"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kar günlükleri

Ali HAKKOYMAZ
29 Ocak 2022, Cumartesi

KAR HABERLERİ 

Haberler çok hoş... 

Kar yağıyor. Kış vakti “kelebek” baskını her yer... Kışta ıspanak, pırasa; portakal, elma, limon... Pahalı ucuz; her neyse... Manav tezgâhlarına bayılıyorum.

Haberler çok hoş...

Ocak, kar, meyveler... Ha, bunlar bildiğimiz şeyler; dünyadan haber ver, demeyin. Manşetlere bakmayın!

Kar yağıyor; sokak lambaları kar /ışık... Mevsimler dönüyor.

Saçlarım ağarıyor, ağardı. Gözlerimin altı mor, kırışık...

Haberler çok güzel...

Ne konuşsan; ne değişiyor; bari mevsimleri kaçırma!

*

KAR/ALTI DÜNYASI 

Kötü hava şartları diye şartlandırıyorlar bizi. Kar diye apak bir şey var. Kar kalkar ve altından; [altından] kıymetli neler çıkar. Kardelenler... Kardeşlerim peşimden geliyor’un habercileri... Hem hayat hem ölüm iç içe... Yuhyi ve Yümit... Bizim bunca kar korkumuzu küreyip atarlar. Yoo, bu kötü hava yanlışçılarına aldırma. Kar/altından haberi yok onların. Onlar hayata dümdüz bakanlar. Bakıp da görmeyenler...

*

ÇOCUKLAR VE KAR

Hafif bir müzik gibi kar...

Yağar, yağar.

Ak pak bir yüzüm olur.

Yollarda izim...

 

Unuturum telâşeler çıkmazını.

Birden “biter” bütün işlerim!

Yollar gökyüzüne çevirir yüzünü.

Tane tane konuşur ve güler kar.

Neden çocuklar ve kar;

Birbirine âşıklar gibi bakar?

Çocuklar ve kar...

Kim bıkar!

*

KAR İZLERİ/M

Havada kar kokusu...

Parmak uçlarım; üşüyen bir çocuk...

Lokantaların puslu camları...

Acıkmış bir çocukluğum durur önünde...

Elleri cebine gider boş yere.

Kardan adam gibidir şehirler...

Hattâ ondan da beter...

Bir tas çorba bile ikram etmezler.

Bu şehir bana yetmez, sana yetmez.

Kime yeter!

Yine kar şehirler...

Yine çocukça efkâr...

Bir aşkın sığınışı gibi kuytu yerlere...

Hesaplar aşkı ve çocukluğu bir tutar.

İkisinde de sürgit hayretler var.

Ha bugünkü ha dünkü kar...

Ne var?

Kar gelince bu heye/can/lanmalar!

Daha ne olsun; içinde çocukluğum var!

*

KAR, KÂR, YÂR

Kar’ı görüyorsun;

Sonsuz Yâr’i görmüyorsun, ha!

Ne diyeyim!

Sen kar’ı, kışı da görmüyorsun.

“Karakış...” görüyorsun.

Bakışların bozuk; gözlüklerin kara...

Kitaplarını değiştir; aldatmışlar seni.

Oturup konuşalım bir gün.

Bir fikir alış verişi olur.

Karakışlı, kara bakışlı hallerden döneriz.

Karla, kendimizle yeni-den tanışırız.

Orhan Veli’yi güzel havalar;

Bizi bu okullar mahvetti.

Hepsi “ayrı nakış” karları anlattı;

Nakkaş’ı anlatmadı.

Kar’ı, baharı yeniden oku!

Kara bak kara!

Kâr, kar içinde...

Yâre bak Yâr’e!

O sonsuz çare...

Kara bak kara!

İyi hava şartları...

Bahar müjdesi kar;

Diriliş şarkıları...

Kar’a bak kar’a!

“Kara” bakışları geç!

Karda bari kararma!

Kendine sıcak bakışlar seç!

Koşup durma; vakit ayır!

Kar sesine... Yâr sesine... Bahar sesine...

Koşup duma; dur da bir bak kendine!

Koşup durma; nefes nefese, ölümüne...

Kalbin bir şeyler söylüyor; dinle!

Koşup durma; kar yağıyor.

Herkeste bir çocukluk; günahlar yıkanıyor.

Koşup durma; durarak koş!

Kar yağar; gün doğar...

Sessizlik, alır başını gelir.

Yüzü ağarır dünyanın.

Koluma girer sükûnet;

Bir aşkı başlatır gibi.

Kar yağar; ağlar bir çocuk;

Ellerimin hatırası büyür.

Kar, aynı kar; yollar büyümüş biraz.

Daha bir soğumuş zamanlar.

Bilmem; çocuk yanlarım ağlar!

Kar, yine kar gibi (yağar.)

Kocaman şehirler, çocuklar gibi ağlar.

Hani... kar gibi deriz ya...

Kar ne gibi?

Her ân takdirnamesi, alkışı yanında... karne gibi...

*

“GAMZELİ ŞİİR”

Dikkatli bakışlara selâm olsun ki bizi daha çok dikkate çağırıyor. “Teşekkürler Ali Hakkoymaz, şiirin gamzelisi derler, buna.” demiş.

“Kar yağınca...

Her şeye rağmen...

Yüzü ağarıyor dünyanın!” mısraları için. 

Ben de teşekkür edeyim ki Abdullah Abi; yeni duydum ve de sevindim; demek “şiirin gamzelisi” diye bir ifade varmış; hoş bi’ şey... 

*

KAR FISILTILARI 

Bak; kar kefenine büründü şehir.

Bir ölü gibi göründü şehir.

Bak; bitti telâşeler; tuttu kar.

Şimdi bir seyir var.

Dinle; bu kar...

Uyandım, gece; ağarmış gökyüzü. Ağarmış yer; beni bekler dışarda çocukluğum.

Sokak lambalarına kar yağıyor.

Şehir uyuyor; fısıltıyla konuşuyor kar.

Hayat... tertemiz kar gibi bembeyaz...

Ölüm... kar gibi tertemiz bembeyaz...

Karbeyazı zamanlar gönder Rabbim!

Bu “kan zaman” günleri al başımızdan.

*

ÇOCUKLUĞA ÖZLEM

Karbeyazı günleri özlüyoruz;

Kirden, kandan uzak...

Bu yüzden çıkamadığım çocukluğumdan;

O zamanlar donup kalmışsa hafızamda.

Çocuk saf... Çocuk ak... Çocuk berrak...

Dünyayı bir kenara bırakarak;

Seyr-i kar içinde...

*

KAR SÖZLERİ 

Kar, biraz dinlen, diyor. Yolları küreyip duruyoruz. Ne o; bir yere mi geç kaldık? Erken vardığımız yerler yaşanmaz oldu. Oturalım biraz; kar huzurunun, ölüm ve hayat besteleri söylediğinin farkına varalım. 

Ölümkârlığımı anlatıyor kar!

*

KAR SELÂMI

Kar soğuk... Bir yanı ölüm; bir yanı bahar... Bir yanı çocukluk... Ezanların çiselediği şehir... Binalar korkutmasın seni; bir zelzelede toz duman... Kar beyaza boyadı zamanları... İşte ölümün bütün halleri...Zalimler korkutmasın seni; bir nefessizlik canları var. Sen kar’a bak, kar’a!

Sözü geçen var bütün mekanlara. Sözü geçen var bütün zamanlara. Kar selâmlarını alıyor musun? Seni çok seven var; anlıyor musun?

Okunma Sayısı: 1381
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı