"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dini siyasete âlet etmek

Akif ARSLAN
17 Ocak 2017, Salı 00:05
Bediüzzaman “Dinsizliği görmüyor musun, meydan alıyor. Din namına meydana çıkmak lâzım” şeklinde sorulan soruya çıkalabileceğini, ancak bunu, belirli ve olmazsa olmaz şartlarının olduğunu dile getirmiştir.

Din namına meydana çıkıldığında harekete geçiren itici kuvvetin İslamiyet aşkı ve İslamiyeti koruma maksadı olması gerektiğini , eğer asıl sebeb siyasetçilik ve tarafgirlik olursa, bunun tehlikeli olduğunu söylemektedir. Peki, kimin itici kuvvetinin İslamiyet aşkı, kimin de siyasetçilik ve tarafgirlik olarak meydana çıktığını nasıl anlayacağız? Her ikisi de zahirde din namına meydandadır. 

Bediüzzaman ‘ın bu ikisini ayırt edebilme formülü şöyledir: Kim fasık, ama aynı siyasî fikirde olan arkadaşını, dindar, ama muhalif siyasî bir fikirde olan arkadaşına tercih etse, işte güya onu din namına harekete geçiren şey aslında siyasetçiliktir. Hem din umumun mukaddes malıdır. Kim bu mukaddes malı tekelcilik anlayışıyla kendi siyasî meslektaşlarına daha fazla has göstererek, azımsanamayacak bir grubun dine aleyhtarlık meyli içerisine girmesine vesile olur ve onların nazarında dini düşürürse, işte böylelerini de güya din namına harekete geçiren aslında tarafgirliktir.

“Birincisi (muharrik aşk-ı İslâmiyet ve hamiyet-i diniye) hata da etse, belki ma’füvdür (affedilir). İkincisi (muharrik veya müreccih (tercih ettirici), siyasetçilik veya tarafgirlik ise) isabet de etse, mes’uldür.” 

“Evet, dine imale etmek (meyletmesini sağlamak) ve iltizama teşvik etmek (sıkıca bağlanmayı isteklendirmek) ve vazife-i diniyelerini ihtar etmekle dine hizmet olur. Yoksa “Dinsizsiniz” dese, onları tecavüze sevk etmektir. Din dahilde menfî tarzda istimal edilmez. Acaba şimdiki menfî siyasetçilerin fetvâlarından istifade edecek kimdir, bilir misin? Bence İslâm’ın en şedit hasmıdır ki, hançerini İslâmın ciğerine saplamıştır.” 

Kısaca, bir oy derdi için meydanlarda gezerek vatandaşın dinî duygularını tahrik ederek oy isteyenler, kendilerine oy veren dindarları asıl ve has dindarlar olarak görüp, dini sadece kendilerinin malı gibi kendilerine has bilip, onlara  oy vermeyen dindarları da  gerçek dindar olarak görmeyenler, sırf kendi iktidarlarının devam etmesi uğruna dine zarar verenlerdir. İşte bu şekilde din namına meydana çıkanları harekete geçiren asıl sebeb İslamiyet aşkı değil, siyasetçilik ve tarafgirliktir. 

Burada zikredilmesi gereken bir husus daha var. Üstad Hazretleri “din namına meydana çıkmak lazımdır” diyor ve buna belirli kat’i şartlar koyuyor. Fakat bu şartları Emirdağ Lahikasında “yüzde altmış, yetmişi tam mütedeyyin olmak şartıyla, şimdiki siyaset başına geçebilir. Dini siyasete âlet etmemeye, belki siyaseti dine âlet etmeye çalışabilir” cümleleriyle biraz daha genişletiyor. Burada bahsedilen önemli bir şart var! O şart ise ülkenin %60 -70’inin tam dindar olması gerektiğidir. Yani sadece sizi harekete geçiren sebebin İslamiyet aşkı olması yetmiyor. Vatandaşın da dindar olması, hatta tam dindar olması gerekiyor. Bu durumda netice olarak %60 -70’i tam dindar olmayan bir memlekette din namına meydana çıkmış birisi, müteharriki, yani onu harekete geçiren asıl sebebi ne olursa olsun dini siyasete alet etmeye mecbur olacaktır. Hatta %60 -70  tam mütedeyyin olsa dahi, bu milletin başına “din namına meydana çıkanlar” geçerse, dini siyasete alet etmeye mecbur kalırlar. Nedenini ise Üstad Hazretleri şöyle açıklıyor:

“Fakat çok zamandan beri terbiye-i İslâmiye zedelenmesiyle ve şimdiki siyasetin cinayetine karşı dini siyasete âlet etmeye mecbur olacağından, şimdilik o parti başa geçmemek lâzımdır.” 

Kısacası onlara rey verilmemelidir. Dikkat etmemiz gereken önemli husus, bu tipteki bir siyasî partiye Risale-i Nur mesleğince ehven-ü şer diyerek de rey verilmez. Mesleğimizce Halk Parti nasıl ki asla ve kat’a ehven-ü şer sınıfından olamaz, işte aynen öyle de İttihad-ı İslam zihniyeti, yani Siyasal İslamcılar ehven-ü şer olamaz.

Okunma Sayısı: 7943
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • kamil dağıstanlı

    17.1.2017 23:14:40

    Risaleleri anlayarak okuyanlara iyi bir örneksiniz. Özellikle son paragraftaki "ehven-ü şer" izahınız çarpıcı. Tebrik ederim.

  • Remzi Gökdoğan

    17.1.2017 13:00:23

    Bu asrın içtimai problemlerini Üstad Hazretleri kadar iyi tespit edebilen ve aynı zamanda çözüm önerileri sunabilen çok az sayıda alim olduğunu düşünüyorum. Ancak, maalesef bunu insanlara yeterince anlatamadık.

  • mustafa yalçın

    17.1.2017 07:57:37

    Tebrik ederim Akif Kardeşim. Çok net ifadelerle konunun izahını yapmışsınız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı