- Darbeler Anayasası’nı değiştirip yenisini yapmak,
- Hak, hürriyet ve medeniyet projesi olan AB’ye girmek.
- Devlet organlarını işler hale getirmek,
- Kemalist eğitim sistemini düzeltmek.
- Ekonomiyi düzeltmek vs.
- Adil gelir dağılımını sağlamak,
- Yolsuzluk, yoksulluk, hırsızlık, rüşvetleri önlemek,
- Televizyon kanallarını düzeltmek.
- Terörü önlemek (diyeceğim, ama, 2002’de ülkeyi sıfır terör hadisesi ile teslim aldı!)
- Dindar bir nesil yetiştirmek…
Bunların hiçbirisini gerçekleştiremedi, bilâkis hepsinde de geriye gitti. Neden?
Zira, AKP’nin ilmî, fikrî, siyasî, sosyal altyapısı yoktu; hazırlığı yoktu. Ve çoğunluğu, omurgası, bu mefhumlara inanmıyordu, çoğuna karşı idi. Dolayısıyla müstebit rejimin hegemonyası altına girdi.
Yapmak istedi, ama, yaptırmadılar! Kapatma ile korkuttular, iktidarın cazibedar şeyleriyle iğdiş ettiler.
Şimdi bunları açalım: AKP’nin hazırlığı yoktu, altyapısı Türkiye’yi yönetecek çapta değildi.
Bu hususu daha iyi kavrayabilmek için, Fatih’in İstanbul’u fethetmeden önce yaptığı hazırlıklara bakalım:
- Camiyi, medreseyi, tekkeyi, zaviyeyi geliştirdi, milleti, dervişleri, orduyu eğitip, motive etti.
- Teknolojik altyapısını tamamlayıp Şahi topunu icat etti.
- Yürüyen dev kuleler yaptırdı vs.
AKP’nin, nesi vardı, ne hazırlıklar yaptı? Sadece İstanbul ve birçok belediye başkanlığında tecrübe kazanmanın dışında dayandığı temel bir fikir, düşüncesi yoktu. Eğitim, ekonomi, dışişleri politikaları yoktu.
Demokrasiye inanmıyor, “küfür rejimi” diyordu. Keza, AB’ye karşıdır, Hıristiyan kulübü diye bakıyor.
Her meselede “acemi” idi. Kalfalık ve derken ustalık dönemine gelene kadar, atı alan Üsküdar’ı geçti, sistem, rejim, Kemalistler her tarafı tuttu.
Teşkilâtları ve oy verenleri, “arsa, parsa, makam, mevki peşinde” koşuşturdu. Bir dediğini, bir gün sonra yalanladı! Konjonktüre göre hareket etti.
Bütün mevkiler elinde olduğu halde, yapamadı, başaramadı. Eğitim ve sosyal doku felç oldu.
16 senede söz verdiklerini yapamadığına göre, bundan sonra nasıl yapacak?