Normalde İSG konuları iş sağlığı ve güvenliğini kapsar. Ama başlıkta görüldüğü gibi bunu “İnsan sağlığı ve güvenliği” olarak incelemek gerekir diye düşünüyorum.
Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından alınan bir kararla meslek hastalıkları ve iş kazalarının önlenmesi amacıyla, 2003 yılından bu yana her yıl farklı bir tema ile 28 Nisan'da kutlanmaktadır.
Aynı zamanda her yıl 4-10 Mayıs tarihleri arasında "İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası" etkinlikleri düzenlenmektedir.
2025 yılında İş Sağlığı ve Güvenliği Günü için ‘Sağlık ve Güvenliği Devrim Niteliğinde Değiştirmek: İşyerinde Yapay Zekâ ve Dijitalleşmenin Rolü’ teması benimsenmiştir.
Bu konuyla ilgili Ankara Üniversitesinin bir bilgilendirme yazısında şunlar belirtilmiş; “Gelişmiş otomasyon ve robotik sistemlerin, çalışanları yüksek riskli operasyonel alanlar, aşırı sıcaklık ve toksik maddelerden, tekrarlayıcı ve monoton görevlerden, bazı fiziksel tehlikelerden koruması, cerrahî robotların iş yükü, işin hassasiyeti ve ergonomi yönünden katkıları, çeşitli örnek alma sistemleri ile enfeksiyon riskinin azaltılması, pestisitlerin dronlar ile hem hassas, hem de çalışanlar için güvenli yöntemle püskürtülmesi, yapay zeka destekli robotların karmaşık görevleri kolaylaştırması, çok ağır nesnelerin güvenle taşınması gibi uygulama alanlarında kullanılması örnek verilebilir. Arttırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik kontrollü ve gerçekçi ortamlarda güvenlik prosedürlerinin ve acil durum müdahalelerinin uygulanması için güvenli bir eğitim sağlar. Eğitimlerin bu yöntemlerle başarısı artmakta, güven ve performans olumlu etkilenmekte, tehlike tanımlama ve risk azaltma kolaylaşmaktadır. İşin algoritmik yönetimi iş yükünü azaltarak iş stresi ve iş yaşam dengesini olumlu yönde etkilemekte, iş düzenlemelerini değiştirmek (uzaktan çalışma, tele çalışma ve hibrid çalışma modelleri gibi) esnekliği arttırıp stresi azaltmakta, iş hayatı dengesini olumlu yönde değiştirmektedir. Bu çalışma düzeni bakım verenler, engelliler gibi grupların da iş hayatına dâhil edilmesini kolaylaştırıp, kapsayıcılığı arttırabilir.”
Bilindiği üzere güvenli, sağlıklı ve insana yakışır çalışma şartları en temel insan haklarındandır.
Dünya’da her yıl milyonlarca işçi, güvensiz çalışma koşulları nedeniyle yaralanmakta, hastalanmakta ya da vefat etmektedir. Türkiye’de ise bu sayı her yıl artmaktadır. Meselâ 2024 yılında resmî olmayan kayıtlara göre iş kazalarında 1900 işçi vefat etmiştir.
Bu sonuçla Avrupa ülkeleri arasında bu konuda birinci sıradayız maalesef.
Bu feci sonuçlar, tedbir almanın ve iş güvenliği bilincinin ne kadar hayatî olması gerektiğini bizlere göstermektedir.
Güvenli çalışma ortamlarının oluşturulmasının ferdî bir tercih değil, toplumu ilgilendiren bir sorumluluk olduğunu gösteriyor.
Her kişide ‘Güvenlik Kültürü’ fikri oluşması gerekiyor. Evde, okulda, işyerinde hasılı insan olduğu her yerde ‘Güvenlik Kültürü’ öncelikli olmalıdır.
Güvenlik kültürünün en önemli sloganı olarak söyleyebileceğimiz şu cümle olabilir.
“Bir iş yapmadan önce biraz düşün, kendine veya etrafına zarar olacak mı?” Bunu yapan her kişi olabilecek kazaları önleyebilir.
Kazasız günler dilerim…