"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İslâm’da içtihad, müçtehid ve müceddid (1)

Ali FERŞADOĞLU
29 Nisan 2015, Çarşamba
Bugün Müslümanları, başta iman, ibadet, ahlâk mevzularında içtihada, tecdide muhtaçtırlar.

Yalnız, ibadetlerin ameli yönleri, yani, şekil ve ifa tarzları içtihad edilerek kaideye bağlanmış, ölçü ve prensipleri ortaya konmuştur; fikrî, felsefî ve imanî boyutlarının tecdide ihtiyacı vardır, hususunu belirtmemiz gerekir.

Fen, sosyal, mânevî, yani, İslâm ilimleri literatüründe  içtihada, tecdide ihtiyaç vardır. Zira İslâmiyet, statik değil, dinamik bir dindir. Yeni şartlara göre yeni izahlar gerekebilir. Fıkıh mevzuunda da ortaya çıkan yeni meseleler hakkında içtihad etmek gerekir. Resim, müzik gibi… Günümüz İslâm âlemi için “din psikolojisi” büyük, temel ihtiyaç olduğunu Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Hayati Hökelekli şöyle dile getirir:

“Din psikolojisi alanında, İslâmın kendi değerlerini esas alan kavram ve teorilerin geliştirilmesine ve araştırma konularının buna göre belirlenmesine ihtiyaç vardır.”1

Yani, din psikolojisi sahasında da tecdide ihtiyaç vardır. Bu cümleden olarak, faraza, iman ve ibadetler ana hatlarıyla ele alınıp, eğer “sevgi-nefret, düşmanlık; doğruluk-yalancılık, şefkat-merhametsizlik; sabır-hırs, aculiyet; tevekkül-tembellik; sebat-inat, uhuvvet-hasımlık, ihlâs-riya” ve benzeri duygu ile hasletler, yani nefis terbiyesi ele alınmazsa, yine İslâm, fert, aile, toplum, “psiko-sosyo-politik hayata” yansımaz. Zira, ihlâs yoksa, namaz da, oruç da, zekât da, idarecilikteki dirayet de sonuçsuzdur!.. Keza, Kur’ânî ve Nebevî, içtimaî, siyasî ölçüler ve prensipler hakkında da içtihada, tecdide ihtiyaç vardır. Hürriyet, adâlet, meşveret, siyaset, yönetim, hatta, gıda üretimi, bütün meselelerde de içtihad ve tecdid gereklidir. Ve Kur’ân ve Sünnet-i Seniyye’nin bu zamandaki içtimaî, siyasî stratejiler ve yaklaşım ve hizmet metotlarında içtihada, tecdide muhtacız.

İşte, muhterem meslekdaşımız Ali Bulaç, daha çok meselenin “sosyo-politik” yönünü nazara alarak içtihada olan ihtiyacı şu cümleleriyle ortaya koyuyor: 

“Müslümanlar iktidar olunca, ‘İslâmî hassasiyetleri’ bir anda yok oluyor. Bir kapitalist gibi vahşi piyasanın kanunlarına sarılıyorlar; birbirlerine karşı ahlâksızca mücadele ediyorlar… Bu zihni tutumda olan Müslüman’ı mazur görebileceğimiz yegâne nokta var, o da birçok konuda yeterli içtihatların yapılmamış, fıkıh kitaplarının bundan 1.200 sene önce tedvin edilmiş olmasıdır. Ama problem bir ‘içtihat konusu’ olarak da ortaya konmuyor, sorunun çözümü için sadra şifa bir gayret gösterilmiyor.”2 Acaba o tarihten günümüze, “içtihat konusu” olarak meseleler ortaya konmamış mıdır?” sualinin cevabını vereceğiz. Ama, önce, bazı okuyucularımızı dikkate alarak, ihzariye nevinden İslâm’da tecdit ve müçtehit mevzularını ele almalıyız.

Dipnotlar:

1- Prof. Dr. Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, 2005, s. 59.
2- Ali Bulaç, Zaman, 9 Nisan 2015.

Okunma Sayısı: 1622
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı