03 Eylül 2011, Cumartesi
Kalp beden için ne kadar önemli ise, onun maneviyât yönünü teşkil eden idrak, şuur, akıl ve irade gibi kuvvelere merkez olmasıyla ruh için de hayatî bir önem taşımaktadır.
İnsan manevî kalbine ait hususiyetleriyle hakikî insandır. Buradaki hususîyetleri ve buradaki tasfiyeyi ve selimiyeti muhafaza ile ancak meleklerden üste çıkabilir. Cenâb-ı Hak katındaki kıymeti de kalp ayarlarıyla alâkalıdır.
Kalp âyine-i Samed’dir.
Kalp nazargâh-ı İlâhîdir
Mü’min kalbi arş-ı Rahman’dır.
Kalp Kâbe hürmetindedir.
İşte bu kadar önemli olan kalp, Sahibi’nin nüzûlü, tecellisi için her zaman temiz olmalı ve temiz tutulmalıdır. İnsanın çoğu zaman muhabbetteki tevhidi yakalayamaması, mülkteki tevhidi, hislerin, duyguların, ümidin, korkunun tevhidini bulamaması muhabbette, korkularda, mülkte, duygularda şirke düşmesini netice vermektedir.
Dünyaya bağlanmak, dünyalıkları O’nun rızası dışında sevmek sevgide tevhidi kaybetmek ve şirke düşmek anlamına gelir. Zira insan dünya ve dünyalıkların sahibi olabilir. Fakat onların insana sahip olması manevî hastalıkların ve bütün kötülüklerin başladığı noktadır. İnsana verilen nimetler Allah’a ulaşan yolda birer binektir. Bu tersine döndüğü zaman insan dünyanın bineği hâline gelir. Eskilerin lat, uzza vesâirelerinin yerini bu sefer ev, araba, makam, mevki, eşya, kişi alır. Eşref-i mahlûk olan insan böylelikle kendini esfel-i mahlûk (mahlûkatın en sefili) derekesine indirecektir. Zaten eşref-i mahlûk olan insan, dünya ve dünyalıkların “efendi” olamayacağını gösteren ve yaşayan insandır.
Bediüzzaman ameliyat-ı cerrahi hükmünde kalbin masivadan nasıl temizleneceğinin dersini 3. Lem’a’da verir. Burada Allah’ın muhabbetiyle sevilmeyen her şeyin firak acılarıyla yaralandığını ve dünyalıkların aslında “alâka-i kalbe lâyık” olmadığını tesbitten sonra, eğer insan bu hadsiz mahbuplarından vazgeçmez ve üzerlerinde fanilik damgasını okuyamazsa mahbuplar adedince kalbinde “manevî cerihalar” oluşacağını söyler.
İşte insanın bu cerihalarına hem merhem, hem tiryak olacak zikr-i İlâhînin ise “Ya Bâkî ente’l-Bâkî” olduğunun dersini verir.
Kalbin maneviyat için muallâ olan konumunu her zaman korumak çok önemlidir. Zira aklî, fiilî, amelî, siyasî, fikrî, ahlâkî şirk ve sapmalardan uzak kalabilmek çok kolay değildir, fakat kalbin ayarı sabitlendiği takdirde selimiyetini muhafaza eden evrad, ezkâr, ibadet, tövbe ve istiğfarla ihmal edilmediğinde hedef ve istikameti bozulmadığı, niyet çizgisi hep doğru olduğunda akıl, fikir, amel, ahlâk da tevhidini bulacaktır. Bu noktadan bakıldığında kalp hepsinin merkezi konumundadır. Buradaki maraz insanın diğer manevî ayaklarını da hastalandıracaktır.
Kalbe yüksek hedefler çizilmez, ibadet, ihlâs, ihsan, tefekkür, muhasebe, murakabe gibi kaynaklarla beslenmez ise bu kalp bozulmaya, yaralanmaya hatta taşlaşmaya mahkûm olacaktır. Küfür, ucb, kibir, tûl-i emel, gaflet, şehvet, menfaat, makam düşkünlüğü, dünyevîlik, masivaya muhabbet gibi su-i ahlâk eserleri kalbin virüsleri olup kalbi hastalandıracaktır.
İşte her gün akşam ile yatsı namazı arasında okunması gereken ve Üstadın ders verdiği virdler ve zikirler kalbin masivaya olan bağlılığını bir bir tedavi etmektedir. Zira zikirler dilden çok kalbin ve zihnin bir faaliyetidir. Duyma ve düşünme ile alâkalıdır.
Hâsılı kalbi mefluç eden en önemli şey muhabbette, sevgide tevhidi yakalayamamaktır. Hiçbir şeyi Allah’ı sever gibi sevmemek gerekir. Böyle olursa muhabbette ve sevgide şirk koşulmuş olur ki, bu da sadece imanı zedelemez, aynı zamanda sevdiği şeyin elinden kaçmasına sebeptir. Çünkü Allah “Gayur”dur. Kulunun kendi hakkı olan sevgisini, muhabbetini başkalarına tahsis etmesine razı olmaz. Kalbi masivadan temizlemek gerekir. İşte Risâle-i Nur’da bu temizleme metotlarından birinin adı da “Ya Bâkî ente’l-Bâkî” metodudur.
Okunma Sayısı: 12681
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.