Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kurulan ve Prof. Dr. Numan Kurtulmuş başkanlığında toplantılarına devam eden Millî Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun üyelerinden bir dostumuzla çarşıda karşılaştık.
Kendisi bu konuda millete dert anlatmakla meşguldü. Çarşı karışmıştı yani.
Hiçbir soruya gerçek bir cevap veremiyor olması onun da soranların da canını sıkıyordu. Ne de olsa yasak gelmişti. Sadece dinliyordu. Bir de arada bir “Bilmedikleriniz var” diyordu.
Bizi görünce ve alıcı olduğumuzu anlayınca kolumuza girdi, azıcık uzaklaştık ve “Ben sabahları çok güzel bir yerde denize giriyorum, yarın sabah sen de gel, boş oluyor, güzel güzel yüzeriz” dedi ve “Olur” dememize bile fırsat vermeden yeri tarif etti.
***
Emir büyük yerden gelince uyulur. Koskoca vekil. Gittik elbette.
Denizde cep telefonlarımız ve diğer cihazlarımız yanımızda olamıyor. Koruması da mecburen uzakta kalıyor. Böylece teknolojiden ve casus kulaklardan uzakta baş başa kaldık.
Biraz yüzdük, biraz çevreyi süzdük. Çokça da sohbet ettik.
Komisyonun amacından ve muharrik kuvvetlerden başlayarak her konudaki sorularımızı samimiyetle cevapladı. Hatta sormadıklarımızı da cevapladı.
Ayrıntıları anlatamayacağız. Çünkü insan rüyadan uyanınca gördüklerinin ve duyduklarının çoğunu unutuyor. Hele aç ise…
Ama özeti şöyle:
1-Türkiye’nin dostlarının bu operasyona destek verirken amacı belli:
Türkiye’nin bölgesinde bir asayiş ve istikrar adası hâline gelmesini ve bölgedeki diğer çatışmaların bitirilebilmesi için de örneklik etmesini sağlamak.
2-Öcalan’ın amacı belli:
Suriye’de isim değiştirerek devlet ya da en azından eyalet olmaya çalışan PKK’nın zaten çekildiği Türkiye ile iyi ilişkiler kurarak bölgesel denklemde kalıcı olmasını sağlamak.
3-AKMHP cumhurunun başkanı Erdoğan’ın amacı belli:
Bir taşla birkaç vurmak. Zira iktidarda ve böylece iktidarın itibarıyla ölmek en büyük dileği. Muhalefette yaşamaya tahammül edemeyecek kadar iktidara alışmış durumda.
4-“Bebek katili”ne “gül dalı” uzatan Devlet Bahçeli partisini iktidar olmadan muktedir etmeye devam etmek ve bütün siyasî denklemlerde daima kareköklü x işaretli merkez kavram olarak tutmak istiyor. Böylece “Türkiye’nin gerçek sahibi” iddiasını sürdürecek.
5-Muhalefetin de amacı belli:
“Oyunbozanlık etmiyor, barışa istekli” görüntüsü vermek. Bir de bu vesileyle devlet hakkında biraz gizli bilgi sahibi olmak suretiyle “devletle tanışma” ihtiyacını gidermek.
6-Devletin derinlerinin amacı:
Dönmeler komitesinin intikam arzusunu tatmin edebilmek için ideolojik ve dönüştürücü devleti elde tutmaya devam etmek.
Nitekim milliyetçilik sürüyor. Hem de başka hiçbir yere nasip olmayacak(!) bir milliyetçilik yani “Atatürk Milliyetçiliği” olarak.
***
Dostuma “Bir Yeni Asya yazarı olarak bu konuya biz nasıl bakmalıyız?” diye sorduk.
Cevabının özeti şu idi:
1-Biz minderdeki güreşçileriz. Taraftarlarımız da bizi seyredip tezahürat yapan (müzaheret eden/destek veren) seyirciler gibiler.
2-Sizin elinizde Nur var, yukarıda kalır da o ışığı salonu aydınlatmak için kullanırsanız hem minderdeki bizleri, hem çevremizdeki hakemleri ve hem de seyircileri memnun edersiniz.
3-Siz de ışığınızı söndürürseniz imanımızdan ve Kur’ân’ımızdan alacağımız dersi alamayız.
4-İnandığınız meşveretin hakkını verin ve bizim de vermemizi sağlayın. Biz ona demokrasi diyelim. Siz de istişare.
5-Bize yön vermenize ihtiyacımız var. Yönünüzü muhafaza edin.