri hakkında su-i zan uyandırmak, dedikodular, çekiştirmeler, iftiralar… Bütün bunlara karşı dayanıklı olabilmek için uymamız gereken prensipler yine Risale-i Nur’da var. Meselâ ne diyor: “Müfritane irtibat içinde olun” yani arada hiç boşluk bırakmayın. Devamlı iletişim halinde olun. İstişarelerinizi sağlam tutun. Ve ortalıkta çok silik söz dolaşıyor, bunları tahkik etmeden doğruymuş gibi muamele yapmayın. Sebat ve metanetinizi asla bozmayın. İşte bütün bunlar boşuna söylenmemiş.  Hele hele bu yaşadığımız hadiselere ve maruz kaldığımız hücumlara, taarruzlara, fitnelere bakınca bu hakikat ve prensiplerin ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz. İşte Risale-i Nur’dan Hayat Prensipleri kitabında bunlar da anlatılıyor. Bu psikolojik operasyonlara, algı operasyonlarına, moral çökertmeyi hedefleyen kara propagandalara nasıl mukabele edilmesi gerektiğinin çok sade, ama son derece önemli prensip ve ölçülerini görüyoruz. Müfritane irtibat içinde olmamız, kardeşliği muhafaza etmemiz gerektiği anlatılıyor.

Sebat ve metanet 

Sebat ve metanet düsturunun önemi Risale-i Nur’daki izahlardan hareketle ifade ediliyor, hatırlatılıyor. Ve buna mümasil birçok başlıklar yer alıyor. Bir çırpıda okunabilecek bir kitap. Okunduğu zaman hakikaten lâhikalarda ve Risale-i Nur’un diğer yerlerinde serpiştirilmiş olan ölçülerin; bugünkü sıkıntı ve problemler karşısında da ne kadar etkili ve ihtiyaç duyduğumuz reçeteler olduğu görülecek. Onun için “Risale-i Nur’dan Hayat Prensipleri” dedik. Kendisine oradan buradan, kişisel gelişim programlarından hayat ölçüleri arayanlar varsa hiç öyle başka yerlerde aramasınlar. Aradıkları reçeteler Risale-i Nur’da mevcut. Bu kitapta bunu anlatıyor.

İnsanlar gündem içinde kendini kaybediyor

Siz genelde siyasî konularda  yazıyorsunuz, Yeni Asya da birçok siyasî habere yer vermeye çalışıyor. Bunu yaparken de Risale-i Nur prensiplerine dikkat ediliyor. Yeni Asya’nın yayın politikası nasıl belirleniyor, bu hakkaniyetli denge nasıl kuruluyor?

Biz her şeye Risale-i Nur’un kazandırdığı ölçü ve perspektif, ufuk penceresinden bakmaya çalışıyoruz. Hiçbir şey boşuna değil. Cenab-ı Hak herşeyi birçok hikmetlerle yaratmış. Ve en sıradan gözüken şeylerde bile bizim gördüğümüz ya da göremediğimiz bir çok sırlar var. Biz hiçbir şeyin tesadüf olmadığı bir âlemde yaşıyorsak; o zaman en sıradan gibi görünen hadiselerin bile bir hikmeti, bir mesajı var. Risale-i Nur’un izahları, bize bu perspektifi kazandırıyor. Bundan dolayı mümkün mertebe onu yapmaya çalışıyoruz. Ve bizi farklı kılan en önemli şeylerden biri de bu. Siyaset çok sığ birşey. Bugün konuşulan bir şey yerini yarın çok farklı bir şeye bırakabiliyor. Ve insanlar sür’atle akıp giden gündem maddeleri içinde kendilerini kaybediyorlar. Ama biz dünyaya bunlar için gelmedik. Çok daha kalıcı hedefler için geldik. Ahireti kazanmak için geldik. “Ölümü hiç unutmayın, sık sık hatırlayın” buyuruyor Peygamberimiz. Onun için Yaratıcımızı, bu dünyada bulunuş hikmetlerimizi, ahireti unutmadan tam tersine bu hayatı onlar için yaşadığımızı, onlar için buraya gönderildiğimizi hep hatırımızda tutarak adımlarımızı atarsak, her sözümüzü ona göre söylersek, her hareketimizi ona göre tanzim edersek; bu dünya imtihanını başarmanın anahtarını yakalamış oluruz. 

N. NUR ENER

Okunma Sayısı: 11476
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa Demir

    7.1.2019 11:16:32

    Ben bu hadiselerden simdik (gec de olsa) en dogru Nur Cemaati Yeni Asya olarak goruyorum. Adaleti Mahzayi tek savunan cemaat olmasi hasebiyle. Her seyde bir hayir var, Allahu teala hakiki ve sahte nurculari ayiriyor.

  • Mustafa

    10.9.2016 23:58:19

    Allah sabit duruşunuzu sarsmasın. Bu hakkaniyetli duruşu gördükçe bu cemaatin bir mensubu olduğum için şükrediyorum. Bugün size sitem eden içimizdekilerin de şerefini koruyorsunuz. Yarın, bu dik duruş sayesinde onlar da başı dik yürüyecekler. Öyle sanıyorum ki, küçük görünen bu cemaatin büyük duruşu çok şeyleri değiştirecek... Elhamdülillah...

  • CESUR ADAM

    9.9.2016 09:50:24

    Muhterem CEMAL kardeşim.ALLAH bizleri DOĞRU İSLAM dan ayırmasın.Yanlış islam olurmu,şehadetimiz ile oluyor. 'ONA DOKUNMAK İBADETTİR,-YOLSUZLUK,HIRSIZLIK DEĞİLDİR-SİYASETÇİ MÜSLÜMANIN YALAN SÖYLEMESİ SÜMME HAŞA GÜNAH DEĞİLDİİİR, YETİMİN HAKKINI YEMEK-YEDİRMEK DEVLET İDARESİNDE NORMALDİİİR,İSRAF İLE YAPILAN ŞAŞALI YAPILAR,İTİBAR MESELESİDİR VE NORMALDİİR,daha nice sapık ve sapkın görüşleri savunanların ALLAH MUHAFAZA İMANI TAZELEMESİ gerekmiyorsa ne gerekir.

  • cemal özkaya

    9.9.2016 09:43:39

    diğer nur cemaatı grubundan arkadaşlar vela teziru vaziratun vizra uhra ayetinin şimdi yaşadığımız olaylarda kullanılamayacağını söylüyorlar. hayretler içerisindeyim.

  • CESUR ADAM

    9.9.2016 08:13:50

    YENİ ASYA ismini görüp,duyunca KIRMIZI GÖRMÜŞ BOĞA ya dönen bazı CİBALİ ve KANBUR misalli eşhasa söylüyorum.RİSALEİ NURLARIN BASINDAKİ YEGANE TEMSİLCİ SIFATINA HAİZ MÜESSESE YENİ ASYA dır.NEDEN; 1-Resmi-özel hiçbir kurumdan maddi yardım alarak ,destek görerek RİSALEİ NUR TALEBELESİ olanlara,müslüman olupda hak yolunda YAMUKLUK ETMEYENLERE kelam ederken TAKDİR KEALAMI olur amma İSPİYONCU,JURNALCİ,MUHBİR sıfatına uyan işlerle uğraşmaz.Yine FAİZİ HER HANEYE SOKAN,UYUŞTURUCU VE FUHUŞU SOKAKLARA KADAR YAYGINLAŞMASINA ZEMİN HAZIRLAYAN,DİN KARDEŞİNİ SİYONİSTE SATAN ZİHNİYETE DESTEK OLMAZ,OLMADI. 2-aZİZ ÜSDAMIZIN risalei nurları BASSIN DEMELERİNE BAKARAK inhisar altına alacak,izbe mahkeme kararlarıyla çöreklenecek,'put kırdım,İFADESİNİ 'pot kırdım,DİYE TAHRİP EDECEK DENSİZLİĞİ YAPMAZ VE YAPMADI,YAPANLARINDA OYUNLARINI BOŞA ÇIKARDI.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı