"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ene’nin istimalinde haklı olmak

Sertaç LÜSER
28 Ekim 2021, Perşembe
Dünya kuruldu kurulalı kardeşler arası sorunlar hep olmuş ve olacaktır.

Sıkıntısız ve sorunsuz bir süreç isteyen, imkânsızı istemektedir. Hayat inişli ve çıkışlı olduğundan ve içinde de hareket olduğundan, maddî ve manevî teşrik-i mesailerde bazı ufak temaslar işin fıtratındandır. Bu, ehl-i iman ve Risale-i Nur Talebeleri için de bu şekildedir. Fakat bu an ve durumları kişiselleştirmek ve kronikleştirmek asıl sorun ve sıkıntıdır. Karşı taraf haksız dahi olsa, haklı olduğunu düşünen biz, olayı veya sorunu kişiselleştirdiğimizde iş hakikat canibinden çıkıp çıkmaza doğru sürüklenecektir. Meselemiz Kur’ân ve iman meselesi olduğundan bu hakikati unutup meseleleri kişiselleştirmek doğru olmayacaktır.

“O” öyle dedi, “bu” böyle dediden ziyade, sıkıntının kendisine odaklandığımızda, hem bizim hem karşı tarafın ‘ene’sinin devreye girmesini engellemiş oluruz. Farklı bir açıdan duruma baktığımızda ise “o” bu konuda haklı, “bu” şu konuda haklı dediğimizde, yine haklının ‘ene’lerini devreye soktuğumuzdan dolayı iş çıkmaz sokakla sonuçlanacaktır. Bütün çıkmaz sokak ve sonuçların çözümü ‘ene’nin istimali ile ilgilidir.

Kur’ân ve iman hakikatleri etrafında halelenen bizlerin, içimizde ‘ene’yi haklı dahi olsa kullanmaları çok vahim sonuçlara meydan verecektir. Üstadımız bu hakikati şöyle aktarmaktadır: “Ehl-i hak, bilmecburiye, eneyi terk etmekle hakka hizmet edebilir. Enenin istimalinde haklı dahi olsa, mademki ötekilere benzer ve onlar da onları kendileri gibi nefisperest zannederler, hakkın hizmetine karşı bir haksızlıktır.”1

Çok açık ve net bir şekilde “Enenin istimalinde haklı dahi olsa“ demesine rağmen şimdi nefsimiz devreye girip bize şunu söyleyebilir: Ene mi! Yok daha neler…

Fakat yaptıklarımıza baktığımızda haklı dahi olsak ‘ene’yi devreye soktuğumuzdan dolayı olayların sonuçları bellidir ve bir sıkıntı ve sorun uzun süre çözülemiyor ise herkes kendi ‘ene’sinin istimali konusunu gözönüne almalıdır. O yüzden mesleğimiz ve meşrebimizde haklı dahi olduğumuz mevzularda enenin istimali hakka karşı haksızlıktır. Hakkın hatırı âlîdir deyip ‘ene’nin peşine takılmak kendimizi avutmaktır. Yukarıda bahsettiğimiz Kur’ân ve iman hakikatleri etrafında halelenmemiz bizi ‘nahnü’ye sevk etmektedir. O yüzden Risale-i Nur dairesinde her meselede nefsî bakılan her iki taraf da hakikatte bizizdir. Nahnü hakikati bize bunu öğretir. Nahnü’ye çalışan herkesin bunu bilmesi elzemdir. Kusurunu ene vechi ile kabul eden ‘nahnü’ye geçiş yapmış olur. O yüzden kardeşimize söylenen her kelime ve duyulan her his aslında kendimize duyulmuş ve söylenmiştir. 

Üstadımız kardeşler arası söylenen ve kullanılan cümlelerde tahakkümle değil lütufla demesindeki bir sır da buradadır. Çünkü kişi kendisine de lütufla yaklaşılmasını istemektedir.

Şimdi kendimize soralım: Dünyada ene vadilerinde at koşturan bu kadar çok kötü örnek varken bir de biz haklı dahi olsak bu ene kervanına niye katılalım?

Başlığa bakıp da ene’yi haklı olarak istimal edeceğiz diye ümitlenmeyelim. Bu hakikat dairesinde isek ‘ene’yi kardeşlerimiz mabeyninde hiçbir şekilde kullanmaya iznimiz yoktur. Ene sadece kulluk yönüyle kullanılır.

Kesin ve net çizgimiz budur: Biz muhabbet fedaileriyiz, husûmete vaktimiz yoktur.

Selâm, duâ ve muhabbet ile…                                                                                       

Dipnot:

1- Mektubat, Yirmi Dokuzuncu Mektub, Beşinci Desise-i Şeytaniye.

Okunma Sayısı: 1530
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cenk Çalık

    28.10.2021 11:57:20

    Çok tecrübelerle sabit ki özellikle hizmet edenlerin arasındaki münakaşalar etrafa yayılıyor, havayı bozuyor. İki kişi arasındaki mevzu iki kişi arasında kalmıyor. O mahale hatta bölgeye hatta hava zerreleriyle bütün kainata yansıyor. Bu boyutlarıyla bakıldığında habbeyi nasıl kubbe yaptığımız daha iyi anlaşılıyor. Rabbimiz bizleri bir an için bile nefsimizle ve enemizle başbaşa kalıp, pişman olacağımız davranışlardan, sözlerden muhafaza eylesin. Amin! Yine her yazınızda olduğu gibi çok can alıcı mevzuyu veciz bir şekilde istifademize sunmuşsunuz Sertaç ağabey. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Daha sık yazmanızı istirham ediyor ve bekliyoruz. Baki selamlar.

  • Cenk Çalık

    28.10.2021 11:57:02

    Evvela gerçeklerle yüzleşmek ve sorunları kabul etmek gerekir. Sıkıntısız hayat yoktur. Problemler hep yaşanacaktır. Bu dünya hayatın gerçeğidir. Sonra yaşadığımız sorunları kabul edersek çözüm noktasında yarı yolu geçmiş oluruz. Tam bu noktada ene karşımıza çıkıyor ve "haklı olma!" silahını kullanıyor. Kulağa o kadar hoş geliyor ki. "Haklıysam niye hakkımı savunmayayım ki? Elbette cevabını vermeliyim. Bu yanlış düzeltilmeli. Susmak onay vermektir. Daha başka sorunlar çıkarmasını teşvik etmektir..." gibi cümleleri iç dünyamızda sürekli tekrarlayarak adeta etrafa lav püskürtüyoruz. Çözüm ise Risale-i Nur'da atıf yaptığınız yerde net bir şekilde ifade edilmiş. Haklı olmak bu yollara girmeye cevaz verdirmiyor. Cüz'i hukukumuzu feda etmenin, helal etmenin keyfini yaşamalıyız. Affederek intikam almalıyız!

  • Ferhat ardıç

    28.10.2021 08:09:04

    Yahu kim o kadar kıymetli ki düşmanlık edelim hakkın huzurunda birisiyle davaşalım üstad demiyormu budünyanın bir sineğin kanadı kadar kıymeti yoktur diye iyi ki imtihan var iyiki uğraşacak bir şey var yoksa ne yapacak tık.

  • Ozan Kaya

    28.10.2021 07:24:49

    MaşaAllah. Çok net ifade edilmiş. İnşaAllah bu ders ene’me tam tamına bir ilaç olur. Amin.

  • Ahmet DEMİRDÖĞMEZ

    28.10.2021 07:19:02

    Allah razı olsun muhterem kardeşim Günümüzün birinci manevi hastalıklarından olan enenin yanlış istimalini çok güzel özetlemişsin. İnşallah istifade edenler oluruz kalemine yüreğine sağlık

  • Şerife Tez

    28.10.2021 07:10:47

    muhteşem tesbit , Allah razi olsun

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı