Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 16 Eylül 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Süleyman KÖSMENE

Namazın vazgeçilmez bir sünneti: Tesbihat



Yağcı rumuzuyla soran okuyucumuz:

*“Namazdan sonra okunacak tesbihat nedir? Hükmü ve anlamı nedir?”

Namazı gerek cemaatle kılalım, gerekse tek başımıza kılalım fark etmez; namazdan sonra tesbîhat yapmak Sünnet-i Seniyyedir. Tesbîhât cemaatle birlikte yapılabileceği gibi, ferdî olarak da yapılabilir.

Allah’ı zikretmek, noksanlıklardan yüce tutmak ve şükretmek namazın özüdür. Tesbîhâtta otuz üçer defa tekrar edilen “Sübhanallah”, “Elhamdülillah”, “Allâhu ekber” ve “Lâ ilâhe illâllah” mübarek kelimeleri namazın çekirdekleri hükmündedir. Bu kudsî çekirdeklerin namazın içinde de yer alışı, manevî hayatımız için ne büyük önemi bulunduğunu anlatmaya yeter.1 Nitekim Resûlullah (asm) Efendimiz: “Bizim namazımız tesbîh, tekbir ve Kur’ân’ı okumaktan ibarettir; onda dünya kelâmı konuşulmaz!” buyuruyor.2

Bedîüzzaman Hazretleri, namazdan sonra okunması sünnet olan tesbih, tazim, tehlil, zikir ve salâvat ifadelerinin, her türlü şerlerden Allah’a sığınma ve Allah’ın isimlerini zikretme duâlarının “velâyet-i Ahmediyenin evrâdı” olduğunu, yani Hazret-i Peygamberin (asm) yolu ve Sünneti bulunduğunu kaydediyor.3 Kamet ile farz namaz arasında “vesile duâsı” (ezan duâsı) yapmak sünnettir. Vesile duâsı ezandan sonra da, kametten sonra da sünnettir.

Sabah ve akşam namazlarından sonra kabir azabından, şeytan, nefis, dünya ve deccal şerrinden ve fitnesinden, Cehennem azabından ve sair fitne ve kötülüklerden Allah’a sığınmak için okunan “istiâze” duâsı—meselâ “Allâhümme ecirnâ mine’n-nâr...” şeklinde devam eden duâ—sünnettir. Buna ilâveten okunan zikir, salâvat ve duâlar sünnettir. Allah’tan mağfiret ve merhamet istemek; bunu yalnızca nefsimiz için değil, üzerimizde hakkı bulunan hoca ve üstadlarımız için, anne ve babamız için, talebe arkadaşlarımız için ve bütün ehl-i îman için istemek sünnettir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (asm) için milyon kere salât u selâmda bulunmak; âl ve ashabına (ra) selâm ve tebrik göndermek ve bütün bunları yaparken sınırlı sayıları aşmak, sınırsızlık ve sonsuzluk belirten “ağaçların yaprakları kadar, denizlerin dalgaları adedince, yağmurların damlaları sayısınca” ifadeleri ile salât, selâm ve bereket duâmızı çoğaltmak Sünnet-i Seniyye’dendir. Cennete girmeyi istemek Sünnet-i Seniyye’dendir. Ki, tesbihat yapılınca bunlar istenmiş olur.

Şimdi tesbih müjdelerinden bir demet:

* İşte; Peygamber Efendimizin (asm) müjdesiyle, denizköpüğü kadar da olsa, günahların silinip kaldırılmasına vesile olan tesbih cümlesi: “Lâ ilâhe illallahü vallahü ekber. Velâ havle velâ kuvvete illâ billâh”4

Bir söyleme zorluğu mu var? Hâlbuki neticesi çok büyük!

* İşte; Peygamber Efendimizin (asm) müjdesiyle, Cennette bir hazine anahtarı: “Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh!”5

Söyleyelim. Çok zor bir söz değil! Cennette hazinelerimiz çok olsun! O ebedî hayatta fakir olmayalım. Dünyanın fakirliği çekilir. Ama ebedî hayatın fakirliği insanı yıkar.

* İşte; Hazret-i İbrahim’in (as) ve Peygamber Efendimizin (asm) müjdesiyle, Cennette ağaçlarla dolu dağlara, ovalara, vadilere bir ağaç daha dikmenin yolu: “Sübhânallahi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber.”6

Unutmayalım ve ihmal etmeyelim: Bir tesbih, bir ağaç!

İşte; Peygamber Efendimizin (asm) müjdesiyle, sayısız sevabın yazılmasına, derecenin on kat yükseltilmesine, on günahının silinmesine ve her türlü şerden ve şeytandan korunmana vesile olan cümle: Sabah namazından sonra on defa: “Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerike lehü. Lehü’l-mülkü ve lehû’l-hamdü yuhyî ve yümîtü ve hüve ala külli şey’in kadir.”7

Azımsamayalım. Kolay elde edilen zor bir netice!

İşte; Peygamber Efendimizin (asm) müjdesiyle, dünya dolusu günahlarımızın bağışlanmasına ve bizden öncekilerin yüksek derecelerine ulaşmamıza yarayan tesbih cümleleri: “Her namazın ardından otuz üçer defa Sübhânallah, Elhamdülillâh ve Allahu ekber demek ve hemen sonra: ‘Lâ ilâhe illallahü vahdehû lâ şerike leh. Lehü’l-Mülkü ve lehü’l-Hamdü ve hüve ala külli şey’in kadir’ demek.”8

Tek bir niyet; az gayret; çok büyük netice! Takdir sizin!

Cenâb-ı Rabb-i Rahîm, üzerimizden feyiz ve bereketini eksik etmesin. Âmin.

Dipnotlar:

1- Bedîüzzaman, Sözler, S.45

2- Nesâî, Kitab’us-Sehiv, 20

3- Kastamonu Lâhikası, S.72-73

4- Tirmizî, Daavât, 58

5- Tirmizî, Daavât, 58

6- Tirmizî, Daavât, 59

7- Tirmizî, Daavât, 63

8- Müslim, Mesâcid, 142

16.09.2007

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (15.09.2007) - Muhtelif sorular

  (14.09.2007) - Her şey için Allah’a şükür borçluyuz

  (13.09.2007) - Rahmetle uyanan dünyamız

  (12.09.2007) - Günahları eriten ay geliyor

  (11.09.2007) - Oruç barıştır

  (10.09.2007) - Ramazan orucunun hikmetleri

  (09.09.2007) - Kur'ân-ı Kerim'i okuma adabı

  (08.09.2007) - Ruhun mahiyeti

  (07.09.2007) - Gücünün yettiği kadar yapmak

  (06.09.2007) - Hukukun kestiği parmak acımaz

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Raşit YÜCEL

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Sami CEBECİ

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri