Hanım okuyucularımız: “Risale-i Nur’u nasıl okumalıyız? Nasıl bir okuma planı yapıp okumalarımızı daha istifadeli hale getirebiliriz?”
Evde, İşte, Yolda Okuma
Risale-i Nur okumalarını arttırmamız gerekiyor. Okumuyor muyuz? Okuyoruz. Bir istatistik yapılsa, en fazla okuyan ve kitaba bağlı hareket eden grup olarak Nurcular’ın çıkması şaşırtıcı olmaz. Çünkü Nurculuk, mesaisini hangi hal ve şartta olursa olsun, okuma üzerine teksif eden bir harekettir. Evde, işte, yolda, otobüste, hazarda, seferde, hürriyette, hapiste, … Hemen her şekilde ve her yerde bir yolunu bulup okuma işini mutlaka yerine getiren bir yapıdır.
Hatta bidayette, belki hapse düşerim, elimde kitap olmaz diye Risale satırlarını ezbere dökenler olmuştur. Teyip Tahir Ağabey (rahmetullahi aleyh) gibi ezberden okumakla iştihar edenler olmuştur.
Okuma işi her fırsatta yapılabilsin diye muhtelif Risaleler cep boyutunda da milyonlarca defa basılmıştır. Keza Risale-i Nurlar dijital ortamda okunabilsin veya dinlenebilsin diye yayıncılar e-kitap, mobil, android veya sesli uygulamalara gitmişler, internet üzerinden muhtelif okuma ve araştırma siteleri kurmuşlardır.
Hepsine tebrikler!
Elektron Hızıyla
Bütün bu çalışmalar güzel olmakla beraber, yeterli midir? Hayır! Şüphesiz yetmez. Risale-i Nurlar’ın çok daha fazla işlenmeye, üzerinde çok daha fazla araştırma yapmaya, asr-ı hazır insanının dertlerine Risale-i Nur’dan çok daha fazla ilâç sunmaya şiddetle ihtiyaç vardır.
Çünkü Risalelerde işlenen öyle meseleler var ki, bakıyorsunuz, âlem-i İslâm ve insanlık bunları bilmediği için, sıkıntılar yumağından, kaostan, kargaşadan, terörden çıkamıyor. Ne İslâm’ı tanıyabiliyor, ne Kur’ân’ı, ne Hazret-i Muhammed’i (asm).
Ümmete ve insanlığa bu eserleri hızlı bir şekilde ulaştırmak gerekiyor. Nasıl bir hız olacaksa… Füze hızıyla… Elektron hızıyla… Işık hızıyla…
Meselâ dünyanın iki yüz diline hitap eden bir Risale-i Nur sitesi yapmak çılgınlık mıdır, çok mu zordur? Zor değildir! Hepsi niyetimize ve himmetimize bağlıdır!
Okuma Grupları Kurulabilir
Bizim günlük okumalarımızı düzenli, tertipli, ölümcül de olsa başka işleri öteleyen bir yaklaşımla arttırmamız gerekiyor. Meselâ, Zübeyir Ağabeyin tavsiyesinden yola çıkarak en az yirmi sayfayı baz alan bir okuma planı yapmak her halde zor olmaz. Günlük kör ve boş noktalarımız o kadar çoktur ki, şöyle bir tetkik etsek elimize en az bir iki saat gelir.
Sadece o kör noktalarımızı okumaya tahsis etsek, değişik saatlerde de olsa toplamda bir saatte yirmi sayfayı okumak zor olmayacaktır. Bir sayfayı 3 dakikada okursak, 20 sayfa en çok bir saatimizi alacaktır. Böyle bir şahsî, ama gerçekçi ve bize mahsus bir okuma planı yapabiliriz.
Whatsapp grubu oluşturmak gibi, okumayı teşvik edici tedbirlerle de okumalarımızı arttırabiliriz. Kardeşlerin sayfa okuma adedinin arttığını gördükçe bunun şevk unsuru olacağı aşikârdır.
Haydi Okumaya
Risalelerin biri birine tercih edilmez. Hepsinin kendi makamında riyaseti vardır.1 Dolayısıyla bütün Risaleleri sıraya koyup okumalıdır. Bütün Risaleleri okumayı dafi-i beliyyat görmelidir.2
Rahmeti celp eden, gazabı ve belâları def eden okuma tarzı, bütün Risaleleri muhatap alıp okumaktan geçer.
Üstadımızdan ve saff-ı evvel ağabeylerden duyduğumuz, mutlak biçimde günlük sayfa okuma adedini arttırmak ve okuma işine bütün Risaleleri dâhil etmektir. Ve planlı biçimde okuma sayfa adedimizi arttırmaktır.
Rahmeti celp eden, gazabı ve belâları def eden okuma tarzı, bütün Risaleleri muhatap alıp okumaktan geçer.
Haydi hep beraber okumaya!
Dipnotlar:
1- Bakınız: Kastamonu Lâhikası, s. 25; Barla Lâhikası, s. 157.
2- Kastamonu Lâhikası, s. 177.