"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

M. Kemal hayranlığı meselesi

Ahmet BATTAL
22 Mayıs 2022, Pazar
Bu konuyu yine yazmak zorunda kalmak bile esef verici. Ama mecburuz.

Dünkü yazımızda “M. Kemal sevgisi konusunda kim samimi kim değil? Bunu bilemiyoruz. Kendi ‘tek adam’larını maziye gömmüş olan demokrat devletlerin efsane kulübü olan AB’ye girebilmiş olsaydık çoktan bu mesele de hallolmuş olacaktı.” demiştik. 

İşte bir örnek:

Geçen günlerde muhafazakârların kurup yönettiği ve bizim de pasif üyelerinden olduğumuz geniş bir whatsapp hemşeri grubunda yaşanan ilginç hadise de bunun göstergesi. 

(Bu grup aynı zamanda dernek faaliyetleri de yapıyor. Yani aralarında sıkı sayılabilecek bir iş birliği ve uyum var ve dolayısıyla ana hatlarda da olsa bir tür fikir birliğinin de olması mümkün ve gerekli).

Bir ilin müftü yardımcısı grupta Kadir Mısıroğlu’nun videosunu paylaştı. Vay sen misin bunu yapan. Anında linci yedi. Sevenler, duble sevenler, triple sevenler … yazdı durdu. 

Grupta “ben M. Kemal’i sevmek zorunda mıyım, eleştirel bakmaya hakkımız yok mu kardeşim” diyecek birileri vardı.

Ama ilginçtir ve gariptir hiçbirinin de -tabiri caizse- gıkı çıkmadı. 

Neden?

M. Kemal’in bir asker olarak başarılarını bile eleştirel bir gözle okumayı başaramayan bir resmî tarihimiz hâlâ var. Hem de 12 Eylül Darbecilerinin icadı olan Anayasal bir çatı kurumdan (AKDTYK) besleniyor. 

Yani yalanlar Anayasal bir kurumdan kaynaklanıyor. 

Ama “asker M. Kemal”in başarıları onun bilhassa tartışılabilir olan diğer bütün özelliklerinin üzerini örten ve asla görmememizi sağlayan bir şal gibi.

O kadar ki “Ama Hangi Atatürk” diye soran kitaplar bile gözden düşürülüyor. 

Onun kaç hayat devresi vardı? 

Fikirleri ve eylemleri hangi devrede, hangi konuda, ne yönde ve ne kadar değişti? 

Muktedir tek adamkenki ve ölümünden önceki son safhası kendisi için de bağlayıcı olduğuna göre bilhassa bu döneminde ideolojisi ve dünya görüşü neydi? Bunları kim ne kadar biliyor?

Ahlak anlayışı neydi? Kim için ne kadar önemli?

İnanç tercihi ve dindarlık pratiği neydi? Bilhassa dindarlar bu konudan ne ölçüde haberdar? 

Bunların hiçbiri onun siyasetiyle ve devlet adamlığı biçimiyle ilgisiz değil. Hepsi az çok ilgili. 

Ama hepsi arka planda bırakılmış durumda. 

Anıtkabir’i bir “kabir” olarak ziyaret eden ama bırakın bir kabir olarak neden kıbleye dönük olmadığını düşünmeyi, bundan haberdar dahi olmayan siyasi saikli dindarlarla dolu bir ülkeye çevrildi memleket. 

Abarta abarta övmek serbest ama “herkes sevmek zorunda mı” diye sormak bile yasak? Hele devletle işiniz varsa…

Yirmi senelik AKP iktidarının sonunda ne demokrasi ama!

Okunma Sayısı: 2338
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Oğuz Yiğiter

    22.5.2022 04:30:58

    Tebrikler, dualar...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı