"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dini dünyadan tefrîk ile…

Ahmet DURSUN
19 Eylül 2025, Cuma
Dinî, hukukî, siyasî literatürde tanımlanmış kavramlara kendi anlayışımıza göre yeni anlamlar yüklemek ve onları yeniden tanımlamaya çalışmak, en basit ifadeyle kavram anarşisi doğurmaktır.

Bu bağlamda Batı’da, bilimsel ve sosyolojik gerçekliğe kapalı, devletin varlığını tehdit eden bir güçle dogmatik bir yapıya sahip olan Kilise’nin gücünü sınırlamak için icat edilmiş olan laiklik, ne kişilerin anlayışına ya da arzusuna göre yeniden tanımlanabilir ne de “laikliğe Şeriat ruhu giydirmek” gibi bir hezeyana konu edilebilir.   

Özü itibariyle Risale-i Nur’un Kur’anî dilini ortadan kaldırmaya yeltenen sadeleştirme meselesinde sağlam bir mukavemet oluşturan bir şahs-ı manevînin azalarıyız. Risale-i Nur’un aslının muhafazası için topyekun bir teyakkuz halinde, “put”u “pot”a çevirmek isteyenlerin de karşısında durarak Nurların bir harfinin dahi değiştirilmesine razı olmayan bir titizlik içindeyiz. Bu titizlik, asrın müceddininin sarsılmaz davasına bir halel gelmemesi içindir. 

Risale-i Nur’un orijinal metnindeki “meşrutiyet” ibaresini kaldırıp yerine laikliği koyarak  “Laikliğin ruhu şeriattandır” demenin sadeleştirmeyi gölgede bırakan bir tahrifat olduğunu üzülerek söylemeliyim. Bu tahrifatın doğurduğu tahribat, şeair-i İslamiyeyi tahribe yeltenenlerin karşısına dikilerek Şeriat-ı Ahmediyeyi muhafaza uğrunda ömrünü hapishanelerde geçiren Üstadımızın davasını reddetmekle eşdeğerdir. Laikliğin doğurduğu sekülerizm, pozitivizm gibi melanetlere “teslim-i silâh” anlamına gelen bu yaklaşım, Risale-i Nur’un ruhuna ve Bediüzzaman’ın mücadelesine aykırıdır.  Ayrıca böyle bir ibarenin kullanılmış olması da, Risale-i Nur davasına gönül verenlerden ciddi bir özür dilemeyi gerektirir. 

Hıristiyanlığın şeriatsız bir mahiyete sahip olduğu, “din-i İsevîde, yalnız esâsât-ı diniye”nin Hz. İsa’dan alındığı, “Hayat-ı içtimaiyeye ve füruat-ı şer’iyeye dair ekser ahkâmlar”ın Havariler ve diğer ruhanî reisler tarafından teşkil edildiği, İslâm peygamberinin hayatı, uygulamaları ve Sünneti ile toplumsal hayata ve kamu alanına dair hiçbir boşluk bırakmadığı,  İslam’ın hayatın her alanını kapsadığı Bediüzzaman tarafın- dan ifade edilmişken, kilisenin hegemonyası dolayısıyla din ile devlet işlerini birbirinden ayıran Batı’nın terakkisi karşısında bizim de dinden vaz geçmemizi telkin edenlere “Başka vicdanî dinlere kıyasen şeriatı siyasetten tecrid ile o zann-ı bâtılı tasdik etmeyiniz” sözleriyle karşı çıkmışken,  sonrasında da İslam’ı Hristiyanlıktaki değişmelere uyarlamaya çalışanları “ehli bida ve ehl-i ilhad” olarak nitelemişken; “dini dünyadan tefrik ile…” hilafetin kaldırılması, İslâm ibaresinin anayasadan çıkarılması, harf inkılabı, şer’iye ve evkaf vekaletinin kaldırılması, ezanın Türkçeleştirilmesi… gibi bir dizi “din dışı” icraatın laiklik maskesi altında dine ve dindarlara karşı baskı aracı olarak kullanılması ve “dinsiz nesiller yetiştirmek hedefleri” karşısında “manevî bir cihad-ı dinînin  iman-ı tahkikî kılıcıyla” yani Risale-i Nur ile olacağını “la ikrahe fiddin” ayetinin işaretleriyle bize açıkça göstermişken iç siyasetteki arzulara uygun elbise giyeceğim diye Risale-i Nur’u suiistimal etmek, olur mu?

Mahkeme salonlarında Bediüzzaman’a isnad edilen suçlardan biri laiklik karşıtlığıdır.  Bediüzzaman, laikliğin devleti dinden tecrit eden ve dinsizlik olarak uygulanan boyutunun İslâmiyet ile örtüşmesinin mümkün olmadığını elbette en iyi bilenlerdendi.  Bununla birlikte, laiklik üzerinden yapılan topyekün bir “dinsizlik harekâtı”yla inançların baskı altına alındığı bir zeminde Bediüzzaman, inanç hürriyetini anaya- salarının baş tacı yapan bazı Batılı ülkelerdeki uygulamalara dikkat çekerek laikliğin “tarafsızlık” ve “hürriyet-i vicdan”  manasıyla uygulanmasını talep etmiş; bunu da çok dinli ve çok ideolojili bir toplumda ortak yaşamanın bir yolu olarak dillendirmiştir. Laikliğe bunun dışında anlamlar yüklemek,  Kur’ânî beyanları, Nebevî uygulamaları ve İslâm hukukuyla muamelatını ifade eden fıkhı ıskalamak anlamına gelir ki bu da ciddi bir tövbeyi gerektirir.   

Okunma Sayısı: 2816
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit Örenel

    24.9.2025 08:58:00

    Abi, eski görüşlerimde de aynı şeyleri ifade ettim, vazgeçmedim. Laikliğin ceberrutluktan daha mutedil bir noktaya gelmesi bir inkişaftır ve bu inkişaf İslamın terbiyesiyle olmuştur. Bu demek değildir ki laiklik en son, ideal noktadır. Üstad hazretleri Muhakematta diyor: ehl-i dünyanın işlerinde ne kadar nizam ve intizam varsa, hepsi dinin telkin ve terbiyesiyledir. Anayasasında şeriat devleti olduğunu yazan hiç bir devlet, İslamilik endeksinde ilk otuzda yer almıyor. İslami yönetim ilkelerini en çok karşılayan ilk otuz devletin tamamı laik karakterde devlet, şimdi bu devletler ne kadar laik, İslam ülkeleri ne kadar şer'î. Birisi "dinin emri" demese de, İslama referans vermese de dinin emrini uyguluyor, diğeri "dinin emri" dediği şeyi uygulamıyor. İslamî cemaatler Avrupada her faaliyeti yürütebilirken. İran ve Suud'da faaliyetlerin askıya alınması tek bir talimata bakıyor. Hangisi daha şer'î. İsimden daha çok tatbikata hasr-ı nazar etmek lazım vesselam. İsim mi müsemma mı önemli?

  • orhan

    23.9.2025 12:51:41

    Yorumları okudum. Laiklik için söylenen sözler haklı. Raşit abi de zaten son yorumu ile eski görüşlerinden vaz geçtiğini ifade etmiş. Bu tarz tartışmalarda inat ile doğruyu görmekten uzak kalmamak lazım. Tartışmalar demokratik bir iklimin temel şartlarıdır. Kimseyi suçlamadan konuşmak gerekiyor.

  • Raşit Örenel

    22.9.2025 18:19:27

    Lüzumsuz uzuyor. Anlamazlıktan geliniyor. Kimse ceberrut laikliği savunamaz. Makul bir laikliği bile kökten savunmuyoruz. Üstadı ve kendimizi nasıl tarif ve tasnif edeceğimizi ise kimseye soracak değiliz. Üstad hazretleri açıkça söylüyor, Eşref Edip gibileri seviyoruz ve iman noktasında da kardeşiz, fakat siyaset noktasında değil. Bu kadar net. Kemalist Perinçek kumandalı şimdiki Siyasal İslamcılar ise Eşref Edip gibi muhteremlerin tırnağı bile olamaz, oradan hesap edelim. "Son tahlilde Sultan Abdülhamid de, Üstad da İslamcıymış", o "son tahlile" göre Taliban, El-Kaide, Suud Rejimi, İran Rejimi ve hatta İşid bile İslamcıdır. Üstad şeriat ister fakat 31 martta sokağa dökülenlerin isteyişi gibi değil. Nokta. Üstad çok net olarak ahrardır, demokrattır. Demokratlar nasıl idare eder, Halkçılar nasıl idare eder tariflerini de vermiş, bu da açıktır. Lisan-ı halimizle, İslamın güzelliklerini gösterip, toplumu laikliğe ihtiyaç olmadığını, müsbet hareketle ikna etmek bizim vazifemizdir.

  • Semanur Tunoğlu

    22.9.2025 14:45:00

    Laiklik sevicilerine hariçten gazel okumak kolay geliyor. Laiklik nedir diye, 1999 yılında, yılda 2 defa olan açık öğretim orta okul 1. Sınıf sınavında, başı örtülü diye sınavdan atılan, 14 yaşındaki kızlara sorun. Onları sınavdan atan şeyin adıydı laiklik. Laiklik şöyle güzel böyle güzel demek kolay hariçten.

  • Eda Gül Beyaz

    22.9.2025 14:10:39

    Toplumun bir arada yaşaması için laiklik ilkesine ihtiyaç var önermesi sorunludur. Bu topraklarda toplumun birliktr yaşaması için harç islam olagelmiştir. Zaten laikliğin kosa sergüzeştisine baktığımız zaman, sünni müslümanlara, kürtlerden tutun alevilere kadar her kesime sürekli bir sorun getirmiştir. Laiklikten ne tür bir fayda hasıl olduğunu bize açıklayın ki, bizlerde ona göre değerlendirme yapabilelim. Çünkü eldeki veriye göre laikliğin bir olumlu, pozitif getirisi yok.

  • Eda Gül Beyaz

    22.9.2025 14:06:19

    Osmanlının son asrında ortaya çıkan fikir akımları vardır. Osmanlıcılık, islamcılık, Turancılık ve Batıcılık. Osmanlıcılık ve İslamcılık aynı potada kalırken Türkçülüğün bir kısmı batıcılığa entegre olmuş, diğer kısmı da islamcılığa yanaşmıştır. Tabiki burda genel bir tasnif yapıldığında Üstadımız ve Nur Talebeleri de islamcılık şemsiyesi altında kalmaktadırlar.

  • Eda Gül Beyaz

    22.9.2025 14:04:06

    Mezhepler Tarihi ilgi alanımda olan bir konu. Alanında uzman kişiler Ethem Ruhi Fığlalı, M.Ali Büyükkara gibi isimlerin tasnifine göre "islamcılık" çatı kavramdır. Siyasal islamcılık ise islamcılık içinde farklı bir franksiyonu temsil eder. İslamcıların hepsi siyasal islamcı değildir. Bir fikir hareketi olarak "nurculuk" da bu anlamda islamcıdır. Çünkü kurtuluşu islamda aramaktadır. Ancak nurculuk siyasal islamcı değildir. Toplumu tepeden değil tabandan dönüştürmeyi amaçlar.

  • Mustafa Said Kara

    22.9.2025 12:21:47

    Laiklik kavramının mutedil ve insancıl bir yaklaşıma bürünmesi diye bir şey zaten tabiatı gereği saçmadır. Laiklik kavramı zaten öyle bir şey değildir. Din ile devlet ayrılacak, din kamusal alanın dışına çıkarılacaktır. Avrupada da din ve devlet ayrılmış, din kamusal alanın dışına sürülmüştür. Laiklik tıkır tıkır işlemektedir. Bunun mutedili insancılı diye bir şeyi olmaz.

  • Mustafa Said Kara

    22.9.2025 12:18:18

    Dün halk partisinin laiklik uygulaması ile bugün islamcı iktidarın laiklik uygulaması taban tabana zıttır. Oysa kavram aynı mahiyetini taşımaktadır. Bugün halk partisinin laiklik anlayışı ile islamcı birinin laiklik anlayışı yine farklıdır. Bu laiklik kavramının özünden değil, muhataplarının yaklaşımından kaynaklanmaktadır. Siz bu kısmı derinlemesine analiz etmeden yanlış bir kabul ile kavrama kendi ideolojik anlamınızı yüklüyorsunuz.

  • Mustafa Said Kara

    22.9.2025 12:14:48

    Raşit bey siz sözkonusu kavram ile uygulamasını karıştırıyorsunuz. Laiklik kavramının uygulamasını laiklik kavramı olarak açıklıyorsunuz. Oysa kavram sizin açıkladığınız anlamı havi değil. Uygulamalar, uygulayanların zihniyeti ile alakalıdır.

  • Raşit Örenel

    21.9.2025 15:36:00

    Son olarak hiç bir şeyi örttüğüm yok, insanlar aptal değil. Yazarın ne söylediğini herkes görüyor. Ben ilave ediyorum: bu yazıdaki kavramsal hassasiyeti tebrik ediyorum. Yazıda alıntılanan geçmiş bir yazıya ifadelerin maksadı o yazar tarafından daha iyi açıklanmalıydı. Fakat bu hassaiyet, ta dört yıl önceki yazıyı arkeolojik bir çalışmayla bulacak kadar keskinse, aynı hafta içinde "içtihad" ile "dinde reform"un, her hangibir yorum yapmadan, direkt olarak aynı şey olduğunu söyleyen bir yazıyı öncelemesi lazımdı.

  • Raşit Örenel

    21.9.2025 15:35:45

    3- Laikliğin kemalinden kasıt budur. Zira külliyatı okuduğunuza göre bildiğinizi varsayıyorum "Ecnebi dinsizlerinin kemâlâta medar bazı seciyeleri bulunabilir" Ve mesela "Nasraniyet ya intıfa veya ıstıfa ile terk-i silâh edecektir. Zira birkaç defa yırtıldı, Protestanlığa geldi. Protestanlık da yırtıldı, tevhide yaklaştı; tekrar yırtılmaya hazırlanıyor." Ne demek, protestanlıkla birlikte tevhide bir yakınlaşma olduğunu söyleyen Üstad hazretleri de (haşa!) tövbe mi etmeli? Biz Risale-i Nurlardan iman gibi küfürde dahi dereceler olduğunu öğreniyor muyuz?

  • Raşit Örenel

    21.9.2025 15:35:03

    2- 4-İslamiyet ise dini toleransı tarihte müesseleştiren belki de ilk inanç ve fikirdir. İslamiyet dinî bir rejim getirmesine rağmen gösterdiği bu dini müsamaha çağlar ötesidir. 5-Avrupa ise bir zamanlar mezhep farkıyla bile birbirini kesiyordu. Zamanla laik uygulama başladı. İnsanlık dışı bir şekilde başladı. 6-Evet laiklik mana ve mefhum olarak şeriattan değildir. İşte iddiam şu: İslamiyet nasıl ki Avrupaya pek çok konuda üstadlık yapıyorsa; Avrupalıların, laikliği militanlık derekesinden bugünkü mutedil seviyeye ulaştırmakta, İslâmî tolerans uygulamalarını örnek almış olmalı kuvvetle muhtemeldir. Bu bile laiklik taraftarlığı olarak görülüyorsa yine görenin problemidir.

  • Raşit Örenel

    21.9.2025 15:34:34

    1- Twitter'în zararları, maddeler halinde yazılmayan bazı şeyler anlaşılmıyor. 1- Laik terimi, Cleric (ruhban) olmayanları tarif eder ilk başta. "Sezar'ın hakkı Sezar'a; Tanrı'nın hakkı Tanrı'ya" Hristiyan kaidesince, dünyevi iktidar alanları din adamları ile dünyevi (laik) kral ve soylular arasında taksim edilir. Bunlar sözlükte yazmaz, anlamak isteyenler daha geniş okumalar yapmalı. 2- Adı laiklik veya değil. Devlet işleyişinden dini çıkarmak manası Fransız ihtilaliyle ortaya çıkar ve vahşice çıkar. 3-Piyasaya kanlı bir giriş yapan laiklik, zaman içinde bugün Avrupasının ekseriyetinde uygulanan mutedil ve insancıl biçimine bürünmüştür.

  • Raşit Örenel

    21.9.2025 15:33:47

    Dünün Halk partisi yöntemlerini bugün uygulayan Akp olduğu için elhamdülillah, İslamcı kaporta, Kemalist motora sahip bu partiye de daima karşı çıktım. Ha yok, siz eğer umumi meşveret kararı ile millet ittifakına oy verilmesini "CHP'li olmak" olarak görüyorsanız o da sizin probleminiz.

  • Raşit Örenel

    21.9.2025 15:33:14

    Sosyal bilimlerde herkesi bağlayan nesnel tarif derken? Neden onlarca laiklik tarif ve uygulaması var? Akdeniz medeniyeti diye bir şey kimine göre var kimine yok, nesnel gerçek hangisi? Düşmanlaştıracak bir tarifi, tek nesnel tarif kabul edenlerin kafası içinde ömrümüzü harcayacak değiliz. Laiklik diye bir şey var, laiklikle ilgili tek nesnel gerçek bu, peki laiklik nasıl olmalı ve laikliği toplumsal bir uzlaşıyla, müsbet hareketle aşabilecek, Risale-i Nurlar'ın tarif ettiği ideal İslamî toplumu nasıl tesis edeceğiz, asıl önemli mesele bu. Şeriat deyince elektrik çarpmışa dönen insanları kesmek yerine, onlara doğru İslamı ve İslamiyete layık doğruluğu nasıl göstereceğiz? Bu ise AKP'nin politik ihtiyaçlarına göre eğilip bükülerek, siyasi-toplumsal, grup-aktörleri AKP'nin keyfine göre algılayarak olmaz.

  • Raşit Örenel

    21.9.2025 15:32:51

    Israrla Üstadı ve Nurcuları İslamcı tarif içinde kabul ettirmeye çalışan yorumlar, Siyasal İslamla ilgili eleştiriler yapılmasını istemeyen yorumlar sadece bu yazıda değil, bir süredir, pek çok yazı altında görülüyor. Üstadın ve Nur Talebelerinin de İslamcı fraksiyon olduğunu açıkça yazan yazıda "İslamcılık" tonunu görmeyen birinin, bizim yazdıklarımızdan, bizim gönül bağımızı "müslüman alemi" ile koparacak sonuçlara varması bir idrak problemine degil, fikri problemlere işaret eder. Sırada ne var? Bizi cennete de mi almayacak, patates dininden mi ilan edeceksiniz?

  • Raşit Örenel

    21.9.2025 15:32:32

    Geçmiş olsun dileklerine devam edelim; demokratik düşünceyle arasına mesafe koyanlara, bu yüzden okuduğunda "kafir avrupa fikri" görenlere, bu sebeple de insanların gönül bağını "müslüman alemi" ile kesenlere geçmiş olsun.

  • S. Pelin Kurukahveci

    20.9.2025 18:33:08

    Yorumlarda islamcılık kavramından bahisle Üstadımızın da islamcı olduğu bilgisi var. Bu konuya itiraz edenlerin islamcılık üzerine okuma yapmasını tavsiye ederim. Günün sonunda Abdülhamid ve Üstadımız aynı fikrin savunucularıdır. İslam çatısı altında Osmanlıyı kurtarmaya çalışmışlardır. O dönemdeki fikir akımları Batıcılık, Türkçülük, Osmanlıcılık ve İslamcılıktır. Üstadımızın da yeri bellidir. Bugün piyasaya hakim olan siyasal islam ideolojisi islamcılığın sadece bir versiyonudur. İslamcılığın bizatihi tamamı değildir.

  • Said Yüksekdağ

    20.9.2025 17:01:25

    Hakikî bir âlim, Risale-i Nura sadık bir Nur talebesi, samimî bir Müslüman asla ve kat'a laikliği savunmaz.

  • Arda Yıldız

    20.9.2025 17:00:13

    Laiklik inkilabını içselleştiren bir Müslüman düşmanına aşık olmuştur. Müslüman kökten laiklik ilkesine, ilkesel olarak karşıdır. Karşı olmalıdır.

  • Büşra Karali

    20.9.2025 14:23:01

    Bir alim, bir Nur talebesi, bir Müslüman laiklik şeriattandır, laiklik yorumunun kemalatı şeriattandır diyebiliyorsa, Müslüman alemi ile gönül bağları çoktan kopmuş demektir. Geçmiş olsun.

  • Büşra Karali

    20.9.2025 14:20:57

    Laiklik yorumunun kemalatı şeriattandır sözünü söyleyenlere yazarın tavsiyesi açık, tövbe ediniz nedamet getiriniz, şeriat dairesine dönünüz!

  • Büşra Karali

    20.9.2025 14:19:56

    Ve yine laiklik tanımından galiba haberdar değilsiniz. Laiklik üzerine bir kaç sözlük okusanız sizin verdiğiniz anlamların, sizdrn başkasını bağlamadığını görürdünüz. Kafanızdaki ideolojik bariyerlere göre nesnel gerçekliği olmayan yorumlarda bulunup burda konuşanlara etiket vurmanız Yeni Asya zihniyetine yakışıyor mu?

  • Büşra Karali

    20.9.2025 14:17:29

    Kendinizce konuşanları etiketleyip yazının işaret ettiği çarpıklığı gizlemeye çalışıyor olabilir misiniz?

  • Büşra Karali

    20.9.2025 14:16:17

    Raşit bey ben ne bu yazıda ne de yorumlarda siyasal islamcılara destek verildiğini görmüyorum. Yazının hangi kısmı veya hangi yorum siyasal islamcılara destek veriyor söyler misiniz? Ve siz Raşit bey, alenen CHP'ye destek yazıları yazanlara da bir eleştiri getirdiniz mi peki? Üstadımızın siyasal islam ideolojisi için şartlı da olsa iktidara gelebilirler dediği bir vasatta, asla iktidara gelmesini istemediği bir halk partisine destekte sizce sorun yok mu?

  • Büşra Karali

    19.9.2025 23:30:57

    Bediüzzamanın laikliği şeriat namına savunduğunu iddia edenlerin varlığından ilk defa haberdar oldum. Gerçekten varmış böyleleri. Şurda bunu iddia edenleri görmesem inanmazdım. Hayret doğrusu. Biz başka bir külliyat mı okuyoruz?

  • İsmail Okur

    19.9.2025 22:00:58

    Birilerinin peşinden gidip onların aklıyla siyasi ve içtimai hassasiyetlerini kaybedenlerin sonu geçmişte siyasal islam durağından ahirete gitmeleriydi. Şimdikilerin inadı süfyanın durağından ahirete gitmek istemeleri gibi gözüküyor. Allah bizi eleğin üstünde tutsun İnşallah

  • Semanur Tunoğlu

    19.9.2025 21:50:23

    Bugün Fransa'da kamusal alanda başörtüsü yasak. Sebep, laiklik ilkesi. Bugün Türkiye'de lamusal aşanda yasak yoksa bu iktidardaki islamcıların baskısı iledir. Yarın bu baskıyı yapmayacak bir iktidar geldiği zaman Türkiye'de de kamusal alanda başörtüsü yasaklanabilir. Sebep olarak da laiklik gösterilir. Laiklik böyle bir şeydir işte. Din ve vicdan hürriyeti sadece bir kılıftır. İnanırsanız...

  • Raşit Örenel

    19.9.2025 21:39:07

    İlaveten, alıp dönüp Üstada ve Nurculara İslamcılık isnad eden yorumlarla endoktrinasyon çalışması yaparak, Yeni Asyacı'lar ile Akp ve türevi Siyasal İslamcılar arasındaki şuur altına kadar yerleşmiş fikri bariyerleri yıkıp, Yeni Asyacıları en azından AKP'ye karşı tepkisizleştirmeye çalışan "gönüllüler", biraz fazla sırıtıyor. AKP ya da dün kim idiyse veya yarın kim olursa, her müstebit iktidara karşı koyan ve koyacak olan Yeni Asya zihniyeti daima var olacak. Utangaç, sübliminal, dolaylı, incelikli, kaba ya da aşikar hiç fark etmez; hiç bir operasyon, Yeni Asyacı fikir yapısına, müstebit güç odaklarına uyum sağlama özelliğini kazandıramaz.

  • Raşit Örenel

    19.9.2025 21:38:36

    Avrupa nasıl pek çok konuda İslâm'a talebelik ediyorsa; insani bir laikliğe ulaşma konusunda, İslâmiyet’in başka dinlere müsamahasını neden örnek almış olmasın? Evet laiklik mefhum ve mana olarak şeriattan değildir, ancak insancıl bir seviyeye ulaşan laiklik yorumunun kemalatı şeriattandır. Kavram kargaşası, anarşisi konusundaki duyarlılığınızı tebrik ederim. Lakin bu duyarlılığınızı göstermek için kazı yapıp, dört yıl önceki bir yazıyla uğraşmadan önce, bu hafta gazetemizde "içtihad" ile "dinde reform"un aynı şeyler olduğunu ifade eden bir yazı yayınlandı; hem de laikliğe olumlu bir muhteva kazandırmaya çalışan laiklikle ilgili yazıda olduğu gibi de değil, doğrudan doğruya içtihad ile dinde reformun aynı şeyler olduğunu ifade ediyor, bu yüksek hassasiyetinizle önce bu haftaki yazıya değinmenizi beklerdim. Dört yıla kalmadan "dinde reform" ile "içtihad"ın aynı şey olduğunun lanse edilmesinin nasıl bir kavram anarşisinin sonucu olduğunu okumak isteriz.

  • Raşit Örenel

    19.9.2025 21:36:44

    1-Evet, laiklik İslam'ın hedeflediği bir şey değildir. Sağlıklı işlediği durumda çatışacağı bir şey de değildir. Zira Şeriatın yüzde biri siyasete bakar, sağlıklı bir laiklik, bir müslümanın geriye kalan yüzde doksan dokuzu işlemesine mani olmaz. Sağlıksız bir laiklik ise zaten bahis dışıdır. Laikliğin Avrupa'da ortaya çıkışı da esasen din ve devlet işlerini değil; kendi dünyevi arazileri üzerinde hâkimiyeti olan kilisenin bölgeleriyle, laiklerin (dünyevi idarecilerin) yönetim alanlarını ayıran, günümüzün devletler sınırı gibi bir şeydir. Kilisenin vergi alacağı bölgeyle, kralın alacağı bölgeyi ayırır. Fransız ihtilaliyle ise günümüze ehlileşmiş hali ulaşan anlamını kazanmıştır, ki ihtilal Fransasında vahşicedir. Lakin zamanla uysallaşmış, bir zamanlar değil başka dini, başka mezhepleri bile imhaya kalkışan Avrupa bugünkü nisbeten kucaklayıcı laiklik anlayışına ulaşmıştır.

  • Enes

    19.9.2025 21:13:05

    Sahih bir ehli sünnet aliminin laiklik dindendir deyu savunması mümkün müdür? Laikliği savunanlar sahih bir ehli sünnet alimi olabilir mi?

  • Enes

    19.9.2025 21:12:10

    Bediüzzamanın laikliği savunduğuna inananlar Risale-i Nurları nasıl okuyorlar acaba? Risale-i Nurların neresinde laiklik şeriattandır deniliyor.

  • Enes

    19.9.2025 21:10:20

    Laiklik din ve vicdan hürriyeti değildir ki. Laiklik, aydınlanma ile beraber batıda kiliseye karşı ortaya çıkmış, dine karşı seküler sistemi koruma altına alan bir ideolojidir. Laiklik nasıl şeriattan olabilir?

  • Bilal Said

    19.9.2025 18:29:43

    Din ve vicdan hürriyeti ayrıdır manası "dini dünya işlerinden ayırmak" olan laiklik ayrıdır. Laiklik salt din ve vicdan hürriyeti değildir, din ve vicdan hürriyetinin sadece din ve dünya işlerini ayırmakta gören hasta zihniyetin adıdır laiklik. Bediüzzaman Hazretlerinin savunmalarında laikliltem bahsetme sebebi ise "Laiklik gibi nir bahaneniz dahi olsa bizi mahkum edemez dini yaşamakta serbestiz" manasında yapmıştır. Yıksa şeriat dururken Bediüzzaman gibi bir zât (haşa) laiklik övgüsü tapacak değildir. Din ve vicdan hürriyetinin en güzeli de Şeriat-ı garra ile sağlanır. Buna asr-ı saadet şahittir. Laikliği icat eden devletler bile din ve vicdan hürriyetini sağlamak adına zamanla laiklik tanımlarını esnetmiştir. Dolayısıyla laikliğin ruhu şeriattan değildir. Din ve vicdan hürriyeti başta olmak üzere hürriyetin ruhu şeriattandır. Laiklik ise din düşmanlığına hürriyet maskesi adına bulunan kılıftır. Allah razı olsun ihtiyaç olan bir yazı önemli bir hususa açıklık getirmişsiniz.

  • Mehmed Kovancı

    19.9.2025 17:57:46

    Üstad laikliği kabul ediyor diyenler :Laikliği 1937de kanunlaştıran Mustafa Kemaldir. Üstadl'a Mustafa Kemal barismis olmuyor mu..5. Şuayı iyi anlamak lazim

  • Mustafa Said Kara

    19.9.2025 17:20:50

    Kavramları iyi bilmek gerektiğini yorumlardan anlıyoruz. "islamcı" kimdir? Bu alanda çalışan hocaların tasnifine göre kurtuluşu islamda gören her yapı, her bir fert islamcıdır. Yaptıkları tasnife göre Üstadımız ve Nur Talebeleri de islamcılığın bir franksiyonudur. Daha bunu bilmeden fikir sahibi olunca elbette ortaya ellr tutulur bir şey çıkmıyor. Yazı güzel. Faydalı. Tabi anlayana.

  • Ömer Ergün

    19.9.2025 17:14:33

    Türkiye de uygulanan laiklik anlayışı Anayasaya girdiği andan itibaren, katı bir dinsizlik olarak uygulanmıştır. Bediuzzamanda bunun uyguluyorsanız din ve vicdan özgürlüğü, tarafsız kalma şeklinde uygulanmasını önermiştir.Laikliği savunmamıştır. Bu bağlamda birilerinin orjinali, meşrutiyetin ruhu şeriattandır, ibaresini alıp laikliğin ruhu şeritattandır şeklinde değiştirmesi ve bunu savunması, ısrarcı olması kelimenin en hafif deyimi ile insafsızlıktır. Yazar abimizi bu inceliği hatırlattığı için tebrik ediyorum

  • NİHAT ÇİÇEK

    19.9.2025 17:06:33

    Ahmet hocam tebrik ediyoruz, her zaman olduğu gibi veciz bir şekilde konuyu işlemişsiniz.

  • Nevzat Karaağaç

    19.9.2025 16:35:42

    laik devlet, resmî bir dini bulunmayan ve yasaların belli bir dine göre şekillendirilmediği devlettir. İslam ise müslümanların dünya hayatını da tanzim edecek hükümlere sahiptir. Laikliğin tarifinde din ve vicdan hürriyeti varsa, dini şekillendirmek için yasa çıkartmamalıdır. Halbu ki bu zamanda tarikatler, tekkeler vs vs’ler yasaktır. Demek ki laiklik tarif ettikleri gibi bir kavram değildir. İslamı ortadan kaldırmak İçin uydurulmuş bir şeydir.

  • Necati

    19.9.2025 15:13:31

    Üsdat hazretleri Laikliği, dine ne dinsize de ilişmez diye tarif etmiştir. Laiklik dinsizlik değildir. Rahmetli Demirel'de laikliği din ve vicdan hürriyetinin teminatıdır demiştir. Laikliğin doğru tanımı budur. Bu tanım çerçevesinde uygulandığında İslamiyet'e Uygun değildir diyemeyiz. Çünkü senin dinin sana benim dinim bana diyen Kur'an da herkesin inancını dinini istediği gibi yaşama hürriyeti tanıyor. Laikliğin yanlış uygulamaları, din düşmanlarının, laikliğini dinsizlige alet etmeleri uygun olmadığı gibi, dindar kesimin laikliğini dinsizlik olarak yorumlamaları da doğru değildir. Biz de Üsdat hazretlerinin tarif ettiği şekilde laiklik meselesine bakmalı. İfrat ve tefride düşmeden istikametimizi muhafaza etmeliyiz.

  • Özgür Bey

    19.9.2025 12:06:59

    Ahmet abi her şey zıddıyla bilinir kaidesince laikliğin zıddı güç için islamı kullanan siyasal islamdır. Biz niye siyasal İslam'a karşı çıkıyoruz o zaman destek verelim halifeliği ilan etsinler ? İkinci husus tamda üstadın dediği gibi şu anda Türkiye ataisti,değisti ,seküler inançlara inananlarla ve ideolojilerle çok dinli hale gelmiştir. Bizi ne birarada tutacak ? Ben bu kısımları anlayamadım

  • HASAN DOĞAN

    19.9.2025 11:10:08

    Sayın hocam bu yazınızdan dinci ve siyasal islamcı selefi grubun laikliği gördüğü gibi bakıyorsunuz.Halbu ki Üstad;eskişehir mahkemesinde laiklğin gerçek manada dinsize ilişmediği gibi dindara da ilişmemesi gerektği şekilde telakki etmiyor mu.Peki Demokrasi de aynı manayı içermiyor mu her kesin hür Düşünce ve davranış göstermesi durumu değil mi.O zaman demokrasiyi de reddelim.Yani bir rafızi bir hadise yanlış bir mana verse o hadis inkar mı edilmeli,tıpkı bizim jakoben ve istib dad ı mutlak uygulayan eski yönetim laikliği dinsizlik olarak görünce biz de öyle telakki edip laikliği dinsizlik olarak mı görelim.

  • Said Yüksekdağ

    19.9.2025 11:04:59

    Laikliğin tanımını yapmak ayrdır. Laikliğin nasıl uygulanmasını izah etmek ayırıdır. Laikliği savunmak "ruhu şeriattandandır" demek ise apayrıdır. Ne yazık ki son günlerde bazı ulemai's-su'lar ne yazık ki "Laikliğin ruhu şeriattandır" diyerek büyük bir cürüm işlemektedir ve ne yazık ki bazı nur talebeleri de bu şahsı desteklemekte farkında olarak ya da olmayarak Risale-i Nurun hukukuna ihanet etmektedirler. Nur talebesi bu konuda azami dikkat etmeli, Üstadın hayatını iyi öğrenmeli ve Risale-i Nurdaki düsturlara sadık olmalıdır.

  • mehmet

    19.9.2025 10:33:25

    Kaleminize sağlık risale-i Nur ölçülerine sağlam bir bağlılık yazısı.laikliği,dinin, kamusal alanda söküp atılması manasında anlaşılmayacağı, aksine bütün dinlere özgürlük alanının açıldığı bir alan olarak görmek daha isabetli olacağı anlaşılır.

  • Kadir Akbaş

    19.9.2025 07:49:22

    Allah razı olsun kardeşim. Meseleyi bütün vechesi ile ortaya koymuşsunuz. Böyle ehemmiyetli meselelerde yazar ve konuşurken azami hassasiyet göstermek zorundayiz. Aksi halde "Bizi istihdam eden ve hizmetine kabul eden Kur'an'ı Hakimin darbesinden korkmalı, belki o helal etmez"

  • Mustafa Yalçın

    19.9.2025 06:54:49

    Risale-i Nur şahsî, süflî, dünyevî menfaatlere âlet olamıyor. Bizim gibi masum dindarlara musallat olanlar ve onları imanî derslerinden ayırmayı tevehhüm edenler, laiklik prensibini dinsizliğe ve komünizme âlet etmek isteyenlerdir. Nur Çeşmesi

  • Abdullah

    19.9.2025 06:35:43

    Çok güzel bir yazı, ama çok.geç kalmış bir yazı."Laikliğin ruhu şeriattandır" diye bu hezeyan gazetede yazılıp,yayınlanır ken yazılmalıydı.Şiddetle karşı çıkılma lıydı.Topyekün cemaat olarak tepki gösterip, yazı yayından kaldırılmalıydı. Yazı sahibine özür dilettirip,geri adım attırılmalıydı.Bu yapılmadığı için adam bu tepkisizlikten cesaret alıp,hâlà şu sıralarda dinsizlik manasını taşıyan ve adına bütün zulümler yapılan"laikliği" savunuyor.Bu yazı yayınlanırken gyy.Kâzımdı.Galibe yazar bundan cesa ret alarak yazdı ve üstüne oturdu. "Dini dünyadan tefrik etmek" ne demek? Dünya hayatından dini çıkar mak demektir.Yan bu hayatı dinsiz bı ramak demektir.Ve yıllarca Devletin ha yatından din tamamen çıkarıldı ve bir baskı ve zulüm unsuru olarak kullanıldı Ve bütün bunlar laiklik adına yapıldı. Hâlâ da dini emirlere karşı çıkılırken yine laiklik adına yapılıyor.Ve bir kesim de laiklik bir din olarak kabul ediliyor.

  • S. Pelin Kurukahveci

    19.9.2025 00:29:55

    Yazınıza imzamı atıyorum. Teşekkürler. Sizin gibi sıratı müstakim üzere bizleri uyaracak ağabeylerimize ihtiyaç şedit. Allah razı olsun.

  • S. Pelin Kurukahveci

    19.9.2025 00:28:33

    Allah razı olsun hocam. İç siyasette görüşümüzü desteklemek için kavramların içini boşaltmaya ve hatta ters çevirmeye gerek yok. Bu en çok bize zarar verir. Adam diyor ki, halk partisi geçmişin demokrat partisi olmuştur.....bu kadar da savrulmamak lazım. Ağzınıza sağlık. Yazınıza imxamı atıyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı