Gerçek mutluluk, halis huzur ve kalkınmanın namaz ile elde edilebileceğini gördük. Hakiki namaz da ancak hakiki tevhid ve tevekkülle mümkün. Zira, “Tevhîd teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise saadet-i dareyni (iki cihan mutluluğunu) gerektirir.”1
Namazın kötülüklerden alıkoyması, mutluluk, huzur ve kalkınmayı temin edebilmesi için emredildiği gibi, tadil-i erkan ile kılınması ve ona gereken hassasiyet gösterilmesi gerekir.
Yani, “Cenab-ı Hakkın emirlerine ve nehiylerine itaat ve inkıyadı tesis ve temin etmek için, Saniin azametini zihinlerde tesbit etmeye ihtiyaç vardır. Bu tesbit de, ancak akaid ile, yani ahkam-ı imaniyenin tecellisiyle olur. İmani hükümlerin takviye ve inkişaf ettirilmesi, ancak tekrarla teceddüd eden ibadetle olur.”2
Bu da tefekkür ile, yani, Esma-i Hüsna’yı Kur’an’daki yazılı, kainattaki mücessem tecellililerini okumakla gerçekleşir.
Sonsuz ilim, irade, kudret, Rahman ve Rahimiyetini ve sair Esmasını zihninne, gönlüne yerleştiren Allah’ı tevhidde ilerler, O’nu sever ve O’na tevekkül eder, güvenir. Ona tevekkül eden ise, namaz-ı tadil-i erkan ile kılar.
Fenafin’namaz olup, yani vecd, huşu ile kılabilmesi için huzurda olduğunu düşünüp tevekkül etmesi ve takdir-i İlahiyeye, yani Kadere tahkiki bir surette iman etmesi gerekir. Ta ki, başına gele musibet, sıkıntıları namazda düşünmesin ve işinin hesaplarını yapmasın; tam teslim olsun.
Ahirete iki kere iki dört eder derecesinde iman etmesi gerekir ki, namaz ve sair ezkar ve dualarını içten, inanarak, ihlasla, yani, bütün samimiyetiyle yapsın ve kendisini namaza versin.
Ayrıca, Yirmibirinci Söz’ün ikinci makamı olan Vesvese bahsini okuması, özümsemesi gerekir ki, namazda iken hayal ve zihninden geçen kötü şeylerin elinde ve sorumlu da olmadığını bilsin; huzurdan kaçmasın. Ve huzurun; huzurda, huzur-i İlahide olduğuna şüphe etmesin.
Bu arada, tadil-i erkan, huşu, vecd ve tam bir tevekkülle kılınan namaz maddi-manevi güzellikleri getirir ve uygulamalı olarak yaşatır.
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul, 1999, Risale-i Nur Enstitüsü/internet, 284.;
2- Bediüzzaman, İşaratü’l-İ’caz, s. 141.