"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Onların hepsi birer Müslüman kardeşimiz

22 Ocak 2022, Cumartesi
Sonuçta onların hepsi birer Müslüman kardeşimiz. İlk etapta her şeyden ziyade bir Müslüman olarak onlara yardım etmekle biz de büyük bir keyif aldık; bizim için din, dil, ırk hiç önemli değil; elbette herkese yardım için buradayız. Ama dillerinden dökülenlere gözlerimiz yaşarıyor. Anestezi etkisinde kalan bir annenin, çektiğim bir videosu var. O halde tek söylediği: “Lâ ilahe illallah Muhammeden Rasulullah.”

Su kuyuları açmak

Mescidin açılışı sonrası su kuyusunun açılışına gittik, o da ayrı bir güzellik burası için. Su çok önemli Afrika’da. Su kuyusu açılırken de şunu nazara almak lâzım; özellikle tulumba tarzı su kuyusu açmak çok etkili değil. Çünkü bir zaman sonra tulumbanın altından tuzlu su çıkınca halk ister istemez oradan uzaklaşıyor, sonuçta o kuyular kapanıyor ya da kuruyor. Dolayısıyla biraz daha masraf ederek daha derinlere, tatlı suyun kaynağına inerek; uzun zamanlar suyun çıkmasını sağlayacak şekilde bir kuyu açmak daha önemli, ama biraz daha pahalı. Ben bu tarz kuyuların yapılması taraftarı olduğumu sizlere ifade etmek istiyorum; verilen sadâkaların, zekâtların ve yardımların daha efektif olarak kullanılmasını sağlamak açısından bu tarz bir yapılaşma çok daha önemli. 

Keten

Tanzanya’da farklı bir ürün yetiştiriliyor, bundan bahsetmek istiyorum. Bizdeki lavanta bahçeleri gibi, keten ipliği, içerisinde lifler bulunduran ve boyu yaklaşık 1 metreye kadar uzayabilen bir bitkiden üretilmektedir. Tarihte en bilinen en eski kültür bitkilerinden biri olarak bilinen ketenin, tohumlarından yağ elde edilmesi için tarımı yapılmaktadır. Keten bitkisi uygun boya eriştiğinde ve çiçek açtığında hasat edilir. Sonrasında çeşitli aşamalardan geçirilerek onun elyafı saplarından ayrılır, elyaf taranmış halde keten iplik çekimine uygun olarak satılır. Yetiştirmek açısından gözümüzün alabildiğine bir kaktüse benzer bir bitkiyi tarlalarında gördüm. 

İngilizler buraya gelmişler, o bitkiyi getirmişler ve gözün alabildiğince bu topraklara ektirmişler. Belli zamanlarda bıçkı ile altlarından keserek topluyorlar, sonra alıp götürüp kendi ülkelerinde işliyorlar. Sadece bölgeyi kullanıyorlar, toprakları kullanıyorlar. Çok önemli şeyler bunlar, Türkiye ise burada insanlara özellikle deyim yerindeyse balık tutmasını öğretiyor. Yeraltı zenginliklerinin daha çok değerlendirilmesi, devasa toprakları bir şeyler ekilip biçilmesi, hayvancılığın yeniden canlandırılması gibi bazı şeylerde öncülük etmeye çalışıyor. Türkiye’yi ve Türkleri burada çok seviyorlar, çünkü hiçbir zaman ilk planda maddiyatı değil maneviyatı düşünen bir yapımız olmuş buralarda. Dostlarımız bunu iyi biliyorlar; fakat ne yaparsanız yapın, özellikle İngiliz Milletler Topluluğu’nun buralarda yıllarca süren sömürü düzenini bir çırpıda değiştirmek kolay değil. Trafik soldan akıyor, arabaların direksiyonu sağda. İngilizler gerçekten Afrika’yı yıllarca iyi sömürmüşler. Türk milleti olarak gittiğimiz her bölgede, Osmanlı zamanından şimdiye kadar hep aynı şekilde davranmışız insanlara. Buralara gelirseniz sizler de bunu çok rahat hissedeceksiniz.    

Gözler hep üzerimizde idi

Buradaki pratisyen arkadaşlar, dediğim gibi her türlü ameliyatları yapıyorlar. Bir sezaryen vak’ası geldi çok merak ettim tabiî nasıl yapacaklarını; bir genel cerrah olarak ben de bakmak istedim, içimden ‘Maşallah’ diye geçirip hepsini tebrik ettim. Çok hızlı bir şekilde sezaryeni tamamlamışlardı.

Congratulations, congratulations

Ameliyat olan her hastaya oksijen desteği veriliyor. Bu arada sezaryen ile olan doğumda bebek biraz sıkıntılı doğdu. Onun nefes alması gecikti. Hepimizi bir telâş sardı. ‘Ne yapabiliriz’ diye hepimiz seferber olduk. Bir yandan da hepimizin ağzında duâlar seslendirilmeye başlandı. Hepimiz başına toplandık ve aynı anda duâ etmeye başladık. Rabbim duâlarımızı kabul eyledi, derken bebeğimiz nefes almaya başlayınca hepimiz derin bir oh çektik ve sevindik. Cennetten gelen bu bebek bizim için enteresan oldu. Ona duâ etmek için sanki ta Türkiye’den oralara kadar Rabbim bizi getirmiş ve duâ vaktini hazır eylemişti. Sonra o bebeğe duâ ederken hepimiz aynı dili konuşmuştuk. Bebek ağlamaya başlayınca hepimizin içinde büyük bir sevgi yumağının oluşması aslında, inanç birliğimizden kaynaklanıyordu. Bütün hastaların dilinde: “Lâ ilahe illallah Muhammeden Rasulullah, vahdehu lâ şerikele.” Hep bunları duyuyorsunuz, bunlar da tabiî bizleri çok etkiliyor, sonuçta onların hepsi birer Müslüman kardeşimiz. İlk etapta her şeyden ziyade bir Müslüman olarak onlara yardım etmekle biz de büyük bir keyif aldık; bizim için din, dil, ırk hiç önemli değil; elbette herkese yardım için buradayız. Ama dillerinden dökülenlere gözlerimiz yaşarıyor. Anestezi etkisinde kalan bir annenin, çektiğim bir videosu var. O halde tek söylediği: “Lâ ilahe illallah Muhammeden Rasulullah.” Bunları gerçekten önemli şeyler olarak görüyorum. Günlerimiz hep bir aksiyon içinde burada.

Yolumuz uzun

Geceler uzun, sohbetlerimiz de çok kıymetli. Dönüş vaktinin de yaklaşması ile artık veda zamanı geliyor. Bu arada uçağımız Cuma sabah saat 04:00’a çekilince apar topar toplanmaya başladık. Hekimler olarak dönüş zamanı. Kampımız artık sonlanıyor. Bu gece son gecemiz; yarın ameliyatlarımızı son kez yapıp, gece yollara düşeceğiz. Hastaneden geldik; eşyalarımızı, valizlerimizi hazırladık. Yolumuz uzun; Pangani’den Tanga’ya, oradan da Darüsselâm’a gitmemiz gerekiyor. Arabayı kullanan şoför ve bizler günün yorgunluğu ile savaş veriyoruz. Yedi saatlik yolumuz var. İnşaallah uçağa yetişiriz.

Zar zor da olsa havalimanına, uçağımızın kalkışına bir saat kala yetişebildik. Hemen bizlerden havalimanı girişinde PCR testi yaptırmamız istendi. 10 dolar karşılığında hızlı test yaparak, negatif ya da pozitif olduğunuzu söylüyorlar. Pozitif ise uçağa alınmıyorsunuz. Hemen testimizi yaptırdıktan sonra, check-in için sıraya girdik. Saat 03:30, THY kontuarında sıra bekliyoruz. Bir valizimiz var; onu verdikten sonra yukarı çıkıp, pasaport kontrolünden geçerek artık Tanzanya’ya veda edeceğiz. Geri dönmeden bir hediye almamak doğru olmaz. Yurt dışına her çıkışımda, oraya has bir şey almayı çok seviyorum. Bu şey farklı ve enteresan olmalı ki, değsin. Bu düşüncelerimizle ve duygularımızla uçağımıza geçiyoruz. Sabah inşallah İstanbul’da olacağız. Kalın sağlıcakla.        

Okunma Sayısı: 2356
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zübeyir

    24.1.2022 21:14:51

    Allah razı olsun, kaleminize sağlık. Keyif aldığımız bir dizi oldu. Teşekkürler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı