Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 19 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Şaban DÖĞEN

Kâinat, ne zamana kadar ayakta kalacak?



On Birinci Söz’ü gözünüzün önüne bir getirin. Orada servetçe pek çok hazineleri, gizli pekçok defineleri bulunan, garip san'atlar sahibi, sayısız acip fenlerden anlayan, nihayetsiz güzel ilimlere vakıf bir sultandan söz edilir. Her cemal sahibi kendi cemal ve kemalini görmek ve göstermek istemesi sırrınca bu şanlı sultan da fuarlar, sergiler açıp haşmetli saltanatını, şaşaalı servetini, harika san'atlarını, hayret uyandıran ilmini göstermek ister. Bu maksatla muhteşem bir saray yapar. Menzillere, odalara ayırarak hazineleriyle süsler, san'at eserleriyle donatır, fenlerinin inceliklerini sergiler, ilminin olağanüstülüklerini gösterir. Sonra da enfes ve leziz yiyecek, içeceklerle dolu muazzam bir ziyafet sofrası hazırlayıp halkı davet eder.

Sarayın özellik ve güzelliklerini tanıtması için de tanıtıcı bir üstad tayin eder. Bu üstad onlara akıllarına takılan her soruya cevap verir. Anlattıklarından anlıyoruz ki, sultan bu sarayı yapmak ve onu envâ-i çeşit güzelliklerle donatmakla kendini seyircilere tanıtmak istemektedir. Seyircilere düşen ise, onu tanımak ve tanıdıklarını güzelce göstermektir. Sultan bütün o süslemelerle kendini sevdirmeyi arzulamaktadır. Onlar da onun san'atını takdir edip işlerini güzel görmekle kendilerini ona sevdireceklerdir. İhsanlarıyla muhabbetini göstermektedir. Halk da itaatle ona olan muhabbetlerini göstereceklerdir. Yaptığı ikramlar, sunduğu nimetlerle şefkatini gösterirken, halk da şükür ve hürmetle mukabelede bulunacaklardır. Mükemmel eserleriyle mânevî güzelliğini göstermek istemektedir. Onlar da bunu görecek ve onun teveccühünü kazanmak için iştiyak göstereceklerdir. Bütün san'atlı ve süslü varlıklar üstüne bastığı mührüyle tek ve bir olduğunu, yardımcısı bulunmadığını, her şeyin kendi eseri olduğunu göstermek istemektedir. Onlar da benzersiz, tek ve bir olduğunu kabul edeceklerdir.

Bu görevleri hatırlatan üstad, saray sahibinin yanında o kadar önemli bir mevkiye sahiptir ki, o bulunmazsa bütün maksatlar boşuna yapılmış olacaktır. Çünkü anlaşılmaz bir kitap, öğreticisi olmazsa, mânâsız bir kâğıttan ibaret kalır.

Ahalinin o üstadın sözünü kabul edip dinlemesi de son derece önemlidir. Çünkü o üstadın varlığı sarayın inşâ edilmesine olduğu gibi onun dinlenilmesi de sarayın ayakta kalmasına sebeptir. Öyleyse denilebilir ki, şu üstad olmasaydı o Şanlı Melik bu sarayı inşâ etmezdi. Halk onu dinlemedikleri vakit de, elbette o saray değiştirilecektir.

Evet o saray kâinat, sultan Cenâb-ı Hak, tanıtıcı üstad Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’dır.

Mesnevî-i Nuriye’de ise kâinat büyük bir kitap hayal edildiğinde, o büyük kitabın tanıtıcısı, üstadı olan Efendimizin (asm) nuru, o kitabın Kâtibinin kaleminin mürekkebi olduğu belirtilir.

Kâinat cisimleşmiş bir canlıya benzetildiğinde Resûl-i Ekrem (asm) onun ruhu, büyük bir insan tasavvur edildiğinde de o nur onun aklı olur.

Eğer pek güzel şaşaalı bir Cennet bahçesi hayal edilirse, Efendimizin (asm) nuru onun bülbülü olur.

Böyle bir Resûlümüz, Şefîimiz var. Allah’a ne kadar hamd etsek az değil mi?

19.04.2008

E-Posta: [email protected]


 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri


Önceki Yazıları

  (19.04.2008) - Kâinat, ne zamana kadar ayakta kalacak?

  (18.04.2008) - İlimler, Allah’a imana götürüyor

  (17.04.2008) - Acı ve üzüntü veren geçici lezzetler

  (16.04.2008) - Musibetlerin arkasındaki rahmeti görebilmek

  (15.04.2008) - İnsanın başına gelen zulüm ve musibetler

  (14.04.2008) - Âni ve fanî zevklerin peşinde koşmak

  (13.04.2008) - Nefsi susturan hakikatler konuşuyor

  (12.04.2008) - Dünyada kalan ve ahirete gidenler

  (11.04.2008) - İnsan nasıl mutlu veya mutsuz olur?

  (10.04.2008) - Herşeyi Allah'tan istemek

 

Bütün yazılar

YAZARLAR

  Abdil YILDIRIM

  Abdurrahman ŞEN

  Ahmet ARICAN

  Ahmet DURSUN

  Ali FERŞADOĞLU

  Ali OKTAY

  Atike ÖZER

  Cevat ÇAKIR

  Cevher İLHAN

  Davut ŞAHİN

  Fahri UTKAN

  Faruk ÇAKIR

  Gökçe OK

  Habib FİDAN

  Hakan YALMAN

  Halil USLU

  Hasan GÜNEŞ

  Hasan YÜKSELTEN

  Hülya KARTAL

  Hüseyin EREN

  Hüseyin GÜLTEKİN

  Hüseyin YILMAZ

  Kadir AKBAŞ

  Kazım GÜLEÇYÜZ

  Kemal BENEK

  M. Ali KAYA

  M. Latif SALİHOĞLU

  Mahmut NEDİM

  Mehmet C. GÖKÇE

  Mehmet KAPLAN

  Mehmet KARA

  Meryem TORTUK

  Mikail YAPRAK

  Murat ÇETİN

  Murat ÇİFTKAYA

  Mustafa ÖZCAN

  Nejat EREN

  Nimetullah AKAY

  Nurettin HUYUT

  Osman GÖKMEN

  Raşit YÜCEL

  Rifat OKYAY

  S. Bahattin YAŞAR

  Saadet Bayri FİDAN

  Saadet TOPUZ

  Sami CEBECİ

  Selim GÜNDÜZALP

  Sena DEMİR

  Serdar MURAT

  Suna DURMAZ

  Süleyman KÖSMENE

  Vehbi HORASANLI

  Yasemin GÜLEÇYÜZ

  Yasemin Uçal ABDULLAH

  Yeni Asyadan Size

  Zafer AKGÜL

  Zeynep GÜVENÇ

  Ümit KIZILTEPE

  İslam YAŞAR

  İsmail BERK

  İsmail TEZER

  Şaban DÖĞEN

  Şükrü BULUT


 Son Dakika Haberleri