Sevdiklerimi ahiret âlemlerine her uğurlayışta kendi kendime mırıldandığım bir cümle vardır: “Ölümden sonra tekrar bir araya gelme inancı olmasıydı bu derin acıyı nasıl dindirebilirdik?”
Ölümün son değil, başka bir hayat mertebesine geçiş yolculuğunun başlangıcı olduğuna iman etmek, tekrar görüşeceğini bilmek, ayrılık acısını teskin eden, kalbi tatmin eden bir haldir. Risale-i Nur Külliyatı’nda Haşir Risalesi bu konuda hem bir zikir, hem bir fikir kitabıdır. Ayrılık acısına tesellimiz, kalp yaralarımıza merhemimizdir.
Meryemimin ayrılığı da bu duyguları yaşattı.
“Tekrar görüşeceğiz Meryemcim, acıların sızıların olmadığı o yerde sen yine kuş cıvıltısını andıran sesinle şakalar yapacak, sevimli aile hikâyeleri, çok sevdiğin yeğenlerini anlatacak, sevdiğin dostlarınla tanıştıracaksın” düşüncesi teselli etti beni.
Dinimizdeki iç hastalığından vefat edenlerin şehit olduğu hükmü de gönlümüzü ferahlatan bir başka hakikatti. Sen hem Risale-i Nur’u talim eden bir ilim talebesi, hem de iç hastalığından şehit olarak vefat ettiysen şerefli bir rütbeyle karşılanmış olmalıydın sevdiklerince… Şehitlik hayat mertebelerinin en güzeli. Öldüğünü fark ettirmemek Rabbimizin şehide verdiği özel bir ikram, bir mükâfat değil mi?…
Telefondaki son görüşmemizde zor aldığın nefesinde kesik kesik helâllik istemiş, hakkını helâl ettiğini söylemiştin. Çok güzel bir âleme gideceğini biliyordun. Seni teselli etmeye çalışırken, sen teselli etmiştin beni. Aile fertlerini teker teker sormuş “Hizmete devam, çok çalışın Yasemin Abla!” demiştin. Hastalığın artık vücudunun her tarafına yayılmıştı.
Memleketini o kadar çok severdin ki, Meryem Hatay demekti bizim için. Hatay da Meryem. Keyifli zamanlarında Hatay’ın ormanlarını, kekiklerini, mantarlarını, kuşlarını, zeytinlerini, Hatay’a özel yemekleri, dede ve babaanne hikâyelerini anlatır, güler güldürürdün.
Seni dinlerken sendeki samimiyeti, berraklığı gördükçe hep düşünürdüm: “Meryem vücut elbisesini çıkarsa her halde melek olurdu. Melek vücut elbisesini giyse şüphesiz Meryem olurdu” diye…
Öğrendim ki, ebedî istirahatgâhın yine aynı hastalıktan vefat eden anneciğinin yanı başında olacakmış. Haşir sabahını anneciğinin yanında bekleyecekmişsin.
Melekler kabrinde arkadaşın, arkandan gönderdiğimiz hatimler, Yasinler, duâlar ahiret yolculuğunda azığın olsun.
Nur ol, nurlar içinde kaybol Meryemim.