"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Duâlarda buluşalım

Abdil YILDIRIM
10 Aralık 2020, Perşembe
İnsanın başka bir insandan bir şey istemesi kolay değildir.

En samimî arkadaşından, en candan dostundan bir şey isterken, insan ezilir, nasıl isteyeceğini bilemez. Yani istemek, insana çok zor gelir. Zira istenilen kişi ya senin isteğini yerine getirmez, veya onun da elinde yoktur. Senin ihtiyacını karşılayamaz. Ama insan öyle birinden istemeli ki, onun hazinesinden yok, yok olsun. O’nun eczanesinden her derdin devası bulunsun. O’nun her şeye gücü yetsin. Hiçbir isteği geri çevirmesin, her isteğe cevap versin. O’ndan istemek bir zillet değil, izzet olsun.

İşte duâ, âciz olanın Kâdir olandan, fakir olanın Gâni olandan, hasta olanın Şâfi olandan, zelil olanın Aziz olandan, mahlûk olanın Hâlık olandan, fâni olanın Baki olandan, rızka muhtaç olanın Rezzak olandan... Kısacası, kulun Rabbinden istek ve dileklerini dile getirmesi, O’na yalvarması, O’ndan istemesidir.

Duâ bir iletişimdir. Kutsal olanla, kusurlu olan arasında kurulan bir iletişim. Bu iletişimin kablosu, yani irtibat vasıtası ise, imandır. İnsan önce Allah’ın varlığına, birliğine, O’nun kudretine, rahmetine, merhametine inanacak, ondan sonra elini ve kalbini açarak, bütün ihtiyaçları için istekte bulunacaktır. 

Allah, kendisinden bir şey istenmesinden memnun olur. Onun için her duâya cevap verir. 

Kâinatın Efendisi Hazreti Muhammed’in (asm) duâsına cevap verdiği gibi, balığın karnındaki Hz. Yunus’un (as) duâsına da, ateşe atılan Hz. İbrahim’in (as) duâsına da, yaralarındaki kurtların kalbine kadar ulaştığı Hz. Eyüp’ün (as) duâsına da, kartalın pençesindeki bir serçenin duâsına da, denizlerin dibindeki tek hücreli bir mahlûkun duâsına da cevap verir. 

İnsan Cenab-ı Hakk’ın katında duâsı kadar değer kazanır. Onun için Rabbimiz, “Duânız olmazsa, ne ehemmiyetiniz var” 1 buyuruyor. Allah katında en makbul kul, O’na en çok duâ edendir. İnsan imanının derecesine göre Cenab-ı Hakk’ın büyüklüğünü takdir eder. O’nun büyüklüğünü idrak ettiği ölçüde de, kendi âcizliğini anlar, Rabbinin kudretine daha çok ihtiyaç duyar ve daha çok duâ etmek ister. En çok duâ edenler, Peygamberler, veliler, takva sahipleri ve Allah dostlarıdır. 

Duâ, ihsan kapısını ihlâs ile çalmaktır. Duâ, bir taleptir. Bir arzuhaldir. Her şeye gücü yeten ve “her şeyin anahtarı O’nun yanında, her şeyin dizgini O’nun elinde” olan bir Zat’a müracaat ederek istek ve ihtiyaçlarını iletmektir. İnsanın istekleri hiç bitmediği gibi, ihtiyaçları da “hayalinin yettiği yere kadar” uzanmaktadır. Bu kadar âciz ve muhtaç olan insanın bu kadar fazla olan taleplerini ancak bir Kadir-i Mutlak olan Cenab-ı Hak yerine getirebilir. İşte duâ, böyle yüce bir makama verilen bir dilekçedir. 

Duâ ile Rabbimize dilekçemizi arz edip O’ndan bir şeyler isterken, isteklerimizi kendi nefsimiz ile sınırlı tutmaz, başkaları için de aynı şeyleri arzu ederek duâ edersek, bu durum Cenab-ı Hakk’ın hoşuna gider. Belki de bizim için olmasa bile, bizden daha hayırlı bir kulunun hatırı için o duâmızı kabul eder. Böylece hem bize, hem de duâmıza iştirak ettiğimiz insanlara rahmeti ile muamele eder.

Ne yazık ki, biz gafil insanlar rahat zamanlarımızda pek fazla duâ etmek ihtiyacı duymuyoruz. Ancak başımıza bir musîbet isabet ettiği zaman duâ etmek aklımıza geliyor. 1999 Gölcük depreminden sonra camilerin dolduğunu, insanların daha çok ibadete sarıldığını hatırlıyorum. Şimdi de insanlık, koronavirüs denilen Rabbimin minicik bir askeri ile imtihan ediliyor. Rabbim, bir kez daha kullarını ikaz ederek, gaflet uykusundan uyanmalarını istiyor. Nitekim insanlar bir kez daha âcizliğini anlayıp, Allah’ın kudretine teslim olup, duâ etmek ihtiyacı duymaya başladı. Demek ki bu musîbet de, bir duânın vakti geldiğini hatırlatıyor. 

İnsan olarak, her zaman duâ etmeye ihtiyacımız var. Zaten tahkiki iman sahibi olanlar, her an Cenab-ı Hakk’ın huzurunda olmanın bilinci ile hareket ettiklerinden, dünyevî işleri de duâ yerine geçiyor. Böyle musîbet zamanlarında ise, gafil mü’minler de ibadet ve duâya daha sıkı sarılarak Rabbimin ikazıyla intibaha gelirler diye ümit etiyoruz. Böylece, zahiri şer görünen bir salgın, hakikatte hayırla neticelenir inşallah.

Duâlarda buluşmak duâsı ile...

Dipnot:

1- Furkan Sûresi, 77.

Okunma Sayısı: 3352
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    10.12.2020 19:12:21

    Allah razı olsun Abdil Ağabeyim..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı