Trafikte “Hız ihlâli yapan araçlar 50 metre ile 1000 metre arasında tesbit ediliyor ve ihlallere ceza uygulanıyor.”
Yolda radar olduğunu bilen sürücüler, hızlarını düşürürler. Ev, iş yerleri ve önemli yerlere kamera, MOBS vesaire yerleştirirler. Bu hırsızlıkları, yolsuzlukları, taşkınlıkları önler. Kameraya alındığını, teyp veya mikrofonla dinlendiğini bildiği anda hareket, söz ve mimiklerine son derece dikkat eder.
Bir hırsız, ne kadar arsız olursa olsun başkalarının gözü önünde çalmaz. Karanlığı veya kimsenin olmadığı yerlerde icra-i faaliyet yapar. Ne var ki, bazı hırsızlar ve yolsuzlar kameraları da etkisiz hâle getirmeyi başarıyorlar.
Hırsızlık ve yolsuzlukları önlemenin en müessir, en sağlam yollarından birisi meleklere imanın zihin ve gönüllere yerleştirilmesidir. Çünkü onlar İlâhî kameramanlardır, herkesi takip eden bir polis, bir yasakçı, bir bekçidirler.
“İman, kalbde, kafada daimî bir mânevî yasakçı bıraktığından, fena meyelânlar histen, nefisten çıktıkça ’yasaktır’ der, tard eder, kaçırır.” (Bediüzzaman, Hutbe-i Şamiye, s. 82)
Meleklere îmanın âsayişi temin ve hırsızlığı önlemede de büyük etkisi vardır. Şöyle ki: Asayiş ve emniyetin toplumlar için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek yok. Emniyet mensuplarının görevi tartı- şılmaz. Ancak yolsuzluk ve kanunsuzlukları önlemede emniyet mensuplarının da yetmeyeceği açık. Kişiler vicdanlarının sesini dinlemez, Allah’tan korkmazlarsa yapamayacakları kötülük kalmaz.
Meleklere îmanın sağlam olduğu cemiyetlerde, böyle vak’alara pek rastlanmaz, rastlansa da nadir. Çünkü, her ferdin kalbinde, başında, omuzunda, arkasında gizli, İlâhî bir polis, bir yasakçı, bir kameraman vardır. İşte bu inançtır ki insanları gemler, frenler. Ve imanlı bir toplumda melekleri karartmak, susturmak, etkisiz hale getirmek imkânsızdır.
Meleklere îman, insanı ahlâklı olmaya iterken, sosyal nizam ve intizamı da sağlar. Her an, her yerde iki omuzu üzerinde Kiramen Kâtibîn adında iki İlâhî kameraman bulunduğuna inanan bir kimse kötü yollara gidemez; hırsızlık, dolandırıcılık yapamaz. Meleklere îman, sadece hırsızlık ve intihar değil, benzeri bütün çirkin ve kötü işlerden, hal ve davranışlardan îman derecesine göre alı kor.
Demek ki, meleklere îman, aynı zamanda ferdî, ailevî ve içtimâî bir huzur, bir emniyet, bir rahat ve sükûnet vesilesidir.
Allah’ın ve meleklerin varlığına inanan ve her tarafta bulunduklarını bilen ve yaptığı bütün hareketleri görüp gözettiklerini, kaydettiklerini kabul eden bir Müslüman; elbette Allah’ın rızasını kazanmak için mâne- vî duygularını inkişaf ettirecektir.