"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kemalizm’i savunmak Demokratlara bir şey kazandırır mı?

İbrahim ERSOYLU
25 Temmuz 2025, Cuma
Ahrar/ demokratlar, birinci sınıf bir demokrasiyi; adaleti, hak ve hürriyetleri, hukuk üstünlüğünü, kanun hâkimiyetini, çoğulculuğu, istişareyi (hür meclisi), yasama, yargı ve yürütmenin bağımsızlığını ülkemizde kâmil manada tesis ederken, ülke kaynaklarını eğitim, sağlık, ulaşım, sanayi ve tarım üretimi projelerinde kullanarak toplumun medeniyet ve refah düzeyini yükseltmeyi gaye edinen siyasî güçlerdir.

Kemalizm ise, demokrasiye yer vermeyen, insan hak ve hürriyetlerini tanımayan, farklı fikir ve düşünceleri tehlikeli sayan, devlet otoritesini kullanarak halkı baskı ve tahakküm ile yönetmeyi ön gören, dini vicdanlara hapsedip manevî değerleri toplum hayatından silmeyi hedefleyen ve tek kişinin görüşlerine bina edilen bir ideolojidir.

Demokrasi ile Kemalizm zıt kutuplardır. Birinin bulunduğu yerde diğeri barınamaz. Biri ilerlemeye, diğeri geri kalmaya sebep olmaktadır.

Dünyada demokrasi ile idare edilen devletler, başta hukuk ve hürriyetler olmak üzere ilim, sanat, sanayi, teknoloji ve refahta dünya sıralamasının en üstünde yer alırken, 90 küsur yıldan beri Kemalizm ile yönetilen ülkemiz, yukarıda sayılan hususlarda dünya sıralamasının en alt tarafında yer almaya devam etmektedir.

Hakikî demokratlar asla Kemalist olamaz. Kemalizm’e halisâne inananların da gerçek demokrat olmaları mümkün değildir. Hakikat bu halde iken, ülkemizde demokrasi ile Kemalizm’i uzlaştırmak, birbiriyle barıştırmak için çok gayret sarf edildiğini görmekteyiz.

Devletin derin mahfillerinde yuvalanmış, devlet gücünü haksız ve hukuksuz bir şekilde ellerine geçirmiş Kemalist güçler, ideolojilerinin iç yüzünü kamufle edip kitlelere kabul ettirmek için onu, demokrasi sosuna bulayarak takdim etmektedirler.

Günümüzde Ahrar/Demokrat geleneğinden gelen bir kısım siyasîler ve kendilerini demokrat olarak tanımlayan bazı zevat, hiç gereği ve buna ihtiyaçları yokken, Kemalizm’den bir meşruiyet elde etmek ister gibi ona sahip çıkmaları çok gariptir. Bu ideolojiyi savunmak onlara bir fayda sağlamaz, bilâkis çok şey kaybettirir.

Halk, basiretiyle bu ideolojinin iç yüzünün farkındadır. Devletin, geniş imkân ve araçlarıyla resmî bayram süreçlerinde, okullarda ve meydanlarda yapılan parlak Kemalizm propagandasına inanmamaktadır.

Onlar, demokrat siyasî güçlerin ona sahip çıktıklarını gördüklerinde, “Bunlar da Kemalist imiş” deyip onlara iltifat etmemeleri, yanlış siyasî adreslere yönelmeleri kuvvetle muhtemeldir.

Ayrıca onların, demokrasilerde asla yeri olmayan, darbecilerin okullara zorla dayattığı ırkçılık kokan andın tekrar geri getirilmesini savunmaları, misyonlarıyla çelişen bir talihsizliktir.

Son söz: Hakikî demokratların yapacağı iş, halkın kafasını karıştıran demokrasi ile Kemalizm’i birlikte savunmak, halkın tasvip etmediği andın tekrar getirilmesini talep etmek yerine; geçmişte selefleri Adnan Menderes ve Süleyman Demirel’in yaptığı gibi sadece demokrasiye yüksek sesle vurgu yaparak toplumu onun ortak paydasında birleşmeye çağırmaktır.

Onların en önemli meşguliyetleri, AKP, MHP gibi partilere dağılan demokrat kitleye uygun bir yolla ulaşıp, onlara demokratik hedef ve programlarını etkili bir şekilde anlatarak yuvaya dönmelerini sağlamak, mevcut istibdat yönetimine karşı merkez sağda ülke yönetimine aday, demokrat bir alternatif olduklarını göstermek olmalıdır.

Okunma Sayısı: 872
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İlhan

    25.7.2025 20:19:04

    Adaleti Katleden ve imar barışı diyerek milletini dolandıran,KUDÜS'E ÜSTÜN HİZMET NİŞANI verileni kem sözleri ile güya itibarsızlaştırdığını sanıp esasen YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ verildiğindeki sözleri ile alem-i İslama,müslümanlara terörist diyen birini neden,niçin açıkça kınanmaz. Siyonist katilleri kurtaracak amma müslümaa soykırım yapana her trülü desteği verdiği bilindiği halde gıkınız çıkmayacaksa sahi ben müslümanın kardeşinin yanında olduğunu nasıl görecek ve güveneceğim. İçeride başsağlığı diledi diye 158 gün nahak hapsedilen kardeşimizi görme,40000 den fazla masumun katiline af ha.Yapmayın kardeşlerim bu müslümanın hak,hukuk,adalet anlayışı olamaz.

  • Hüseyin İlhan

    25.7.2025 20:14:42

    Genelde müslüman ve dmokratların hayata bakışı,karakter ve seciyelerini iyi izah etmiş,ancaak bu karakter,seciyelerin esamesinin dahi olmadığı sadece din istismarı yapan,dini tahrif ve tahrip ederek,dessasane siyaseti ile dindarları aldatıp daha evvelki tekadamdan farkı dindar mış gibi görünerek zehirini,necasetini ülkeye hatta alem-i islama yayarak hile,entrika,gasp,dolandırıcılık,yalan,emanete hıyanetlik,rabbimizin açık ve sarih olan yasakalrını çiğneyip,dejenere ederken dindar görünüp,dindarlar hakkında,hak yiyenelrin daima dindarlarmış gibi gösteren birine neden,niçin ve hangi alameti ile ses çıkarılmaz,zımni destek verilir.

  • A. Pelin Kurukahveci

    25.7.2025 19:15:21

    Bugüne gelecek olursak, sandık ortada işte. Eğer o dönem gibi bir dönem olsaydı sizin tek adam diye eleştirdiğiniz Erdoğan sandıkta dibe vururdu. Erdoğan tek adam olabilir, ama CHP tek partidi dönemi ile kıyaslanamaz bile. Yüz katı daha otoriter olması lazım, muhalefeti toptan silip atması lazım ki, o zaman bu kıyaslamayı yapmaya hakkınız olsun. Şu an bu kıyasınız bir kıyas-ı maal farıktır. Açıkça yanlıştır.

  • A. Pelin Kurukahveci

    25.7.2025 19:15:17

    Osman bey, bugün, antidemokratik olan uygulamaları, kayırmacılığı, partizanlığı, liyakatin dikkate alınmamasını, günü kurtaracak politikaları, faiz sistemini, kemalist eğitim sisteminin tasfiye edilememesini vs vs onlarca hususta eleştirilerilerimiz bakidir. Ancak, CHP tek partisi bu kadar eleştiriye dahi tahammül etmiyordu. Halkın rağmına, halkı idam ederek Türkiye'nin makaslarını islam dünyasından koparıp, pozitivist batıya kırdılar. Kazım Karabekir parti kurdu. Halkın teveccühünü görünce olan işi yaptılar. 1930 da SCF'yi bizzat kendi emriyle kurduruyor. Kurucular başlarına bir şey gelmemesi için garanti istiyorlar. MV listesini bizzat kendisi hazırlıyor. Bu duruma rağmen dahi halk yine teveccüh ediyor. 3 ayda yine kendisi kapattırıyor. 1950 de Demokrat parti sandıkta halk partisini ezip geçiyor. Millet halkçılardan, akrepten kaçar gibi kaçmış.

  • Salih baş

    25.7.2025 17:58:45

    Pelin abla hangi gün

  • Osman Yıldırım

    25.7.2025 14:32:45

    Sayın Kurukahveci,bugün de öyle değil mi,herşeyi bir adam bilir,kendi rakibini de kendi seçer, kendine biat etmeyenleri terörist,vatan haini ilan eder,sonra döner eğer siyasetine fayda sağlıyorsa onlarla yol yürür,dün mübarekler dediğini şeytan ilan eder,dün terörist dediğiyle birlikte yol yürür. Ne farkı var bundan öncede tek adam vardı bugünde tek adam. Yani dindar görünümlü olunca sonuç değişiyor mu. Dün ordu ve tüm devlet kurumları bir kişinin emrindeydi bugünde herşey bir kişinin emrinde. Yani bugün meşrutiyet cumhuriyet demokrasi mi var. Dünde yoktu bugünde yok. Tek fark dünkü samimiane dine karşıydı bugünkü de dindarmış gibi görünüp icraatlatıyle toplumu dinden soğutmustur. Zira adil olmayan birine dindar denir mi. Dün övüp göklere çıkardığı bir toplumu yerin dibine batıran veya dün yerin dibine batırdığı bir toplumu göklere çıkarana dindar denirmi. Böyle birine dense dense siyaseti için herşeyi mübah gören denir.

  • Abdullah

    25.7.2025 12:31:20

    Nurcuların bölünmeleri, demokratları da olumsuz etkilemiştir.Demokratların istinad noktaları nurculardır.Nurcuların dağılımları, onlarında dağılmalarına sebep olmuştur desek herhalde yanlış söylemiş olmayız.Tek çare nurcuların ittihadıdır. Bu ittihad bir an evvel sağlan malıdır.Risale-i Nur'da nurculatı değil, kainatın kürelerini birbirine bağlayacak güç, kuvvet, ilim ve Nur vardır.Yeter ki şahsi görüş ve düşüncelerimizi öne çıkarmayalım.Nur'' prensiplerini esas alalım. Çare yanıbaşımızda...

  • S. Pelin Kurukahveci

    25.7.2025 09:32:21

    Devletin sahibi Müslümanlardır. Kemalist sistem arızi bir tasalluttur. Gün gelecek sökülüp atılacaktır. İnşallah bir gün Üstadımızın dediği gibi devletin anayasası Risale-i Nurların ölçüsü ile yazılacaktır.

  • S. Pelin Kurukahveci

    25.7.2025 09:29:12

    Kemalistler Müslümanların devletine çökmüştür. İyi-kötü şeriatla yönetilen bir devletleri vardı. Yıkıldı. Yenisini kurmak için yıllarca savaştılar. Şehit, gazi oldular. 1920'de Meclisi kurup, şeriatın ölçülerine göre yeni bir yönetim modeli ortaya koymak için var güçleriyle çalıştılar, savaştılar. 1924 darbesi ile ellerinden her şeyleri alındı. Din hürriyetleri dahi. Camileri müzeye, depoya çevrildi. Bu devletin aslı, kurucu unsuru Müslümanlardır. Her milletten Müslümanlardır. Ama kemalistler el koydu. İtiraz edenleri isyan diye bastırdı. Kürt sorunu denilen şeyin temeli o dönem değil midir?

  • S. Pelin Kurukahveci

    25.7.2025 09:07:40

    Anadolunun Müslüman geleneğini taşıyan halk her ne kadar tam anlamıyla bir Müslümanlık yaşayamasa da, laik-seküler bir hayat tarzına adapte olsa da, Kemalizmin geçmişindeki cinayetleri unutmuş değildir. Bu yüzden güdümlü kurulan SCF'nin halk nazarında gördüğü ilgi hayal kırıklığına sebep olmuştur. "Biz bu halka yaptıklarımızın kıymetini öğretememişiz" dedirtmiştir. 1950'de Demokrat Parti'nin iktidar olması Kemalistlerde halka karşı büyük bir öfke ve husumet başlatmıştır. Kemalistler hiçbir zaman Müslüman halkı sevmezler. Çünkü Müslümanlıkları cehalete sebep olmaktadır diye düşünmektedirler. Ellerinden gelse islamın kökünü kazıyıp atacaklardı ama Allah Bediüzzaman Said Nursi gibi alimlerini gönderdi. Evet evet en büyük dindar kemalistlerdir öyle mi!!!

  • S. Pelin Kurukahveci

    25.7.2025 09:00:00

    Tekke ve zaviyeleri kapatmış, Arap alfabesini atıp Arapçayı yasaklamış, Kur'an ve şeriatı kaldırıp atmış, alimini asmış, kadınının çarşafını, başörtüsünü, erkeğinin sarığını, cüppesini çıkartıp şapka taktırmış, İslam ve Hz. Muhammed'e inanmadığını çok defalar ifade etmiş.........böyle bir adamın en büyük dindar olduğuna inanmamızı istiyorlar.

  • S. Pelin Kurukahveci

    25.7.2025 08:54:56

    Yazıda ifade edilen hakikatlere katılmamak mümkün değil. Kemalistlere göre, en iyi cumhuriyetçi, en iyi demokrat, en iyi dindar, en iyi solcu olan yani en iyi bir kişi var. Herkesten buna inanmasını istiyorlar. Ömür boyu devletin başında kalmış, muhalefet partisini kendisi kurup kimin aday olacağını da kendisi seçmiş, gerektiğinde kapatmış, siyasi rakiplerinin hepsini ya idam etmiş ya sürgüne göndermiş, yıllarca başka partilere izin vermemiş, tek parti seçime girmiş....ama bu adam en büyük demokrat.

  • Oğuz Yiğiter

    25.7.2025 05:26:32

    Allah razı olsun İbrahim hocam. Berrak, arı duru bir üslupla demokrat misyonun gerçek eksenini çok net ifadelerle tekrar hatırlatmışsın. Çıkış buradadır. Bu misyonunun üstünde oturup milletin kafasını karıştırmanın gereği yok. Bu mirasın en azonbeş senedir üzerinde oturanlar Bu misyonun millet nezdinde neden yeniden ma'kes bulmadığını ve neden çeşitli adreslere dağılan Bu gücün burda toplanamadığının öz eleştirisini samimiyetle yapmalılar.

  • Aşkın Doğan

    25.7.2025 00:54:13

    İslam ülkesinde sağ ve sol fırka olamaz yani fırkacılık şeriatta fitne olarak kabul edilir.Avrupada sağ ve sol fırkalar hizipler olabilir.onlar diyebilirki sağ İslamiyet(yani aşırı milliyetçi yada dindar),sol kominizm dinsizlik,biz ise orta vasat dengeli hristiyaniz deyip orta yol bulabilirler ve buldular.hristiyan demokrat oldularki Mesihin devleti demokrat olması gerektiğini tecrübeler,ihtilaller ve savaşlarla öğrendiler.yanlız biz Ahrar fırkası olan demokratlar yektidiğerimize solcu dinsiz komünist fırka demiyoruz diyemeyiz.kendimizede din fırkasi demiyoruz.sağ ve sol kavramlarını uygulama açisindan pratik olarak ret edip din umumun malı olduğunu kabul edip şeriata uygun davranıyoruz.çünkü bizde iman ile küfür ortası bir yol olmaz.olsa bilmeyerek küfre yardımdır.fırkaciliği kabul edenler istikameti de bulamaz çünkü teklifi ve tekvini kanunlara aykırı gidip kutuplaşma ve ilmi,edebi,ameli sahalarda ifrat ve tefritle dalle gruhları oluştururlar.adalette olmaz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı