"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hapse sadece suçlular mı girer?

Ülker Yılmaz CABA
17 Şubat 2017, Cuma
“Haksız yere idam ediliyorsun” der karısı Sokrates’e. Sokrates “Ne yani? Haklı yere idam edilseydim daha mı iyiydi?”

Ünlü bir metin olan ve her devirde geçerliliğini koruyan Sokrates’in savunmasında, insanlığın çıkaracağı büyük dersler vardır. Sokrates, devrinin en bilge adamı olmasına rağmen “Benim bildiğim tek şey, bir şey bilmediğimi bilmektir” der ve şöyle ekler: “Dünya, hiçbir şey bilmediği halde, bildiğini sananlarla doludur. Bütün kötülükler, haksızlıklar bilgisizlikten doğar. Haksızlık yapmak, haksızlığa uğramaktan daha acıdır.” Bu anlayış zannediyorum ki birçok sorunu çözerdi, şayet başarabilseydik ve haksızlık yapmaktan korksaydık.

Toplum olarak son dönemlerde büyük bir imtihan içerisindeyiz. Her kesimden insan birçok haksızlıkla karşı karşıya kalıyor. Maalesef hakkaniyet ve liyakatten uzak uygulamalarla hukuk kuralları hiçe sayılırken vicdanî değerler de çok hırpalandı. Suçlu oldukları kesinleşmediği halde insanlar ‘hain, terörist vb.’ ithamlara maruz kaldılar. KHK’larla yapılan hukuksuz ihraçlar ve aylarca suçlarını dahi bilmeden hapis yatan on binlerce kişi ve onların milyonları bulan yakın - uzak çevreleri bu uygulamalar dolayısıyla adâlete olan güvenlerini yitirdi. Böyle bir ortamda özellikle hapishanelerden gelen mektuplar ve orada yaşanan hadiseler bazı ibretlik hikâyeleri ve tarihî kıssaları hatırlattı. Şöyle bir düşünce sardı beni: Acaba hapse giren herkesi suçlu ilân etmek doğru mu? O zaman zindana atılan Hz. Yusuf’u (as), senelerce bin bir eziyet ve işkenceyle hapsedilen Üstad Bediüzzaman’ı ve birçok âlimi nereye koymalıyız?

Yaşanan süreçte herkes aynı kefeye konulup, suçlu olup olmadıkları belli olmayan insanlar yaftalanıyor. Hatta babası hapiste diye küçücük çocuklara bile zulmediliyor.

Bir zamanlar özellikle muhafazakâr kesimde çok sevilen bir roman kahramanıydı Minyeli Abdullah. Kitabı daha sonra film olarak seyirciyle buluşmuştu. Bu filmde yaşananlar günümüzdeki duruma benziyor. Mısır’da geçen hikâyede Abdullah, Kral Faruk’un zulmüne uğruyor. Tek amacı İslâm’ı anlatmak ve yaşamak olan Abdullah bu sebeple evinde toplantılar düzenliyor ve çevresindekilere faydalı olmaya çalışıyor. Fakat hükümete karşı bir ayaklanma içerisinde olduğu iddiasıyla hapse atılıyor ve suçlu olmadığı halde bir cani gibi muamele görüyor. Ama o haldeyken bile Allah’tan başka kimseye boyun eğmemeye kararlı bir şekilde oradaki suçlulara da dini ve Allah’ı anlatıyor. Bir süre sonra en azılı suçlular bile uysallaşıyor ve mü’mince tavırlar sergilemeye başlıyor.

Filmi seyrederken Bediüzzaman ve talebelerini simgeleyen Minyeli Abdullahların her dönemde var olduğunu düşündüm. Özellikle meş’um 15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL sürecinde suçlu suçsuz demeden hapse atılan insanlar geldi aklıma. Hepimizin tanıdığı, akrabası, arkadaşı olan öyle insanlar ihbar veya iftirayla kurban seçildiler ki onların o zindanlarda olmasına kimse anlam veremiyor. Sonra Hz. Yusuf’u hatırladım. O da bir iftiraya kurban gitmişti. Ve zindanı kurtuluş olarak görmüştü. “Yusuf: Rabbim! Hapis bana, bunların çağırdığı şeyden daha sevimlidir. Eğer beni onların tuzaklarından korumazsan, onlara meylederim ve cahillerden olurum” dedi. Rabbi duâsını kabul etti ve onu onların tuzaklarından korudu. Bütün bu delilleri görmelerine rağmen, onu yine de bir süre hapsetme gereği duydular.”(Yusuf Sûresi, 33-35. âyet) Hz. Yusuf kıssası da işte bu yüzden bizlere ibretlik bir mesajdır. Zamanın Mısır yöneticilerinin keyfi uygulamalarının neticesi olarak, suçsuz olduğu halde Yusuf Peygamber de hapse atılır. Aslında hapse atılması, hakkında hayırlara vesile olacaktır. Bu hayırlardan biri zulmün odağı hapishaneyi vahyi yayma merkezi olarak kullanmasıdır. Bu zamandan sonra hapishaneler artık Medrese-i Yusufiye olarak anılmaya başlar. Bugün elimize geçen birçok mektupta hapishanede uhuvvet ve kardeşlik ortamının arttığı, ibadet ve okumaların hız kazandığı belirtiliyor. Umarım zulme uğrayan masumlar haklarında belki de hayırlı olan bu fırsatı en güzel şekilde değerlendiriyordur.

Bize düşen ise darbecileri lânetler ve onların katlettiği 15 Temmuz Şehitleri’ni rahmetle yad ederken, darbeyle mücadele gerekçesiyle ilân edilip o sınırı aşan OHAL uygulamalarının masum ve mağdurlarını da unutmamak olmalı.

Okunma Sayısı: 13616
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ayşe

    5.5.2017 13:11:36

    Allah razı olsun. Benim eşimde memur idi. 3 Ağustos'tan beri tutuklu. Hakikaten şuan suçlu ile suçsuzu ayıracak bir merci Yok.Tabi bu durumdan anne baba , eş , çocuklar, kardeşler etkileniyor ve Türkiye deki adalet inancımız sarsılıyor

  • Cüneyt Pınarak

    18.2.2017 10:57:47

    Kardeşlerim siz hakkı ifade eden seslerin sustuğu dönemde hakikatin savunucusu oldunuz buna ben de 21 yıllık öğretmenken ihrac edilmiş bir madur olarak şahidim artık adalet-i ilahinin tecelli etmesini bekliyorum

  • Rabia akyildiz

    17.2.2017 20:11:43

    Allah razi olsun .duygularimiza tercuman oldunuz. Benim eşimde yusuf 2 Ağustosta dan beri suçsuz yere içerde, 5 yaşindaki oğlum yunus her gün her gece babami özledim diye ağliyor ,cocuga anlatimiyorum neyi anlatayim , Söyleyecek cok seý var ama ,ben her şeyi Rabbime söyluyorum, Rabbim birlik ve beraberliğimizi bozmasin Bu dünya gecici ,eyer her şey Rabbimin istediği düzende olacaksa birileri bedel ödemek zorunda ise biz ödemeye talibiz sabr ederiz .yeterki bu vatan güzelliklere kavuşsun

  • serdar

    17.2.2017 19:25:24

    Allah her devirde birilerine Yusuf (a.s) payesi veriyor.Yusuflara selam olsun

  • Seda atilgan

    17.2.2017 10:07:50

    Tutuklu eşi olarak Allah razı olsun,hislerimize tercüman olmuş yazınız.Kocam fedakar polisim ihraç oldu daha sindirememişken tutuklandı suçsuz yere.cok şükür Rabbim'e ki suçsuz yere.Dilerim adalet bu dünyada da tecelli eder. Yasal banka gerekcesiyle(tahmin ediyorum) ihraç olmuş öğretmen Seda

  • Şule Soyal Şenol

    17.2.2017 09:01:38

    Eşim 31Temmuzda göz altına alındı ve tutuklandı. Ev hanımı kuzenim 16 gün önce tutuklandı. Ben ve çocuklarım akrabalar ve müslüman camia tarafından da vatan haini ilan edildik. Üstelik cemaatle alakam olmadığını bildikleri halde. "Pek çok kişi temiz niyetlerle birşeyler yapmaya çalıştı, niçin darbe soruşturmasında bu kişiler darbeyle hiç alakası olmadığı halde niçin terör örgütü üyesi olmaktan suçlanıyor?" dediğimde bana " sen taraflı bakıyorsun, bunlar maddi manevi destek verdi, cezalarını çeksinler diyor" bizzat karındaşım. Sözün bittiği yerdeyim. HASBUNALLAH

  • Serdar celik

    17.2.2017 07:22:02

    Slm agbi allah razi olsun ... Ben sendikaya girip ciktim diye ihrac oldum...sendika yasaldi anayasa hakki idi bilmiyordum sendika kimlere ait Bilsem girmezdim yedi aydir is ariyorum...artik sendika kriterden ciksin

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı