Nur Talebelerinin buluşma ve kaynaşmasına vesile olan Risale-i Nur kongrelerinin onuncusuna katılmak üzere Ankara’dan kardeşlerle yollara düştük.
Allah’ın izniyle sabahı Eyüp’te kucakladık. Eyüp ki her İstanbul’a gelenin hasret kapısı. Ve yukarısında birçok mübarek zâtın ve Risale-i Nur çınarlarının kabrinin olduğu Şehitler Tepesinde (Pierre Loti) bir dersle başladık güne. İstanbul’a gelmişken, Peygamber Efendimiz’in (asm) övgüsüne mazhar, nail olmuş Fatih Sultan Mehmed Hân’ı ziyaret etmeden gitmek olmazdı. Ardından hızımızı alamayıp Yavuz Sultan Selim, Bayazıt, ihtişamıyla göz dolduran Süleymaniye, gönüllerin buruk hicranı Ayasofya, o hicrana karşın dirayetle dimdik duran Sultan Ahmet ve Boğaza kumandan Ortaköy Camii ziyareti.. İstanbul’un envar-ı kalbi olan Risale-i Nur Enstitüsünü de atlamadık elbette...
İstanbul’un huzur veren yorgunluğu, trafiğinin çilesi, göz kapaklarımızı ağırlaştırırken, bizleri misafir eden Çengelköy’deki kardeşlerimizin yüzlerindeki tebessüm, gözlerindeki muhabbet, bizi kendimize getirdi. Nurcunun olmazsa olmazı çaya kattıkları hoş sohbetleri bütün bitkinliğimizi aldı götürdü.. Çünkü gönül kardeşiydik; ve biz beraberken gönlün dışında kalan ne varsa kapıda kalırdı öylece.
Derken vakit geldi “Bir tecdid hareketi Risale-i Nur”a.. Yürekler heyecanla coşarken, dillerde duâlar dökülüyordu. Nur’lara gönül vermiş, her ecirnalarında, ism-i azamlarında, Habib-i Zişan’dan (asm) miras cevşenlerinde kardeşini de dahil etmiş gurbet gönüllerinin kavuşmaları, birbirlerini kucaklayışlarındaki uhuvvet, muhabbet; gözlerindeki özlem, coşku, şefkat; dâvâlarındaki vefa ve sadakat görülmeye değer bir tabloydu. O uhrevî muhabbette saklıydı işte bütün sır...
Ardından Risalelerden yola çıkılıp yapılan fikir dayanışmalarının vardığı netice olan masa çalışmaları... Ve Tecdid’in tam manasıyla dimağlarda, kalplerde, yorulmadan, şevkle alkışlayan ellerde, her cümleyle ışıldayan gözlerde doyum bulan paneli hakikaten takdire şayandı. Cenâb-ı Hak bütün emeği geçenlerden razı olsun.
Ayrıca Ankara Üniversite talebeleri adına İstanbul ziyaretimizde emeği geçen Emine Sarıkaya, Hurinur Akgünler kardeşler ve Acar Ailesine teşekkürü bir borç bilirim. Rabb’im sizden de ebeden razı olsun inşallah..
Uhuvvet ve muhabbet tohumlarının yeşerdiği nice kongrelerde görüşmek duâsıyla..