Cenab-ı Hak insanlara; yüz, göz, el, ayak gibi maddî nemetler verdiği gibi; akıl, fikir ve vicdan gibi mânevî nimetle de vermiştir.
Bu çok değerli nimetleri, şükür ve teşekkür için vermiştir. Bu beş duyu ve diğer nimetler fânidir. Ölüm ânidir.
"Evet, cesedin genç iken latîf, zarîf ve güzel gül çiçeğine benzerse de, ihtiyarlığında kuru ve uyuşmuş kış çiçeğine benzer ve tahavvül eder."
Bir gün Züleyha Yûsuf'u karşısına aldı ve ona: "Ey Yûsuf! Saçların ne kadar güzel! dedi.
Yûsuf (as): "Yaşlanınca beni ilk önce terk eden saçlarım olacaktır" dedi.
Züleyha: "Ey Yûsuf! Gözlerin ne kadar güzel" dedi.
Yûsuf (as): "Ben ölünce cesedimden mezara ilk akan gözlerim olacaktır" dedi.
Züleyha: "Ey Yûsuf! Yüzün ne kadar güzel! dedi.
Yûsuf (as): "O güzel yüzüm toprak içindir. Ölünce toprak o güzel yüzümü yiyecek yok edecektir" diye cevap verdi.
Bu cevapları ile Hz. Yûsuf; gerçek, hakîkî en mutlu, en zevkli, en şirin ve en saâdetli hayatın ölüm sonrasında olduğuna dikkat çekti. Hakîkî huzur ve saadet; ilimde, mârifetullahta ve muhabbetullahtadır.
Çünkü, biz burada misafiriz. Burası cennetin imtihan ve bekleme salonudur. Bu şehirden, bu ülkeden ve bu dünyadan kesin olarak çıkacağız.
"Öyle ise azîz olarak çıkmaya çalış. Vücudunu mûcidine fedâ et. Mukâbilinde büyük bir fiat alacaksın. Çünkü fedâ etmediğin takdirde, ya bâd-ı hevâ zâil olur, gider; veyâ onun malı olduğundan yine ona rücû eder.." (Mesnevi-i Nûriye, s.101)
"Dünyanın lezzetleri, zevkleri ve nimetleri, Hâlıkımızı, mâlikimizi ve Mevlâmızı bilmediğimiz takdirde, cennet olsa bile, cehennemdir. Evet öyle gördüm ve öyle de zevk ettim. Bilhassa, şefkatin ateşini söndürecek, mârifetullahtan başka bir şey var mıdır? Evet, mârifetullah olduktan sonra, dünyâ lezzetlerine iştihâ olmadığı gibi, cennete bile iştiyak geri kalır." (Mesnevi-i Nûriye, s.89)
İman, İslâm, ihlâs üzere kalınız.