"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstihbarat partisinden istihbarat devletine…

Ahmet BATTAL
26 Temmuz 2025, Cumartesi
Müfid Yüksel’in yeni yayınladığı arşiv belgeleri sadece maziye değil bugüne de ışık tutuyor.

Afyon ACM 1948’de Bediüzzaman’a ve talebelerine ceza veriyor. Yargıtay bu kararı bozup dosyayı Afyon’a gönderiyor. Yargılama yeniden başlıyor. Arşiv yazıları işte bu döneme ait. 

Döneme dikkat edelim; Demokrat Parti’nin de nihayet iştirak ettiği ve bilhassa seçim hileleri sebebiyle çok az varlık gösterebildiği 1946 seçimleri olmuş ama iktidar değişmemiş. CHP ve İnönü iktidarda. Millet burnundan soluyarak 1950 seçimlerini bekliyor. 

O zamanki Cumhuriyet Halk Partisi örgütü, “devlet partisi” ya da “kurucu parti” olmanın da avantajıyla üstlendiği yarı resmi görevinin gereği olarak, CHP’nin devrimlerini ve dolayısıyla irtica kavramı ile ilgili her şeyi ve bu kapsamda bu yargılamayı takip edip “yukarıya” jurnalliyor. 

CHP Afyon İl Başkanlığı’nın CHP Genel Sekreterliğine 1949’da yazdığı yazılardaki bazı bilgiler bilinen şeyler ama biri oldukça ilginç. 

İl Başkanı, Ahmet Fevzi Kul için tahliye kararı veren mahkemenin iki üyesi hakkında ilginç bir jurnalleme yapıyor. Aynen alalım (parantez içi notlar bize ait): 

“Hadisenin ve bu hadiseyi yaratan bu eşhasın kendi cephemize göre tehlikelerini arz etmeden evvel, bu nevi mücrimler (suçlular) hakkında Cümhuriyet adliyesinin rüknünü (esasını) teşkil eden iki ağır ceza azasının (üyesinin) gerek adlî ve gerekse rejim bakımından ruh haletini ifade eden bir vakıayı (olguyu) kaydetmeden geçemeyeceğim.…

 “Ahmet Fevzi Kul’un, naksın (Yargıtay bozma kararının) lehinde olduğundan bahs ile ve henüz naksa (bozmaya) uymadan tahliyesine karar vermiş ve bu suretle mevcut kanun mevzularına (emirlerine) alenen hürmetsizlik göstermiş bulunmaktadır. Mahkeme reisinin muhalefetine rağmen bu kararı veren mahkeme azalarının birisinin komünistlikle alakası münasebetiyle zabıta nezareti altında bulunuşu, diğerinin de, hasis menfaatler karşısında adalet cihazını elinde tutmağa yetkili bulunmiyacak durumda oluşu, keyfiyetleri üzerinde tevekkuf ederek (durarak) Adalet Bakanlığının dikkatini çekmekte fayda mütalaa etmenin yersiz olmiyacağı kanaatindeyim.”

Müfid Yüksel bu belgeleri paylaşınca bazı yorumcular “işte CHP bu, Tayyip geldi de nesebi belirsizlerden kurtulduk” gibi hikmetli yorumlar da yazmışlar. 

Acaba neyden kurtulduk ve neye ulaştık?

Beğenmediği hâkimleri rejim düşmanı olarak jurnalleyen eski CHP iktidarda değil. Yeni CHP de eski CHP’nin yükleriyle ve Saray entrikalarıyla boğuşuyor.

Ama Sarayın istediği kararı vermeyen ve “adalet bunu gerektiriyor” diyerek başka yönde karar veren hakimlerin, Saray baskısı ile apar topar çıkarılan Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) kararlarıyla sürüldüğü ve istifaya zorlandığı bir hukuk düzenine ulaştık. (15 Temmuz sonrasından bahsetmiyoruz bile…)

Muhalif belediyelere çekilecek siyasi operasyonlar için özel atamalar yapıldığını herkes biliyor. Mesela Küçükçekmece Adliyesi kaynıyor. 

Gerçekten somut örnek isteyene başta İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi eski Başkanı Nimet Demir Beyefendi’nin sürgünü olmak üzere çok sayıda nokta atışı korkutma operasyonunu delil olarak gösterebiliriz. 

“Ama o eski CHP din düşmanıydı” diyecek olanlara cevabımız net: 

Adalete düşman olan dine de düşman olmuş demektir. 

Bunun kurumsallaştığı bir dönemde “eskiden hâkimlerimiz padişahlarımızı bile yargılardı, işte örneği” diyerek TRT’ye film çevirmek, sadece, “cambaza bak cambaza filmi” çevirmektir. 

Okunma Sayısı: 971
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Müjdat Bayar

    26.7.2025 08:53:26

    Yaşım 51. Tek parti iktidarının fecaatini çok okudum, çok dinledim. Üstadımızın yaşadıklarına da âlem şahit. Hâlihazırdaki iktidarın alâmeti farikasının âdalet olacağını sanmıştım. Heyhat! Şimdi, Silivri deyu tesmiye edilen mekânın bârid olduğunu herkes biliyor. Neredeeen nereye!

  • Hüseyin İlhan

    26.7.2025 07:52:34

    İmar barışı diyerek milletini dolandıran bir iktidar,6360 sayılı kanunu çıkartıp köylülerin mera-otlakiyelerine(Hürriyet Köyümüzün tapulu 1000 dönümden fazla olan yeri dahi)cami evlerine,köy kahveleri,odalarına el kyup sattıran sonra da 'O BELEİDYE KİME AİT,diyerek çare için ayağına gelenlerle alay eden,bilmeyen cahil,ülkesinden bihaberin bir de 'ben ekonomistim onlar ne anlar ekonomiden,diyerek ülkeyi batıran,EYYY İSRAİL diye diye milleti aldatıp YAHUDİ CESARET ÖDÜLÜ madalyası taşıyan,BOP Eşbaşkanı görevlisi olarak kazananı sadece İSRAİL olan bölgede iç savaş çıkartılması,kaos ve krizlerin mimarı,siyonist katillere her trülü desteği vereni hala müslüman olarak gören varsa ben katılmıyorum buna ve ortak olamam günahlarına.

  • Savaş

    26.7.2025 00:42:10

    Adalete düşman olan dine de düşman olmuş demektir. +++ İnsanına, Milletine, Vatanına, Nefsine, Varlığına,İstikbaline, Nesline, Geçmişine, Liyakate, Huzura, Eğitime, Sağlığa, Ekonomiye, özetle insan için faydalı olan ne varsa hepsine düşman olmuştur.

  • Raşit örenel

    26.7.2025 00:23:11

    Tebrik ederim. Bir de 15 Temmuz sonrasına değinseniz kim bilir daha neler çıkacak. O cambazlar da sadece TRT dizilerinde çıksa keşke. Merhum Topalları yattığı yerden kaldırıp cambaz yapmaya çalışanlar var bir de. Aşağıdaki nice kıyım görülmesin diye. Kurumsallaşan adalet düşmanlığının Nurların manevi cihadıyla parçalandığı günleri elbet göreceğiz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı