Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyinde (BMGK) Pakistan Başbakan Yardımcısı Muhammed İshak Dar’ın başkanlığında ihtilâfların barışçıl çözümüne ilişkin düzenlenen açık oturumda yine güzel konuşmuş.

Düzenlenen oturumun konusunun uluslararası barış ile çok taraflılık arasındaki açık bağlantıya ışık tuttuğuna işaret eden Guterres, “80 yıl önce BM, insanlığı savaş belâsından korumak amacıyla kuruldu. BM Şartı’nın mimarları, jeopolitik gerilimlerin tırmandığı, çözülemeyen ihtilâfların çatışmayı körüklediği ve devletlerin birbirine olan güvenini kaybettiği durumlarda ihtilafların barışçıl yollarla çözümünün can damarı olduğunu kabul etmişti” hatırlatmasını yapmış.

Pakistan’ın, başkanlığını kullanarak tüm üye ülkeleri küresel barış arayışında bu araçlardan tam anlamıyla yararlanmaya teşvik eden karar tasarısı sunmasını takdirle karşıladığını dile getiren Guterres, “Buna her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Dünya genelinde uluslararası hukukun, insan hakları hukuku, mülteci hukuku, uluslararası insancıl hukuk ve BM Şartı dahil, açıkça ihlal edildiğine ya da tamamen görmezden gelindiğine tanık oluyoruz, üstelik hiçbir hesap sorulmadan” demiş. 

Guterres’in Gazze tesbti de dikkat çekici: “Gazze’de yetersiz beslenme, son raddeye ulaştı. Gazze’de açlık her kapıyı çalıyor ve artık insanî ilkeler üzerine inşa edilen yardım sisteminin son nefesini verdiğini görüyoruz. Bu sistem, işleyebilmesi için gerekli şartlardan mahrum bırakılıyor. Yardım ulaştıracak alan verilmiyor. Hayat kurtaracak güvenlik sağlanmıyor. İsrail’in askerî operasyonlarını yoğunlaştırdığı ve Deyr el-Belah’ta yeni tahliye emirlerinin verildiği bir ortamda yıkımın üstüne yıkım ekleniyor.” (AA, 23 Temmuz 2025)

Şimdi böyle bir tablo varken tek başına “güzel konuşma”ların işe yaradığı söylenebilir mi? Elbette güzel konuşanlar, dertleri dile getirenler de takdir ve tebrik edilmeli; ancak hemen peşinden bu sözlerin hayata geçirilmesi istenmeli. 

BM Genel Sekreteri’nin ifadesiyle Gazze’de ‘yıkım üstüne yıkım’ yaşanıyorsa; bir an evvel zalim İsrail’in durdurulması gerekmez mi? Hür dünyayı temsilen BM ya da diğer uluslar arası kuruluşla İsrail’i durduramıyorsa varlıklarının bir anlamı kalmış olur mu?