Bilindiği üzere faiz meselesi günümüzde de Türkiye’nin büyük dertleri arasında yer alıyor. Şimdiki idareciler her konuşmalarında faizi düşürmek istediklerini ilân etmiş olsa da fiilî durum hiç de öyle değil. Yüzde 50’lere çıkan faiz oranları iş dünyasını da zor durumda bırakmış. Yakın zamanda açıklama yapan sanayiciler “Bu faizlerle kimse yatırım yapmaz” diyordu. 

Türkiye’yi idare edenler ‘sanal kumar’dan da çok şikâyet ediyorlar, ama bu kumar yolunu kapatmak için ciddi bir adım atmış değiller. Bu bakımdan onlara seslenirken, “Sizi gidi kumarcılar sizi...” dense yeridir.

Bir TV programına misafir olan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan; kanun dışı sanal kumarın bitirilmesi gerektiğini belirtmiş ve iktidarın bu yönde adım atmadığını hatırlatmış. Babacan, konuyla ilgili olarak; “Instagram, Twitter ve Facebook’un fişini çeken devlet bunun da [sanal kumar siteleri] fişini çeker. Yapılabilir bu ve derhal yapsınlar…” diye konuşmuş. 

Babacan sözlerini şöyle sürdürmuş: “(...) 18 milyon takipçili hesap böyle yasadışı işlerin içinde de neden kimse bir şey yapmıyor? ‘Benim haberim yoktu bilmiyorum,’ (demesin kimse) külahımıza anlatsınlar. Devlet istediği zaman yapar. İşine geldiğinde haberdar, işine gelmediğinde kulağının üzerine yatıyor… Böyle bir şey kabul edilemez. (...) Bu işler üç ayda biter. Bütün mevzuatı hazırlamak üç aylık bir iştir. Sistemi sisteme kontrol ettireceksin. Bir işi yapanlar olacak, bir de denetleyenler olacak. İşi yapanların uymak zorunda olduğu kurallar budur, uymayanın cezası budur, bunu denetleyecek de budur… Yürütmenin kendi içinde denetleme mekanizması olur. Artı, yargının da görevi vardır; yargı da denetim mekanizmasıdır. Hatta en büyük denetim mekanizmalarından biri TBMM’dir. Demokrasilerde meclisler aynı zamanda bir denetim mekanizmasıdır. Ancak hiçbirisi çalışmıyor şu anda.” 

Hakikaten bazı hadiseleri anlamak kolay olmuyor. Ya da tam olarak anlıyor muyuz? Resmî, kayıt altına alınmış kumarı zararsız görüp göz yummak kabul edilebilir mi? Görüldüğü kadarıyla iktidar, ‘kayıt dışı sanal kumar’a itiraz ediyor ama kayıt altına alınmış kumara karşı sözü yok. Sanal âlemdeki bir hakaret mesajıyla bir anda harekete geçen sistem, nasıl oluyor da ‘sanal kumar’a karşı aynı hassasiyetle harekete geçmiyor?

Hatırlanacağı üzere sosyal medya yoluyla ya da telefonlarla aramak suretiyle dolandırıcılık da yapılıyor. Türkiye’yi idare edenler isteseler bu dolandırıcılığı değil bir ayda, bir haftada sona erdiremez mi? Edebilir ve etmeli. Çünkü istendiğinde başka mesajlar yazanlar aynı gün içinde yakalanabiliyor. O halde hem sanal kumar, hem de dolandırıcılık yapanlara hiç müsamaha edilmemeli ve aynı gün yakalarına yapışılmalıdır. Bazen devlet kurumlarının adını kullanarak dolandırıcılık yapmak isteyenlere bile rastlanıyor ki bunlara karşı çok ciddi tedbirlerin alınmamış olmasına şaşmamak mümkün değil.

Sanal ya da değil, kayıt dışı ya da değil fark etmez; her türlü kumar ve dolandırıcılık adımlarına engel olunmalı vesselâm.