Narkoz ve anestezi; iç muayene ve ameliyat yapmak için damar veya solunum yolu ile narkotik madde verilerek kişinin uyuşturulmasıdır.
Basının (tv vs.) yüzde 95’i AKP liderinin emrine verilmiş. Şeffaflık, sorgulama ortadan kaldırılmış. Bediüzzaman “Enneffasati fil’ukedi/düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden” (Felak Suresi, 4.) ayetinin yorumunda sihirbazların, “Maddî ve mânevî şerlerini, siyasî diplomatların, radyo diliyle herkesin kafalarına sihirbaz ve zehirli üflemeleriyle ve mukadderat-ı beşerin düğme ve ukdelerine gizli plânlarını telkin etmeleriyle…” (Şualar, Enstitü/internet, s. 243.), diye “global büyücülerin” medya vasıtasıyla sübliminal telkinle toplumu sihirlediklerini deşifre eder.
Ancak Narkozun da etkisi geçmeye başladı!.. “Hakikat tahavvül etmez; hakikat haktır… millet uyanmış; mugalata (yanıltmaca) ve cerbeze (demagoji) ile iğfal (kandırılsa, ayartılmış) olunsa da devam etmeyecektir.” (Divan-ı Harb-i Örfî, s. 51.)
AKP’de kuruculuk, başbakanlık, bakanlık, milletvekilliği yapmış pek çok kişi ve vatandaş uyanmış. Uyanmayanların bazılarına narkoz fazla verilmiş veya bünyeleri zayıf!..
Özellikle Nur talebeleri, asla zalimleri alkışlayamaz, destekleyemez; sille vurur!
Beşeriz, şaşarız, hata ederiz. Ama, tevbe kapısı açıktır. “Rahman, Rahim, Afüv, Gaffar, Settar” isimleri hatalılara müspet yaklaşmayı gerektirir. Ancak, onlar da “helallik alarak ve özür dileyerek tevbe” etmelidir! “Hîn-i meşrutiyette tevbenin kapısı açıktır ve tevbe edenler çoktur. Şimdiki rüesâya tevbih (azarlama) ve ta’nifte (darılıp meşakkat vermeye) hakkım yoktur. Ben taşımı sabıka atıyorum. Bazılarının hatırı kırılsa da mâzur tutulsun. Yalnız hakkın hatırı kırılmasın. Zira, milletin hatırı, onların hatırından daha âli, daha galîdir.” (Münazarat, s. 95, eksi baskı)
Bediüzzaman, “Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar. İtiraf etse, affa müstehak olur.” (Lem’alar, s. 91.) diyerek bunun İlahi yolunu gösterir… Affa müstahak olmak için “helallik alıp özür dilemek” şart!
Samimiyet, ihlas, dürüstlük bunu gerektirir!