Selahattin Bey: “Kötülüğe karşı iyilik yapma emri var. Peki, bir delikten iki defa ısırılmaz hakikati de var. Keza kötülüğe karşı en azından buğz etmek de var. Bu emirleri nasıl birleştirelim?”
İyiliğin En Güzeli
Ayetlere bakalım:
1-“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü iyiliğin en güzeli ile sav. Bir de bakarsın ki sana düşman olan, candan bir dost oluverir.”1 “Resulullah (asm) buyurdular ki: “Sakın sizden kimse kararsız olup da: “Ben de insanlar gibiyim, eğer insanlar iyilik yaparsa ben de iyilik yaparım, kötülük yaparsa ben de kötülük yaparım” demesin. Aksine, nefsinizi kararlı tutun, halk iyilik yaptı mı siz de iyilik yapın, halk kötülük yaparsa siz kötülükten sakının.”2
2- Resulullah (asm): “Mü’min aynı delikten iki defa sokulmaz, ısırılmaz.”3 Buyurdu.
3- Keza Peygamber Efendimiz (asm): “Bir kötülük gördüğünüz zaman elinizle, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da gücünüz yetmezse kalben buğz ediniz.”4 Buyurdu.
Kötülüğü Nasıl Savacağız?
Yukarıdaki İlahî emirler, kötülük yapmamızı yasaklıyor, iyilik yapmamızı emrediyor. Anladık ki, bize iyilik yapılsa biz de iyilik yapacağız. Ancak bize kötülük yapılsa, biz kötülük yapamayacağız. Buna izin yok!
Peki, kötülüğü nasıl savacağız? Kur’ân diyor ki: İyilikle! Hatta iyiliğin en güzeliyle!
İyiliğin en güzeli, seçilmiş bir iyiliktir. Bize kötülük yapmış birisine seçilmiş bir iyilik yapmamız isteniyor. Belki arkadaşımıza bile yapmadığımız iyi şeylerin daha ötesini ona yapmamız gerekiyor.
Çünkü diyor Bediüzzaman, “Eğer hasmını mağlup etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zahiren mağlup bile olsa, kalben kin bağlar, adaveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedamet eder; sana dost olur.”
Adamı çok kötü olsa bile, eğer imanı varsa, iyilik mesajımız ona ulaşır. Çünkü, “mü’minin şe’ni, kerim olmaktır. Senin ikramınla sana musahhar olur. Zahiren leîm bile olsa, iman cihetinde kerimdir. Evet, fena bir adama “İyisin iyisin” desen, iyileşmesi ve iyi adama “Fenasın fenasın” desen, fenalaşması çok vuku bulur.”5
Mademki Kur’ân emretmiştir; bu bir ibadettir. Bizim niyetimiz “kötülüğe karşı iyilik” ibadetini yapmak, Allah’ın emrini eda etmek ve Allah’ın rızasını kazanmak olmalıdır. Niyetimiz böyle olursa, onunla aramızdaki buzları da eritmiş, onu fenalıktan alıkoymuş ve insanlığa kazandırmış oluruz.
İyiliğin En Güzeli
Bazı kötülüklerde elbette izlenecek başka yollar da vardır: İşi adalete bırakmak! Adalet iyiliktir. İyiliğin en güzelidir. Şeytan kötülükleri kullanmasını bilir ve sever. Kötülükten de, iyilikten de kötülük üretmeyi pek becerir. Ama kötülükten iyilik üretmek şeytanın işi değildir.
Ancak her kötülüğün hakkından adalet gelir. Adalete güvenmek lazım! Kendi ellerimizle adalet vermeye kalkmamalıyız. Çünkü işe duygularımız karışır, adalet edemeyiz. Boşuna düşmanlığı çoğaltmış oluruz.
Bir delikten bir daha ısırılmamak için ferasetli olmamız yetiyor. Ferasetli olmak kötülük yapmak değildir. El ile düzeltmek de kötülük değildir. Bir kötülük karşısında önce iyilikle, olmazsa en fazla adaletle karşı koymak, zaten el ile düzeltmeye girer.
Dolayısıyla iyilikten başka bir şey yapma lüksümüz yoktur.
Dipnotlar:
1- Fussilet Suresi. 34
2- Tirmizî, Birr 63, (2008)
3- Buhârî, Edeb, 83; Müslim, Zühd, 63
4- Müslim, İman 78; Tirmizi, Fiten 11
5- Mektubat, s.312