"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tevhid, tevekkül ve esbap ortasında

Süleyman KÖSMENE
26 Haziran 2020, Cuma
İstanbul Rumuzlu okuyucumuz: “Böbreğinden diyalize giren bir yakınım var. Dört saat diyalizde kalıyor. Böbrek nakli için bir talepte bulunmuyor. Allah’ın hediyesidir diyor. Oysa Allah sebepler dünyasında şifasını belki yaratmıştır. Başvurması gerekmez mi?”

Şifa Allah’tandır 

Öncelikle hastamıza geçmiş olsun diyoruz. Rabb-i Rahim sıkıntılarını ebedî feyizlere tahvil eylesin inşallah. Âmin.

Allah hastalıklarımıza çeşitli sebeplerden şifa yaratmıştır. Bu kaynaklara başvurmak, rahmet ve şifa kapısını çalmak demektir. Şifa kapılarını çalmak bizden, şifa Allah’tandır. 

Aslında tevhid inancına sahip olanlar için bu aynı zamanda bir imtihandır da. 

Sebeplerden mi bilecek, tevhit inancına bağlı kalarak Allah’tan mı bilecek?

Böbrek ve Diyaliz Makinesi

Yumurta kadar 100 gram ağırlığında böbrek… En az insan boyunda 100 kg ağırlığında da diyaliz makinesi… Önceki Allah yapımı, sonraki insan yapımı... Önceki 2.4 milyon filtre ile günde 1500 litre kan temizliyor. Sonraki, 4 adet filtre ile günde 400 litre kan temizliyor. Önceki bize özgü ve beleş! Sonraki  bize özgü değil ve sadece kullanımına yığınla para ödüyoruz.  

Mukayese bile edilmez. Farkındalık olsun diye mukayese yaptım. Ama buna da şükür.

Diyalize gitmek bu gün için tıbbın böbrek hastalarına verebildiği en etkili adımdır? 

Yumurta kadar böbrek yapan ve böbrek hastalarına kesin çözüm sunan bir teknoloji henüz yoktur.  

Bu diğer organlarımız için de böyledir. Organlarımızın emsali yoktur. 

Dünyaya gelirken bizim için ne yaratılmışsa biz onları kullanıyoruz. Birini kaybettiğimizde eğer vücudumuzda bir yedeği yoksa hiçbir teknoloji ile bir yedeğini yapamıyoruz. Allah’tan; böbrekler çift yaratılmıştır. Birisi iflâs ettiğinde diğeri imdada yetişiyor. 

Ancak her organımız çift yaratılma şansına sahip değildir. 

Tevhid İnancının Büyüklüğü

Tıbbî teknolojinin insan organlarını üretmek yerine, yine insandan temin yoluna gitmesi, insanın âcizliğinin, insan organlarını yaratmanın imkânsızlığının, hilkatin emsalsizliğinin, tevhid inancının büyüklüğünün tescilidir. Aslında Tıp ilmi insanlığı tevhide, Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmeye çağırıyor. Anlayana!

Bu çağrıyı Bediüzzaman Kastamonu’da kendisini ziyarete gelen ve “Bize Hâlıkımızı tanıttır, muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar” diyen lise öğrencilerine şöyle ifade etmişti: 

“Sizin okuduğunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ı mahsusuyla mütemadiyen Allah’tan bahsedip Hâlık’ı tanıttırıyorlar. Muallimleri değil, onları dinleyiniz.” 1

Böbrekler çift çift yaratıldığı için, dokusu tutan canlı bağışçıdan, bir tanesini kendi rızasıyla temin etme imkânı bazen oluyor. Bu imkân, bağışçıyı zorlamamak, bağışçının hiç kimsenin baskısı altında değil, tamamen kendi feragati ile vermiş olması şartıyla düşünülebilir. 

Bu Olmadığında Organ Nakli mi? 

Tıp ilmi organ nakli konusunda maalesef şer’an henüz sınıfı geçebilmiş değil! Kendi fetvasıyla icat edilen bir “beyin ölümü” yutturmacası var. Beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin, yakınlarının rızasını alarak her türlü organını alabiliyor. Beyin ölümü sırasında organlar canlı bulunuyor. Bu esnada alınamayan bir organ, gerçek ölümde deforme oluyor, alınamaz hale geliyor. İnsan öldükten sonra en çok sekiz saniye içinde bütün organları iflas ediyor. Tıbbın çaresi kalmıyor! 

Fakat şer’-i şerifin sorusu şudur: Beyin ölümü gerçek ölüm müdür?  

Bu soruya tıp bile “evet” diyemiyor. Çünkü anestezi uyguluyor. Beyin ölümü gerçekleşen nice hastanın, sabredilirse, gereken tıbbî destek sağlanırsa, gereken ihtimam gösterilirse, daha sonra hayata döndüğü çok vakidir çünkü. 

Öyleyse bu caiz olmuyor. Yani siz bir adamı yaşatmak için, bir diğer adamı ölmeden öldürmüş oluyorsunuz. “Ölmeden mezara koydular beni” türküsünde olduğu gibi oluyor işler.  

O halde organ naklinden sadece, vericiyi öldürmeden alabildikleriniz caizdir. 

Bu şartlarda böbrek de bulunulabilirse, kullanmak caiz oluyor. 

DUÂ

Allah’ım! Hastalarımızı şifasız, doktorlarımızı çaresiz, insanlarımızı imansız bırakma! Tıp ilmine razı olacağın yeni inkişaflar lütfeyle!  İnsanlığa hizmet edene merhamet eyle! Âmin!

Dipnot:

1- Asâ-yı Musa, s. 34.

Okunma Sayısı: 1785
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı