"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Merakımızı nerde kullanıyoruz?

Ali FERŞADOĞLU
10 Temmuz 2020, Cuma
Birisi bir gün Nasreddin Hoca’ya, “Hocam demin biri bir tepsi baklava ile buradan geçti!” demiş. Hoca: “Bana ne?” Adam: “İyi ama sizin eve gidiyordu?” Hoca: “Sana ne?”

Bu ders yüklü fıkra, bize merakımızı nerede kullanmamız gerektiğini gösteriyor. Merak, en esaslı duygularımızdandır. Zira, herşeyi merakımız sayesinde öğreniriz. Bütün keşif ve icatların saıkı meraktır. İlme hocalık eden merak denen harika duygumuzu acaba nerede kullanıyoruz?

Ne kadar basit, geçici, işe yaramaz, eften-püften işleri ve şeyleri merak ediyoruz; hiç düşündük mü? Filân futbol takımın kazanması, falanının kaybetmesi… Amerikan tavuklarının istatistiki bilgileri, Zühal’in (Venüs’ün) etrafındaki halkalarının keyfiyeti… Filan dizi filminin kahramanı eşinden boşanacak mı, boşanmayacak mı?

Allah Allah, adı üstünde film ve uydurulmuş senaryo! Bu nasıl merak? Halbuki, sonsuz bir hayatı kaybetmek veya kazanma imtihanıyla karşı karşıya değil miyiz? Kazanabilecek miyiz, kaybedecek miyiz?

Futbolcuların, artistlerin, popçuların, isimlerini merak ediyoruz... Acaba, Esma-i Hüsnâ’dan kaç tanesini sayabiliyoruz? Ya “menfaat üzerine dönen canavar siyaseti” uygulayanların siyasî gevezeliklerini, “O ne dedi, öbürü ne cevap verdi?” diye merak ile takip etmek?

Halbuki, “Peygamber Efendimiz (asm) ne kadar merakâver, ne kadar câzibedar, ne kadar lüzumlu, ne kadar dehşetli hakàikı gösterir ve mesâili ispat eder…”, haber verir! Her iki hayatımız için de son derece lüzumlu bulunan öyle merakaver, öyle hayatî meseleler var ki… Bir geziye çıkacağımız zaman konaklama yeri, yiyeceğimizi merak eder, araştırır, ayarlar ve planlarız. Ya çocukluktan gençliğe, gençlikten ihtiyarlığa, ihtiyarlıktan kabre olan yolculuğumuz meraka değmez mi?

Berzah/kabir, Haşir/kıyamet koptuktan sonra toplanma yeri, Mîzan, Sırat, Cennet, Cehennem, Cemalüllahı (Allah’ın cemalini görmek) merak etmeyecek miyiz?

“Aslında dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Ahirete yani sonsuz hayata yönelik işler ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir. İnsanın fıtratındaki merak ebediyete ait şeyleri kazanmak için verilmiştir. O hissiyatı şiddetli bir surette fâni dünya işlerine yöneltmek fâni ve kırılacak şişelere sonsuz elmas fiyatlarını vermek demektir.

Okunma Sayısı: 1551
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı