Kişinin niyeti, fikri ve ne düşündüğü çok önemlidir.
İşte bu yüzden, “Dervişin fikri ne ise zikri odur” denilmiştir. Kalb temizliği, iyi niyet, hüsn-ü zan ve güzel düşünce en önemli vaciblerimizdendir. Çünkü, “Güzel gören güzel düşünür. Güzel düşünen hayatından lezzet alır.”
Kötü niyet ise, kötü ahlâkın ve günahların çekirdeği gibidir. İşte bu bakımdan amelleri ve ibadetleri değerli veya değersiz kılan kişinin niyetidir.
Bir bilim adamı: “Düşüncelerinize dikkat edin, eylem ve fiillerinize dönüşür. Fiillerinize ve yaptıklarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, karakterinize dönüşür. Karakterinize dikkat edin, kaderinize dönüşür” diyor.
Bir insan; samimî olarak ve ihlâsla, “İmkânım olsaydı şöyle şöyle hayırlar ve harcamalar yapardım” dese bu iyi niyetinden dolayı aynı hayırları yapmış gibi sevap kazanır. Bir insan da; “İmkânım olsaydı şu şerleri ve günahları işlerdim” dese o kimse de o haramlı ve şerleri yapmış gibi günah kazanır. Allah katında en kötü ve en aşağı makama düşer.
“Arkadaş! Bu niyet meselesi, benim 40 senelik ömrümün bir mahsülüdür. Evet, niyet öyle bir hâsiyete maliktir ki, âdetleri, hareketleri ibadete çeviren pek acib bir iksir ve bir mâyedir.. Niyette öyle bir hâsiyet vardır ki, seyyiatı hasenata ve hasenatı seyyiata tehvil eder.” (Mesnevî-i Nuriye, s. 61)
Sevgili ve şefkatli Nebîmiz (asm) şöyle buyurmuştur: “Bir kul ki, mal ve para verilmiş de ilim verilmemiştir. O bu malı ve parayı sağa sola harcıyor. Harcarken de Allah’ı düşünmüyor. O para ile akrabalarına yardım etmiyor. Ve o malda Allah’ın hakkı olduğunu bilmiyor. Zekât ve sadakasını fakirlere vermiyor. İşte bu adam en fena ve en kötü makamdadır. Yine bir kul ki, Allah ona ilim de, mal da vermemiştir. O da: Malım ve param olsaydı yukarıdaki adam gibi ben de helâl haram demeden parayı harcardım kimseye bir şey vermezdim. Zekât ve sadaka vermezdim, derse, bu niyeti sebebiyle aynı günahı işlemiş gibi olur. Bu iki insanın günahı da müsavîdir, birbirine eşittir.” (Tirmizî)
İman, İslâm, ihlâs, ilim, istiğfâr, hilm, Kur’ân ve sünnet üzere kalınız.