"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şehitlerin hayatı

İbrahim Günaydın
06 Eylül 2025, Cumartesi
Şehitler ölüm acısı duymazlar. Kabirleri Cennete dönüşür ve rızıklandırılırlar. Yeme ve içmeye devam ederler.

Elemsiz ve kedersiz bir hayata kavuşurlar. “Dördüncü hayat tabakası şühedanın hayatıdır. “Onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar. Yalnız kendilerinin daha iyi bir âleme gittiklerini biliyorlar. Kemâl-i saadetle mütelezziz oluyorlar. Ölümdeki firak acılığını hissetmiyorlar. Ehl-i kubûrun çendan ruhları bâkîdir, fakat kendilerini ölmüş biliyorlar. Berzahtaki aldıkları lezzet ve saadet, şühedânın lezzetine yetişmez. Nasıl ki iki adam bir rüyada Cennet gibi güzel bir saraya girerler. Birisi rüyada olduğunu bilir. Aldığı keyif ve lezzet pek noksandır. “Ben uyansam şu lezzet kaçacak” diye düşünür. Diğeri rüyada olduğunu bilmiyor. Hakikî lezzet, hakikî saadete mazhar olur.” 1

Evet,  şehitler kendilerini sağ bilirler. Hatta şehitlerin efendisi Hz. Hamza, kendisine sığınanları korumuş ve onların dünyevî işlerini görmüştür. İbni Nadr, Sa’d bin Muaz’a, ”Ey Sa’d! Vallâhi Cennetin kokusunu Uhud Dağı’nın yanında duyuyorum!” demiş, 80 yara alarak şehit olmuştur. Tanınmaz hâle gelmiş ve kız kardeşi yüzündeki benden tanımıştır.

Uhud Harbinde şehitlerin ruhları bir takım yeşil kuşların içine konmuştur. Bunlar Cennet ırmaklarına gelirler içerler ve Cennet meyvelerinden yerler. Sonra bu kuşlar, arşın gölgesinde asılı bulunan altın kandillere konup tünerler. Şehit ruhları böyle mesut bir hayata erişince, “Bizim Cennetteki bu hâlimizi dünyadaki kardeşlerimize kim bildirir ki, onlar da bilseler de cihaddan çekinmeseler?” dediler. Bunun üzerine Âl-i İmran Suresinin 169. ve 170. ayetleri nazil oldu. “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler; Allah’ın lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar. Arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar.” 2 

Antakya’da şehit olan Habîb-i Neccar da şehit edilince ve ruhu Cennete uçup gittiğinde şöyle dedi: “Ona, Cennete gir! denildi. Cennete girince (Habîb-i Neccar) şöyle dedi: “Keşke benim Cennete girdiğimi, Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını kavmim bilseydi.” 3 

Peygamberimiz (asm), “Nice kimseler vardır, bunlar yatağında bile ölse şehittirler.” buyurmuştur. Önemli olan Allah’ın verdiği sayılı nefesleri ihlâsla, ilimle ve cihadla Allah yolunda harcamaktır. İhlâs ve takva ile talebe-i ulûm şerefine nail olanlar da, döşeğinde bile vefat etse şehit mertebesine ulaşırlar biiznillah. Bunlar da Allah’ın izni ile hadiste “Tuyûrun hudrun” diye isimlendirilen yeşil uçaklara binerek, Cennetin semalarında, düşme korkusu olmadan ve emniyet içinde uçup keyfederler. Cennetteki dost ve arkadaşları ile sefa sürerler. Mutlu ve huzurlu bir hayata kavuşurlar.

Dipnotlar:

1- Mektûbât, s.12.

2- Âl-i İmrân Suresi: 169, 170.

3- Yâsin Suresi: 26,2 7.

Okunma Sayısı: 215
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı