Bugün bizim yerine koyacak bir fikir ve sistemimiz olmadıktan sonra ABD tamamen yıkılsa neye yarar?
Eğer senin bir idealin ve doğru sistematiğin varsa bu istek işe yarar, belki ABD’den daha kötü bir idareye milleti mahkum edeceksen daha büyük tehlike sen olabilirsin!
Acaba İslam adına ahkam kesenlerin bir çoğuna “hadi sen idare et” denilse ne yapacakları belli mi? Ve bilmedikleri İslamı nasıl tatbik ederlPusulası olmayan gemiyi rüzgar felakete götürür. İnancının medlül ve muhtevasını isabetle tayin edemeyenlerin durumu da, bundan farksızdır.
Demek en güçlü silahlar maneviyat ve doğru fikirlerdir ve fikirlerin mecmuunu ve bileşkesini alan da, meşveretlerdir. Zira, ferdin gücü mahdut şahsı manevinin gücü, gayrı mahduttur. İşte onun için “Akıldan büyük zenginlik, cehaletten büyük fakirlik ve meşveretten büyük güç olmaz” denilmiştir.
M.Akif ““Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhâmı,/ Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâmı” demekle elbette; doğru İslamı ve İslama ait doğruluğu kastetmiştir.
Yine Bediüzzaman’ın, elinizden gelirse beni vicdanen tazip ediniz, yoksa maddi cezalarınız bana ceza olmaz anlamına gelen sözleri de, fikirlerinin doğruluğunu aleme ilan etmiştir.
Kim ne derse desin, dünyanın “en büyük gücü” tahkik’i imanın, fikirlerin ve maneviyatın şahikası olan, “Risale’i-Nurlar”dır. “Dünyada batıl etse galebe, fakat kazanmaz harbi. “Akıbetü’l-müttakin“ ona vurur bir darbe;
İşte batıl mağlubdur ”Elhakku yalu” onu çarpar ikaba, işte hak da galiptir. (Sözler, Lemeat s. 812)
Bediüzzaman, böyle hakkın zaferiyle cennet asa baharda geleceğimizi müjdeliyor. İşte bunun için dünyanın şiddetle Risale-i-Nurlara ihtiyacı var ve artık zamanı gelmiştir. Aldanmakta fayda yok ve bizi burada bekletmezler yoksa; “Eyvah aldandık şu hayatı dünyeviyeyi sabit zannettik ve o zan sebebiyle bütün bütün zayi etttik. Şu güzeranı hayat bir uykudur, bir rüya gibi geçti” demeye mecbur kalınacaktır. Vesselam!