"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bilmiyorum” diyelim

Sinan Özden
12 Ekim 2020, Pazartesi
Büyük insanlar bilmedikleri meselelerde bilmiyorum deme naifliğini göstererek bilip bilmeden konuşmanın vebâlinden kurtulup ilmin izzetini yaşıyorlar.

Dünya denilen bu hayat kervanında o kadar çok bil(e)-mediğimiz şeyler var ki tarif edilmez.

Peki bilmediğimiz meselelerde ‘bilmiyorum’ deme hassasiyetini gösterebiliyor muyuz?

Bir sual, bir söylem karşısında gösterdiğimiz tavır ve tutum nasıl? Bize gelen menfi bir konuda, bir gıybette ‘ben bilmiyorum’ deyip o cürümden ne kadar sakınabiliyoruz? Bir sual sorulduğunda (velev ki dinî bir konuda olsun) sorulan sual karşısında gururun, bilememenin mahcubiyeti altında ezilme endişesini yaşamak mı yoksa bilip bilmeden ce-vap verip sual soranı yanlış yönlendirmek mi? Hangisi daha zararlıdır?

Binlerce sual ve binlerce bilinmezlikler girdabında gel-git yapmakta olan âciz olan şu insanoğlu nedendir ki hep ‘ben bilirim’ edâsına kapılır ki?

Bilmiyorum demek ve işin içinden kolayca sıyrılmak varken; araştırmadan, sorgulamadan konuşmak neyin nesi?

Büyük insanlar bilmedikleri meselelerde bilmiyorum de-me naifliğini göstererek bilip bilmeden konuşmanın vebâlinden kurtulup ilmin izzetini yaşıyorlar. Peki bu zatlar cahil ve bilgisiz mi? O zatlar şunu iyi biliyor ki bir insanı yanlış yönlendirip büyük bir vebale girmektense bilmiyorum de mek çok daha iyi. İşte ferâset ve istikamet... 

İşte o büyük zâtlardan ders mâhiyetinde birkaç ibretlik misâl:

“Muhammed Hadimi Hazretleri buyuruyor ki: İmam-ı Şabi Hazretleri, bir suale, (Bilmiyorum) deyince, (Sen Irak ülkesinde müftüsün. Bilmiyorum demek, sana yakışır mı?) dediklerinde, (Meleklerin üstünleri bilmiyoruz dediler. Benim söylememden ne çıkar?) buyurdu. Bilmeyenin (Bilmiyorum) demesi, ilimden olup, büyük fazilettir.”

“İmam-ı Ebu Yusuf Hazretleri, bir suale “Bilmiyorum” deyince, “Hem beyt-ül-maldan maaş alıyorsun, hem de cevap vermiyorsun” dediler. “Beyt-ül-maldan, bildiklerim kadar ücret alıyorum. Bilmediklerim için alsaydım, beyt-ül-malın hazineleri bana yetmezdi” dedi.

Bir sual geldiğinde bilmiyorsak şeytanın “Ya hu sana sonra ne derler bu konuda bilgisi yok, ne kadar da cahil bir insan.” vesvesesine mağlûp olmayarak susmak veya bilmiyorum diyerek suali soran kişinin hakikate ulaşmasına mâni olmamak daha makuldur. Ya da o konu hakkında kendisine araştırma yapıp kendisine bu konuda geri dönüş yapacağını ifade etmek daha isabetlidir. “Madem bilmiyorsun, neden öğrenmiyorsun?” Bir Sümer atasözünde geçen bu ifade, bilmiyorsan öğren dersini vermektedir.

Rabbim bizleri bilmediği konularda ‘bilmiyorum’ deme naifliğini gösteren kullarından eylesin inşaallah. Amin.

Okunma Sayısı: 1804
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan KOÇ

    12.10.2020 15:40:16

    Maşallah kardeşim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı