"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Küçük dertler, büyük dertleri önler

Abdil YILDIRIM
04 Haziran 2020, Perşembe
Bütün dünya şu sıralar korona ile cebelleşiyor.

Çin’den bir kişiden başlayan bir virüs, beş kıt’aya yayıldı, altı milyon kişiye bulaştı ve yüz binlerce insanın ölümüne vesile oldu. Altı milyon insanı enfekte eden virüsün toplam ağırlığı iki gram kadar olduğu ifade ediliyor. Bu da insanın bu kadar küçük bir mahlûkun karşısında ne kadar büyük bir âcze düştüğünü gösteriyor.

 Dünyanın en güçlü ekonomileri şu sıralar sarsıntı içinde. İşsizlik patladı, üretim azaldı, sanayi geriledi. Dünya, 1930’lardaki büyük buhranı yaşıyor. Bu pandeminin asıl sonuçları daha ileride görülecek diye endişe ediliyor. 

Böyle bakıldığı zaman, dünyanın başında dünya harbinden daha büyük bir mesele var görünüyor. Evet, dünyanın ve insanlığın başında çok büyük bir mesele var. Fakat bu mesele, ne dünya savaşları, ne büyük buhranlar, ne de koronavirüs musîbeti. Hem büyük buhran denilen o ekonomik çöküntüyü gören, hem milyonlarca insanın telef olduğu iki dünya savaşına şahit olan, hem elli milyon insanın öldüğü İspanyol gribi dönemini yaşayan Bediüzzaman Hazretleri, bütün bu felâketler yaşanırken, bunlardan daha büyük bir tehlike olduğunu söylüyordu. 

İkinci Dünya Savaşı bütün dehşetiyle devam ederken, devletler birbirlerini adeta yok etmek için en korkunç silâhlarla, atom bombasıyla birbirlerine saldırırken, herkes kulağını radyolara verip korku ve merak içinde haberleri takip ederken, bunların hiçbirisi ile ilgilenmiyor, daha büyük bir dâvâya, daha büyük bir hadiseye karşı tedbirler alıyor, hazırlıklar yapıyordu.

Bu dâvânın ne olduğunu soranlara şöyle diyordu: “Evet, bu Cihan Harbi’nden daha büyük bir hadise ve bu zemin yüzündeki hâkimiyet-i âmme dâvâsından daha ehemmiyetli bir dâvâ, herkesin ve bilhassa Müslümanların başına öyle bir hadise ve öyle bir dâvâ açılmış ki, her adam, eğer Alman ve İngiliz kadar kuvveti ve serveti olsa ve aklı da varsa, o tek dâvâyı kazanmak için bilâtereddüt sarf edecek. 

İşte, o dâvâ ise, yüz bin meşâhir-i insaniyenin ve hadsiz nev-î beşerin yıldızları ve mürşidlerinin müttefikan, Kâinat Sahibi’nin ve Mutasarrıfı’nın binler vaad ve ahdlerine istinaden haber verdikleri ve bir kısmı gözleriyle gördükleri şu ki: Herkesin, iman mukabilinde, bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlarla müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek dâvâsı başına açılmış.”

Demek ki, dünyevî olan dertler, hadiseler, dâvâlar, ne kadar büyük olursa olsun, insanın sadece kısacık dünya hayatını ilgilendirdiğinden, ebedî hayatın karşısında bir mâna ifade etmiyor. Çok küçük kalıyor. Dünyanın bütün denizleri benzin olsa ve tutuşsa, kürre-i arz ateş topu haline gelse, Cehennem ateşi karşısında sönük kalacağı gibi, fâni hayatı ilgilendiren en büyük bir mesele, bâki hayat için küçük bir mesele olarak kalacaktır.

Ahiret hayatı karşısında bu kadar küçük olan bu virüs musîbetinden ders alınır, ahiret hayatının kurtulmasına vesile yapılırsa, insanın en büyük bir meselesi olan ebedî hayatını kurtaracak, böylece en büyük bir derdini önlemiş olacaktır.  

Ne mutlu, dünyanın dertlerinden ders alarak, asıl dert olan ahiret hayatının kurtulmasına vesile yapanlara.

Okunma Sayısı: 2574
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı