"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Müslümanlar ve yılbaşı gecesi

Süleyman BAYŞU
01 Ocak 2015, Perşembe
Müslüman’ız elhamdülillah, diyoruz ve bununla hem bir dine inanıp taraftarlığımızı hem de o dinin Sahib-i aslisine şükrümüzü ifade ediyoruz.

Milâdî yeni bir takvim yılının girmesine sayılı günler kala Müslümanları da gayri Müslimlerin adetlerini örf ve ananelerini taklid etme yarışı sarmış durumda. Kimimiz bilmem kaç kiloluk hindiyi kesip yeme peşindeyiz kimimiz daima uçan, ama hiçbir zaman alnımızın teri ile kazandığımızın zerresine tekabül etmeyecek olan talihsizlik kuşundan gelecek hayali ikramiyenin peşindeyiz. Asıl ikramiye ise imanlı olarak bir ömür yaşayıp kabir kapısına iman biletini alarak gidebilmekte yatmaktadır. Hey ahali uyanalım artık. İmanızı çalıyorlar bu taklitçiler.

Kimisi işyerinin camlarını sekülerizm damarının depreşmesiyle sun’î kar manzaraları yapay çam ağaçları ile süslerken kimisi de kırmızı beyaz nasarâ’nın varlığına inandıkları şahsın kıyafetlerini alıp giyme derdine düşmüş bulunuyorlar.

Biz biliyor ve inanıyoruz ki; “Allah katında din, şüphesiz İslâmiyettir…” (Al-i İmran Sûresi, 19). Hususan yine bir başka âyette ise “Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.” (Al-i İmran Sûresi, 85). Ayetleri gereğince bizim dinimizde olmayan bu tür gelenekleri Müslüman mahallesinde yaşatmaya çalışmamız taklitçilikten başka bir şey değildir. “Ey iman edenler! İyilik ve takva üzerinde (Allah’ın nehiylerinden ve şüphelilerinden sakınma hususunda) yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası çok şiddetlidir.” (Maide Sûresi, 2). Siz hiç gayr-i Müslimlerin aylar öncesinden bizim Ramazan ayımızda, bayramlarımızda hiç havralarına, kiliselerine mahyalar asıp Ramazanımızı kutladıklarını, kurban bayramımızda bizlerle birlikte kurban olması caiz olan bir hayvanı ‘Bismillahi Allahu ekber’ diyerek boğazladıklarına şahit oldunuz mu? Bizim dinimiz hediyeyi teşvik etmesine rağmen reklamlarda sözüm ona Noel’in bu sene hediye getiremeyecek olması timsah göz yaşlarıylan aksetmektedir ekranlara. Bizim dinimiz böyle gayr-i meşrû adet günlerinde değil müsbet günlerde hediyeleşmeyi tavsiye vermektedir. Ve kimlerin hediye alıp vermesini bile belirlemiştir, Ali’den (ra) rivayetle Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyur­muştur: ‘İdarecinin hediye alması haramdır. Hâkimin rüşvet alması da kü­fürdür.’ (Müsned’den). Bizim itikadımız Noel’in değil; Aişe’den (ra) rivayetle: “Biriniz yolculuktan evine döndüğünde çoluk çocuğuna bir hediye getirsin. Taş gibi değersiz bir hediyeyle de olsa onlara sürpriz yapsın.” (Beyhaki’nin Şi’bü’l-İman’ından). Ya şu âyetlerdeki  ve hadis-i şeriflerdeki nehiylere rağmen -“Ey İman edenler! İçki, kumar, (tapınmak için) dikilen taşlar, fal ve şans okları şüphesiz şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan uzak durun ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içkide ve kumarda, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık (bunlardan) vazgeçmez misiniz? Allah’a itaat edin, Resûle de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer (itaattan) yüz çevirirseniz bilin ki elçimizin vazifesi, apaçık duyurmak ve bildirmektir.” (Mâide Sûresi 90, 91 ve 92).  “İnsan için ancak çalıştığı vardır. Onun çalışması şüphesiz görülecektir. Sonra ona karşılığı eksiksiz verilecektir”. (Necm Sûresi, 38-39) “Sarhoş edici şeylerden sakının. Çünkü bunlar kötülüklerin anasıdır.” (Neseî, Eşribe, 44). 

Müslümanların haram helâl elekleri delinmiş ve iman yasakçısı çalışamaz duruma gelmiş ve Çanakkale’mizin artık birileri tarafından geçildiğinin resmen ifşasıdır. Peki bu durumda biz Nur hizmetine namzet olanların vazifeleri ne durumdadır durup bir daha değerlendirmekte, yılın ve yılların muhasebesini yapmamızın vaktidir. Kel alaka olarak 31 Aralık akşamlarında masum çam ağaçlarını katletmenin, gayr-i Müslimlerin geleneklerini yaşatmak için kestikleri hindileri bırakalım, süfli müskiratı ve yine temel çıkış noktası gayri Müslimler olan tombala zar, piyango vs. alışkanlıklardan öte duralım ve Kur’ân’ımıza, hadislerimize, Nur Risalesi gibi tefsirlere dört yüz kırk dört elle sarılalım. İnanın bu bunu yapabilirsek kaybetme ihtimalimiz trilyonda birdir, kazanmak ise sonsuz sayılardadır. Çoluk çocuğumuza sahip çıkalım batıldan ve haramdan kurtaralım. “Bana, ‘Sen şuna buna niçin sataştın?’ diyorlar. Farkında değilim; karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor, içinde evlâdım yanıyor, îmanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, îmanımı kurtarmaya koşuyorum. Yolda birisi beni kösteklemek istemiş de, ayağım ona çarpmış, ne ehemmiyeti var? O müthiş yangın karşısında bu küçük hadise bir kıymet ifade eder mi? Dar düşünceler, dar görüşler!.. (Asay-ı Musa, s. 250). Hayırlı tilâvetler ve okumalar ve muvazeneli bir muhasebe yapmamız temennisiyle Allah’a emanet olun.

Okunma Sayısı: 1669
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı