Yezitlere boyun eğmedi hiçbir zaman Hüseyinler. Hakkın huzurunda secdeye varıp, şehit edildiler.
Tarih: Hicri 61 - Muharrem ayının 10. Cuma günü.
Yer: Kerbelâ – Irak
O gün Kerbelâ sahrası Müslümanlardan oluşan iki ordunun savaşına şahitlik etmiştir. Bir tarafta iman, ilim, cesaret, fazilet, marifet sahibi Peygamber torunu İmam Hüseyin, diğer tarafta ise hile, entrika ve yalanı kendilerine huy edinmiş Yezid’in zalim ordusu.
Hz. Hasan, Müslümanlar içerisinde tefrika oluşmasın, kan dökülmesin diye hilâfet hakkından feragat etmişti. Bu feragatın ardından halife Hz. Muaviye, daha hayattayken, oğlu Yezid’i kendinden sonra halife yapmak için biat toplamıştır. Hz. Muaviye’nin kendinden sonra oğlunu halife yapmak istemesi Hz. Hasan ile yapmış olduğu anlaşmaya ters bir tutum olmuştur.
Hz. Muaviye’nin ölümünden sonra Şam’da halifeliğini ilân eden Yezid, sür’atle Mısır, Kufe, Basra, Mekke ve Medine’deki valilere mektuplar göndererek kendisine biat etmelerini istemiştir. Yezid’in asıl hedefi, Hz. Hüseyin’in biatını almak ve karşısında duran en büyük engeli ortadan kaldırmaktı. Yezid’in biat haberini işiten Hz. Hüseyin tedbir amacıyla Medine’den Mekke’ye gitti.
Hz. Hüseyin Mekke’deyken Kufe’deki Müslümanlar kendisine biat edeceklerini bildiren bir haber yolladılar. Bu haberi alan İmam Hüseyin ailesi ve akrabalarından oluşan bir kafile ile Kufe’ye doğru yola koyuldu. Bu sırada Kufe’ye önceden gönderilen Müslim bin Akil burada İmam Hüseyin adına 18 bin kişinin beyatını almıştır. Bu haberi alan Yezid, Hz. Hüseyin’in üzerine 30 bin kişiden oluşan bir ordu gönderdi. Bu ordunun kumandanı Ubeydullah bin Ziyat’tı.
İmam Hüseyin’in kafilesi bu zalim ordu tarafından Kerbelâ denilen mevkide durduruldu. Hz. Hüseyin ve ailesinin çadırları askerler tarafından kuşatıldı. Ailesinin zarar görmemesi için Hz. Hüseyin’in Irak’tan çıkış izni istedi. Ancak bu teklif kabul edilmedi. Bir süre sonra İmam Hüseyin ve ailesinin bulunduğu kampın su ve yiyecek yolları kesildi. Peygamber evlâtlarına bir damla suyu ve bir lokma yiyeceği çok gören zalimler zulmü daha arttırdılar.
Hz. Hüseyin ve yanındaki yiğitler, cesurca birebir savaşarak Yezid’in ki askerlerini kılıçtan geçirerek morallerinin bozulmasına sebep olmuştur. Savaşın kendi aleyhine döndüğünü gören ordu komutanı askerlere hücum emri verdi.
Bu hücumun sonunda İmam Hüseyin’in kafilesinden tam 72 can şehadet şerbetini içti. İmam Hüseyin ise vücudunda 33 mızrak ve 34 kılıç yarası ile başı kesilerek katledildi. Mübarek naşı atlara çiğnetildi. Kesik başı ise mızrağın ucuna takılarak Şam’a Yezid’in sarayına gönderildi. Zalim Yezid’in adamları, Peygamber’in (asm) ailesinden olan hanımları zincirlere vurarak esir ettiler. Onlara çok kötü muamelede bulundular.
Hz. Hüseyin’in kafilesinden hayatta kalanlar zincirlere vurularak Şam’a Yezid’in sarayına getirildi. Bu sırada Hz. Hüseyin’in kız kardeşi Hz. Zeynep, yaptığı zulmün kendisine felâket getireceğini Yezid’in o nursuz yüzüne haykırdı. İmam Hüseyin’in dâvâsının haklı olduğunu, Yezid’in fasık ve Ehl-i Beyt düşmanı biri olduğunu herkese anlattı. Korkak ve zavallı Yezid, cesur yürekli Hz. Zeynep’ten korkarak onları serbest bıraktı.
Kerbelâ katliâmı, tarihlere, cesurlarla korkakların savaşı olarak geçmiştir. Kerbelâ demek, hayatını İslâm, iman ve cihad yolunda harcamış İmam Hüseyin ile hayatını fitne, yalan ve ihanet yolunda harcamış zalim Yezid’in mücadelesi demektir. Kerbelâ demek, dâvâsından vazgeçmeyen İmam Hüseyin’in vermiş olduğu iman mücadelesi demektir.
İmam Hüseyin, haklı dâvâsı için zalime boyun eğmedi. Dedesi Hz. Muhammed (asm), babası Hz. Ali (ra), annesi Hz. Fatıma (ra) ve ağabeyi Hz. Hasan (ra) gibi her zaman dik ve onurlu durdu. İslâm, iman ve cihad şuuruyla zalim bir yönetime baş kaldırdı. Ve şehadet şerbetini içerek Cennette gençlerin efendisi oldu.