"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayvanların hukuku

Yasemin GÜLEÇYÜZ
30 Kasım 2022, Çarşamba
“Merhamet edene Allah da merhamet eder; yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin”

(Ebû Dâvûd, Edeb: 58)

Bugünlerde hayvanlara yapılan zulümler gündemin ilk sıralarında.

İnsana merhamet etmeyen hayvana merhamet eder mi?

Hasta, gaddar ve zalim asrın merhametsiz insanı Rabbini tanımamaktan gelen bir vahşilikle hakimiyetini elinin uzattığı her yere kurmaya çalışıyor. Ailede eşine ve çocuklarına, sokakta hayvanlara, dünyada ülkesinde menfaatini tehdit olarak gördüğü herkese…

RABBİMİZ NE İSTER?

Alemi eşsiz bir saray gibi donatan ve insanoğluna sunan Rabbimiz bizden fiyat olarak şükür, ibadet, zikir, güzel ahlâk ve merhamet istiyor. Ezeli kelamında ve elçisi olan Efendimiz (asm) vesilesiyle de bunun nasıl yapılacağını bir “hüsnü misal” olarak bize gösteriyor.

Kuvvetlinin zayıfı ezdiği bu merhametsiz asırda belki de tarihte hiçbir zamanda görülmeyen büyük zulümler yaşanmakta. İletişim teknolojisinin gelişmesi bu konuda dünyanın dört bir yanından haberler getirmekte, şefkat cihetiyle ilgilenmekteyiz. Ama aciziz. Elimizden fazla bir şey gelmiyor. Ancak kendimiz, ailemiz ve yakın çevremiz için iyi bir şeyler yapmaya gayret etmekteyiz.

Evimizdeki kedimiz Şefika ailenin bir ferdi gibi. İletişim ustası herkesle anlayacağı dilde miyavlayarak konuşuyor, mesafeler koyuyor, samimiyet kuruyor, o mu bizi eğitiyor biz mi onu eğitiyoruz bilmem. Sanrım o bizi eğitiyor, şifaya, berekete vesile oluyor.

Yasadığımız binadaki merhametli insanlar sokak hayvanları için yaz kış apartman önündeki su ve gıda kapları ile ilgileniyorlar. Camilerimizin avluları, metro istasyonları kediler için şefkatli yuvalar hükmünde, parklarımız belediyenin kedi köpek evleriyle süslenmekte …

Hayvan sevenler için bunlar çok güzel tablolar!

KUR’AN’DA HAYVANLAR

Kur’an’da hayvan isimleri taşıyan bir çok sure bulunmakta, Rabbimizin şükür istediği nimetler olarak bize anlatılmaktadır.

Hz. Davut’un kuşlarla birlikte Rabbini zikrettiği, Hz. Süleyman(ın (as) hayvanların dilinden anladığı, Peygamberimizin (asm) hayvanlarla konuştuğu ve onların hukuku üzerine Sahabelerini ikaz ettiği şüphe duyulmayan bir gerçek. Zaten fıtratımızdaki vicdan duygusu da hayvanlara merhamete tüm insanları yönlendirmekte. Kainat sarayında her bir varlığın önemli vazifeleri var. Onların hayat hakkını ellerinden almak varlık alemindeki dengeyi bozduğu gibi iç dünyamızdaki ahengi de etkilemekte.

GÜÇSÜZLER OLMASAYDI

Tarihimizden okuduğumuz kadarıyla Osmanlı’da sokak hayvanlarına bakan vakıflar vardı. Cami önlerinde, hayvanlara özel peksimet dağıtılırdı. Evlerin önünde su ve mama kabı, doğum yapacak hayvanlar içinse samandan yataklar bulundurulurdu. Sadece sokak hayvanlarını değil, kışta aç kalan yabanî hayvanları beslemek için, dağ başına yiyecek bırakılırdı.

Beşiktaş’ta kuş hastanesi, Üsküdar’da kedi hastanesi, Bursa’daysa Gurabahane-i Laklakan isimli bir leylek sığınma evi kurulmuştu. “Kuş evi” ya da “kuş sarayı” denilen insan yapımı kuş evleriyse mimarlık tarihimizin yüz akıydı.

Osmanlıda sokak hayvanlarına merhamet edilmediği her dönemde savaş, deprem, kıtlık,gibi ağır musibetlere uğramıştır. Halk arasında Hayırsız ada olarak anılan İstanbul adalarından Sivri ada zaman zaman sokak hayvanlarının toplanıp hapsedildiği açlıktan öldüğü bir mekan olmuş akabinde yangın ve salgın hastalık musibetleri gelmiştir.

İlâhî adalet!

HÜLASA

Zayıflara merhamet ve hukukuna riayet etmek kendimize, ailemize, çocuklarımıza yapacağımız en büyük iyiliktir.Bize iyi gelen şifalı bir sevinçtir.

Alemlerin Rabbine bizi sevdirir

Bundan daha güzel ne olabilir?

Okunma Sayısı: 2493
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    30.11.2022 21:22:59

    Gidişata ve vaziyyete bakılırsa İNSANLIK CAHİLİYYE DÖNEMİNİ tekrar yaşamaya başladı? Allah c.c islah etsin ve yar ve yardımcımız olsun inşaallah.

  • S.topuz

    30.11.2022 21:18:23

    .."Evet kasavet-i mücessemenin (Cisimleşip,görünür hale gelen kalp katılığı) misal-i   müşahhası ( Belirlenip görünür durumdaki örnek)  olan "ve'd-i benat" (Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi) gibi umûrlardan (Hususlar, işler) kalblerini taskil etmesi (Cilalama, parlatma) ve rikkat-i letafetin (İnce, hassas acıma duygusu) lem'ası (Parıltısı) olan hayvanata (Hayvanlara) merhamet (Acıma, şefkat etme), hattâ karıncaya şefkat (Başkalarına karşılıksız acıma ve merhamet etme)  gibi umûr ile tezyin (Süsleyip bezemek) etmesi; öyle bir inkılab-ı azîmdir (Büyük ve köklü değişim) -hususan öyle akvam-ı bedevide Şehirve medenî hayat yaşamayan göçerler) - ki, hiçbir kanun-u tabiiyeye (Allah 'ın c.c koyduğu rabiat kanunları) tevfik (Uygun, münasip)  olmadığından, hârikulâde olduğu musaddak-kerde-i erbab-ı basirettir (Basiret ve ileri görüş sahiplerinin tasdikleyip doğrulaması). Basiretin varsa tasdik edeceksin." Bediüzzaman Said Nursi, Muhakemat - 151

  • S.topuz

    30.11.2022 21:13:07

    "Üçüncü Meslek    Yani: Zaman-ı halin, yani asr-ı saadetin sahifesinde dört nükte, bir noktayı nazar-ı dikkate almak gerektir: ....Dördüncüsü:    Tergib (Rağbet ettirme, şevklendirme)  veya terhib (Korkutma)   hilesiyle ancak yalnız bir tesir-i sathî (Yüzeysel tesir) edip ve akla karşı sedd-i turuk (Yolları kapayan) edecektir. Şu halde a'mak-ı kulûbe (Kalplerin derinliği) nüfuz ve erakk-ı hissiyatı (Duyguların en inceleri)  tehyic (Heyecanlandırma) ve şükûf-misal (Tomurcuk gibi) olan istidadatı (Kabiliyetler) inkişaf ettirmek (Geliştirme) ve kâmine (Saklı) ve nâime (Uyuyan) olan seciyeleri (Huy, karakter) ikaz ve tenbih ve cevher-i insaniyeti (İnsanlığın kiymeti ve cevheri) feverana (Coşturma) getirmek ve kıymet-i nâtıkıyeti (Düsünmek ve konuşmaklığın kıymetli) izhar etmek, şuâ-i hakikatın (Gerçeğin parıltısı) hâssasıdır."... Bediüzzaman Said Nursi, Muhakemat,

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı