"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Darbe sabahı askerdim

Abdil YILDIRIM
12 Eylül 2025, Cuma

Ne günler yaşadık zaman içinde,

Darbeler, diktalar, zulümler gördük.

Tanklar geçit yaptı gül bahçesinde,

Zincire vurulan bülbüller gördük.

Cumhuriyet döneminde yaşanan darbeler tarihinin yaşayan şahitlerinden birisi olduğumuz için kendimizi bahtiyar mı, bedbaht mı saymamız gerekiyor bilemiyorum. 1960 yılında henüz beş yaşında olduğumuz için o günkü olayları hayal meyal hatırlasak da, 27 Mayıs darbesini ilmen yakîn, 12 Mart Muhtırasını aynel yakîn, 12 Eylül darbesini de hakkelyakîn yaşamış olduk.

Kendimi darbenin içinde buldum

Gençliğin kanı üzerinde ikbal hesapları yapanlar, nihayet ortamın olgunlaştığına karar verdiler ve 12 Eylül 1980 günü, harekete geçtiler. İşte benim de kendimi sıcak bir darbenin içinde bulduğum gün, 12 Eylül 1980 günüdür. Bolu İl Jandarma Alay Komutanlığında askerlik vazifemi ifa ederken gerçekleşen bu darbede, biz de figüran olarak rol almış olduk. 12 Eylül sabahı saat 03.00’da alarm verildiği zaman, düğmeye basıldığını anlamıştık.  Alay komutanı duygusal bir konuşma yaparak, “Bu harekât, vatana ve millete hayırlı olsun” diyerek sözlerini tamamladı. Bu arada, hemen karşımızda bulunan gazinodaki televizyonda Hasan Mutlucan’ın davudî sesinden kahramanlık türküleri duyuluyordu.

İlk darbe cami cemaatine

Konuşmalardan sonra darbenin ilk icraatına başlamak üzere vazife taksimi yapıldı. Biz de mangamızı alarak bir sokağın başını tuttuk. Tam bu sırada sabah ezanı okunmaya başlamıştı. İçime derin bir hüzün çöktü. Şimdi sabah namazı için evinden çıkan mü’minleri uyaracak, sokağa çıkmanın yasak olduğunu söyleyecektik. Yani o insanları cami yolundan geri çevirecektik. Böylece hayatımın en zor vazifesini yapmak zorunda kalacaktım. “Netekim” az sonra başında beresi, elinde asası olan bir amca evinden çıktı, camiye doğru yöneldi. Şimdi ben bu amcaya ne diyecektim?  Mahcup bir şekilde, askere yakışmayan bir ses tonu ile “Amca bu sabah namazınızı evinizde kılın, sokağa çıkmak yasak” diyebildim. Adamcağız, “Ama evladım ben sokağa çıkmıyorum, camiye gidiyorum” dedi. İhtilâl olduğunu, ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilân edildiğini anlatmaya çalıştık. Böylece 12 Eylül darbesi ilk darbeyi cami cemaatine vuruyor, bunu da bizim gibi dindar Anadolu çocuklarının eliyle yapıyordu. Kimse ağzını açmıyor, herkes üzerindeki vazifenin mahcubiyeti altında eziliyordu.

Mağdur olduk, mahkum olduk, ama mağlup olmadık

Daha sonraki günlerde darbenin getirdiği pek çok mağduriyetlere şahit olduk. Bir taraftan da memlekette bulunan yakınlarımızı merak ediyorduk. Acaba onlar da evlerinden alınıp nezaretlerde bu şekilde sorgulanıyorlar mıydı? Gazetemiz kapatılmış mıydı? Risale-i Nurlar yine toplatılıyor muydu? Kitaplarımı merak ediyordum. Eşime yazdığım mektuplarda da “o kitapları sakla” diyemiyordum. Çünkü mektuplar okunuyordu. Nitekim köyümüzdeki genel arama sırasında bizim ev de aranmış ve kitaplarım didik didik edilmiş. Ama eşim, böyle bir aramanın olacağını düşünmüş ve askerler köye gelmeden Risale-i Nurları ve dinî kitapları saklamış. Neticede “Herhangi bir suç unsuru bulunamadı” diye tutanak tutarak evden ayrılmışlar. Her zaman darbelerin en ağır mağduru demokratlar ve dindarlar olmuştur. Onlar mağdur olmuş, mahkûm olmuş, ama hiçbir zaman mağlûp olmamışlardır. Hakk’ın hatırını başkalarının hatırına feda etmeyen ve hiçbir baskıya baş eğmeyen muhabbet fedaîleri, her devirde her türlü darbeye karşı davasını müdafaa etmiş ve her zaman da muzaffer olmuşlardır. Darbelere dair söylenecek çok söz, anlatılacak çok hatıralar var. Dilerim bundan sonra böyle söz ve hatıralara lüzum kalmaz.

Okunma Sayısı: 175
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı