"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ramazanla açılan pencere

Süleyman Uçar
17 Nisan 2023, Pazartesi
Kainat ve içindeki mahlukatta kudreti nihayetsiz Rabbimizin tasarrufatı güneş gibi görünüyor.

Sebepler ise izzet ve azametin ilanı için vaz edilmiş. Madde alemi zıtlıkların cevelanı olduğu için, sebebler aklın tevehhüm ettiği zahiri çirkinlikten Cenab-ı Hakkın tenzihine hizmet ediyorlar. İnsanın ilim ve iradesi en geniş olduğundan sebeplerin sultanıdır. İzzet ve azametin geniş bir ayinesiyiz.

Kur’an-ı Kerim’de Hz. Zekeriya (a.s) ilgili kıssada sebeplerle alakalı önemli hakikate dikkat çekilmiştir.

Zekeriya: “Rabbim! Bana ihtiyarlık gelip çatmışken ve hanımım da kısırken, benim nasıl oğlum olabilir?” dedi. Rabbi de: “İşte Allah, dilediğini böyle yapar” buyurdu.

Zekeriya: “Rabbim! O halde oğlum olacağına dâir bana açık bir delil göster” dedi. Rabbi de: “Senin istediğin delil, işaretle anlaşman dışında üç gün insanlarla konuşamamandır. Bu esnâda Rabbini çok zikret ve O’nu sabah akşam tesbih et” buyurdu. (Al-i imran 40-41)

Bu ayetlerin çok hakikatleri vardır. Sebepleri ilgilendiren mana ise şöyledir. Cenab-ı Hak en edna sebepten en ali neticeyi yarattığı gibi, Allah’ın emri olmazsa en ali sebebin eli edna bir şeye kafi gelmiyor. Yaşlılık çocuk sahibi olmak için yetersiz bir sebepken, Allah dilediği için Zekeriya (as) evladı sahibi oluyor. Konuşmak için yaşıyor olmak, agız ve dilin bulunması yeterli bir sebepken, Allah izin vermeyince üç gün halk içinde konuşamaması azametin sebebler üzerinde tecellisine bir işarettir.

İnsanın akıl ve kalbi sebepler perdesinden dolayı Rabbinin Rububiyetini, Rahmetini unutabiliyor. Nimetlerini zahiri sebeplerden bilmekle şükretmeyi ihmal ediyor. Nefsimiz ise açlık çekmeyince terbiye olmuyor. İçtima-i hayatda yardımlaşmanın gereğini hissetmiyor. Emanet olan vücudunun hukukuna riayet edemiyor. Kendini ölümsüz zannedebiliyor. Cenab-ı Hakka ben benim, Sen sensin diyebiliyor.

Ramazan-ı Şerif oruç ibadetini ihtiva etmesiyle gaflet perdelerimizi parça parça ediyor. Allah (cc) yeryüzünü zehirli böcekten bal, kan ve fışkı ortasından süt, kuru çubuktan leziz meyveleri göndermekle sofra gibi halk ettiğini fark edebiliyoruz. Rabbimizin merhametini açlığın yırttığı sebepler perdesinin arkasından bakabiliyoruz.

Oruç, yemek ve içmede sünnete ittibaya sevk ettiğinden sıhhatimize vesile oluyor. Oruçla fakirlere şefkat hissi kuvvetlenip yardımlarına koşabiliyoruz. Oruç, nefis terbiyemizde perdeler açıyor. “Gözünü namahreme bakmaktan ve kulağını fena şeyleri işitmekten men edip, gözünü ibrete ve kulağını hak söz ve Kur’ân dinlemeye sarf etmek gibi sair cihazata da bir nevi oruç tutturmaktır.”

Kuru çubuk gibi hayra kabiliyetsiz nefsimizden, iman ve ibadetle a’la-yı illiyyin meyvelerini halk etmek Rabbimizin azametine bir delildir.

Okunma Sayısı: 4568
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı