"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aşk, nübüvvet makamına neden uygun düşmüyor?

Süleyman KÖSMENE
11 Haziran 2021, Cuma 00:05
Zeynep Hanım: “Üstad Hazretleri, Yakup Aleyhisselâm’ın, Yusuf Aleyhisselâm’a karşı duyduğu şiddetli duygunun şefkat olduğunu, aşk olmadığını, aşkın makam-ı nübüvvete uygun düşmediğini söylüyor. Aşk makam-ı nübüvvete neden uygun düşmüyor?”

Hazret-i Yakub’un (as) Hicranı

Yusuf Aleyhisselâm, Hazret-i Yakub’un (as) on iki oğlundan biridir. On yaşlarına geldiğinde kardeşleri onu kuyuya attılar. Babalarına ise Yusuf’un gömleğine kan bulaştırıp, “Yusuf’u kurt kaptı” dediler. Yakup Aleyhisselâm buna çok üzüldü. Aslında bunun dehşetli bir yalan olduğunu sezdi; ama sadece “söylediklerinize karşı bana sabır düşüyor” 1 diyebildi. Öyle ki, üzüntüsünden gözleri kör oldu.

Yakup Aleyhisselâm’ın, Yusuf Aleyhisselâm’a karşı, gözlerini kör edecek derecede duyduğu şiddetli hissin aşk mı, yoksa şefkat mi olduğunu muhakkikler tartışmışlardır.

İmam-ı Rabbanî buna aşk demiştir. Fakat aşkın nezih olmayan ve peygamberlik makamına uygun düşmeyen mecazî bir yönü de olması hasebiyle İmam bu yorumuna açıklama getirmiştir. 

İmam, Hz. Yakub’un (as) Hz. Yusuf’a (as) duyduğu şiddetli sevginin mecazî aşktan sayılmadığını, çünkü Yusuf Aleyhisselâm’ın güzelliklerinin uhrevî güzellik cinsinden olduğunu, ona olan aşkın da mecazî ve dünyevî olmayacağını, bu sebeple bir peygamberin bu uhrevî güzelliklere aşık olabileceğini, bunun peygamberlik sıfatı için bir kusur sayılmayacağını ifade etmiştir. 2

Şefkat Halistir 

Bediüzzaman ise Hz. Yakub’un (as) oğlu Yusuf’a (as) karşı duyduğu şiddetli sevgi hissini “aşk ve muhabbet” olarak değil, “şefkat” olarak tanımlıyor. “Şefkat çok geniştir” diyen Bediüzzaman, şefkatin bütün çeşitlerinin lâtif ve nezih olduğunu, aşkın ve muhabbetin ise, çok türüne tenezzül edilmediğini söylüyor.

Bediüzzaman şefkati örneklerle ele alarak, bir zatın şefkat ettiği evlâdı münasebetiyle bütün yavrulara, hatta yürek taşıyan bütün canlılara şefkatini gösterdiğini, böylece Rahîm isminin her şeyi kuşatan şefkatine bir nevî ayine olduğunu söyler. Hâlbuki aşk, uhrevî de olsa, nazarını sadece sevdiğinde yoğunlaştırır. Her şeyi sevdiğine feda ettirir. Yalnızca sevdiğini över; başka güzellikleri görmez, gözden düşürür veya inkâr eder. 

Meselâ bir âşık güneş için demiş ki: “Güneş sevdiğimin güzelliğini görünce utanıyor. Görmemek için bulut perdesinin arkasına saklanıyor.” Oysa güneş sekiz İsm-i azamın bir nuranî sayfasıdır. 

Âşık’ın, sevdiğini parlak göstermek için güneşi gözden düşürmeye hakkı var mıdır? Ama aşk bunu yaptırıyor.

Öte yandan şefkat halistir, safidir, bedelsizdir. Mukabele istemez. Şefkatin safî ve bedelsiz oluşu, hayvanlarda bile söz konusudur. Hayvanların yavrularına şefkatleri bedelsizdir, fedakârcadır, safidir, halistir. Korkak tavuk, sırf yavrusuna şefkat hissi yüzünden vahşî köpeğe saldırır, hayatını tehlikeye atar, köpeğin ağzından yavrusunu kurtarır. Bunu yaparken yavrusundan bir karşılık beklemez. Aşk ise karşılık görmek ister. Sevgisine karşı sevgi görmeye kilitlidir. Karşılık görmediğinde veya ihanet gördüğünde aşk çok büyük yara alır.

Şefkatin Her Biçimi Sevaptır

Şefkatte tahsis yoktur. Aşk ise sevgiliye tahsislidir. Meselâ evlâdına şefkat eden anne, aynı şefkatle bütün yavrulara, bütün canlılara, bütün mahlûkata da şefkat eder. Evlâdına duyduğu şefkat, diğer yavrulara şefkat etmesine engel olmaz. Diğer yavrulara şefkat etmekle evlâdına hainlik etmiş olmaz. 

Oysa bir âşık, ikinci birisine âşık olmaz. Olursa birincisine hainlik etmiş olur. Şefkat kimde, kime karşı ve hangi düzeyde olursa olsun… Mecazîsi, dünyevîsi, günah olanı yoktur. Hepsi güzeldir. Hepsi sevaptır. Hepsi ahiret hesabınadır. Aşkın ise hakîkî olanı ve mecazî olanı vardır. Mecazî olanı Peygamberlik makamına zaten uygun düşmez. Hakikî olanı da yukarıda zikrettiğimiz hususlarda şefkate yetişmez. 

Dolayısıyla, Peygamberlik makamına uygun düşen şefkattir. Zaten aslında İmam-ı Rabbanî de aşkın çok envaına tenezzül edilmediğini teslim ettiğinden tevil yoluna gitmiştir. Fakat uhrevî güzellik de olsa, aşk yerine şefkat demek Peygamberlik makamına daha uygun düşmektedir. Bediüzzaman bunu hatırlatıyor. 3

Dipnotlar:

1- Yusuf Sûresi: 18.

2- İmam-ı Rabbanî, Mektubat, 3/134.

3- Bediüzzaman, Mektubat, 8. Mektup, s. 43.

Okunma Sayısı: 1788
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı