"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Terörsüz Türkiye” tiyatrosu

Şükrü BULUT
16 Mayıs 2025, Cuma
Maksadımız hükümete muhalefet değil… İnsaniyetimizi akıllı geçinenlerin istihzasından kurtarmaya çalışıyoruz.

Başlığımıza;  “senaryo,” “film” veya “hikâye” kelimelerini de alabilirdik. Önceden hikâyesi belirlenmiş ve hâkim iradelerce millete rağmen tatbik edilen sosyal projeleri kastediyoruz.

Bediüzzamanın, “Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz” tesbitinden de hareket edebiliriz. Yani biz, Birinci Cihan Harbi’nden bu yana “millî bağımsızlığımızı” kaybettiğimizden, elbette müteharrik-i bizzat olamazdık. Denilebilir ki; “mevcut hükümet de selefleri gibi mecburdur, tenkide hakkınız yok.” 

Deriz ki; eskilerin hatalarını düzeltemez ve yeni cinayetlerle devam edeceklerse hükümetler, gelmemeleri daha evlâ değil mi? Yüzyılı aşkın tarihî olaylar zincirindeki “Kürtlük” meselesiyle ilgili düşüncelerimizi önceki yazılarımızda belirtmiştik. Bugünkü yazımızda, yetmiş sene önce tasavvur edilmiş ve yetmişlerde tatbikata konulmuş bir projenin içindeki, “Marksist Kürtlük” meselesindeki samimiyetsiz yaklaşımı ve bu düşüncenin milleti iğfalini ele alacağız.

Hikâyeyi, proje için Özal gibilerin Dünya Bankası’na alınmasıyla başlatabiliriz. Ve sonra Özal’a Türkiye’de pozisyon arayan proje sahiplerinin, siyasî arenada MHP’ye ve MSP’ye yanaşmalarını, Demirel’in 1979 ara seçimi galibiyetini müteakiben, Ecevit’in Demirel’i azınlık hükümetine mecbur bıraktığı günlerde, Erbakan’ın hükümeti dışarıdan destekleme şartına Özal’ın başbakanlık müsteşarlığını dayatmasına  kadar götürebiliriz. Türk milletine yapılan en dehşetli ve alçakça cinayetin (12 Eylül 1980) devamındaki hadiseleri, araştırmacılara bırakacağız.

ABD başkanının 2024 seçim zaferiyle Neoconların (enternasyonal ihtilâlciler, Troçkizm) üzerlerindeki örtü uçuşunca, bildiğiniz üzere ABD’yi üs kullanan ihtilâlcilerin USAID’deki gizli kasadan (Pentagon ve Dışişlerinin bilgileri dahilinde Amerika dışındaki operasyonlarda kullanılan paralar) gelen ödemelerin kesilmesi PKK'nın fesih sürecini hızlandırdı. PKK’nın kendisini lağvetmesinden başka çaresi kalmadı. Küreselci sivil Marksistlerin (“Neoliberaller” veya “Turuncucular) destekledikleri STK’lar ve siyasî yapılar da; Yeşiller’in Almanya mağlubiyetinden sonra malî sıkıntıya girdiklerinden, TT projesine ihtiyaç duyuldu. Senaryonun, 1999’da MHP’yi hiç yoktan Meclise taşıyan teröristbaşının Kenya macerasıyla ilgili kısmının bitirilmesi de, tekrar Devlet Bey’e tevdi edildi. Hem de düne kadar “bebek katili” olarak tavsif ettiği teröriste, teşekkürünü ve minnettarlığını efkâr-ı amme önünde takdim ettirerek… Hikâyede ikinci-üçüncü derecede rol alanlar da, (Aydınlık Grubu ve diğerleri) elli seneye yaydırılmış ve kareleri millete ihanetle dolu sahnelerin bir an önce unutturulmasını istiyorlar. 

Marksist terör örgütünün, silâhlarıyla birlikte sahadan çekilip çekilmeyeceğini zaman gösterecektir.  Silâhlı Marksist ihtilâlciler, yok olmamak için Türkiye ve Irak’ta geçici bir tedbire başvuruyorlar. Geçmişleri Müslümanlara ihanetle dolu Barzanîlere güvenerek PKK’nın bittiğini iddia edenleri, inşaallah zaman haklı çıkarır. Suriye’deki Marksist yapılanmanın geleceği de; ABD hükümetinin tavrına bağlı kalıyor. Fransa, İngiltere ve Almanya’nın mevcut idarecileri, Suriye’de petrollerin kontrollerindeki YPG’nin buradan gitmesini istemiyorlar. Fakat zamanın rüzgârı, bu fitneyi, her şeye rağmen, çöldeki kumlarla mazi derelerine süpürebilir.

12 Eylül projesinin günümüz taşeronlarının “terörsüz Türkiye” sloganını kullanmaları, önce onları mahcup ediyor. Bu projenin  parçası 15 Temmuz kalkışmasını aydınlatamayan ve dokuz sene sonra sokaklardan  insanları terörist diye toplayan bir hükümetin, şimdilik bu sloganı kullanmaması gerekiyor. Düne kadar, kendisine itiraz eden ve iktidarına tehlike gördüğü muhaliflerini; PKK’lı, FETÖ’cü, CHP’li teröristler olarak sınıflandıran bir hükümetin hangi sözüne inanıp güvenebilirsiniz ki?

Tevbe kapısı açıktır. Donald Trump ve Vladimir Putin gibi destekçileri bulmuş AKP kurmayları, şimdilik yerlerde sürünen Neoliberallere itiraz ederek 12 Eylül sürecini sonlandırabilirler. Elli senedir ülkeyi işgal ve yağma atmosferinde tutmuş bu küreselci sivil Marksistlere, “Artık yeter” diyebilirler. Demokrasinin önündeki engelleri Meclisteki vekillerle kaldırarak millî birlik-beraberlik yolunu açabilirler… Allah, işlediğimiz günahların mahiyetlerini Kur’ân’da anlatıp zararlarından bahsettikten sonra; af, mağfiret, tevbe, nedamet, teslimiyet ve doğruyu bulmak gibi, bizi yanlışlarımızdan kurtaracak unsurları dillendiriyor. Yeni Asya olarak, hükümetlerin demokrasi ve adalet yolundaki her çalışmasını destekliyoruz.

Fakat hikâyenin mahiyetini bilerek, projenin faillerini tanıyarak, elli küsur senelik cinayetleri işlemiş canileri adalete teslim ederek ve ülkemizin  12 Eylül belâsından, salimen bağımsızca kurtuluşuna taraftar olarak… 

Okunma Sayısı: 549
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı