"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaatler ve itibar suikastçileri

Ahmet BATTAL
21 Mayıs 2025, Çarşamba
Jakoben laiklik uygulamalarını yürütenler, 1926’dan itibaren cemaatleri (ve tarikatları) daima illegal (kanun dışı) gösterdi. Eski TCK 163 bu işe alet edildi.

Ama dinî cemaatler bu dindar milletin gözünden hiçbir zaman düşmedi. Dileyen yakınlaştı, beğenmeyen uzak durdu. Ama bu yapılar daima meşru kaldı, vicdanî hukukun içinde görüldü. 

TCK 163 1991’de neredeyse konsensüsle yürürlükten kaldırıldıktan sonra cemaatlerin meşruiyeti legalite ile de desteklendi. 

Bunun üzerine, o eski günlere dönmenin ve cemaatleri kanunla yasaklayıp cezalandırmaya çalışmanın “neredeyse imkânsız” olduğunu gören Zındıka Komiteleri plan değiştirdi.

Yeni plan, itibar suikastları ile cemaatleri gözden düşürmekti. 

Zira biliyorlardı ki “gözden düşen gönülden de düşer”. 

Bunun için en iyi vasıtalardan biri iktidar kavgaları idi. 

***

2001 ve sonrasında kol kola sokulup “aynı yollarda beraber yürütülen” “Siyasal İslâmcı”larla “Bürokratik İslâmcı”lar önce ETÖ kısaltmasını birlikte kullandı, ama gün geldi o kısaltmaya harf eklendi ve bir zamanların “devlet nezdinde en makbul cemaat”i bir terör örgütü olarak karşımıza çıkarıldı. Aklı başında herkes sonraki eklenecek harfi merak eder oldu. 

Herkes biliyordu ve şimdi de biliyor ki biat etseydi ya da biatını mutlak sürdürseydi, sarı öküz ölmeyecek ve ortaklık bozulmayacaktı. O “Hoca” en makbul sivil hoca olarak kalmaya devam edecekti. 

“Kabahatin büyüğü kimde” gibi sorular sadece alıcı olana ders verir. 

“Dindarların iktidarı”na biat etmeyi reddeden dindara kulp takıp itibarını söndürmek için bahane arayan bulur. 

Bu yüzden, zaten bilinen “devleti ele geçirme ve kılcallara sızma” arzusu, gün geldi o ilk operasyonda araç olarak kullanıldı. 

***

Şimdi başka bir operasyonun işaret fişekleri parlıyor. Sütre gerisindeki ateşleyicilerin kimler olduğunu ve iktidarın ve yargının nasıl alet edildiğini, dikkatli bakanlar görüyorlar.

Süleymanlılar ya da Süleymancılar olarak bilinen cemaatin “cemaat” olduğu açık. Bunlara “paralel devlet” de yapışmaz, darbeci bir cuntanın içinde de olamazlar zira devlette yoklar ve bunu herkes biliyor.

Ama “dindar fakat muhakemesiz” insanlar nezdinde imajlarını bozmak için malzeme bol ve hazır: Muhaliflerin Cuma namazı kıldığı mescidleri için Diyanet de alet edilip fetvası alınarak “zaten mescid-i dırar açtılar, hain bunlar” de denir, “hileli para topladılar ya da vergi dışı kaynak kullanıp holdingleştiler” de…

Biz bile hatırlarız. Çocukluğumuzda “toplayıcılar” fındık harmanı vakti köylere toplamaya çıktıklarında “Boş çevirmeyelim” diyerek veren verirdi, ama ikrah edip vermek istemeyenler onları uzaktan görünce “Vermek zorunda kalmayayım” diye pencerelerinin darabalarını bile kapatırdı, hem de harmanda serili fındık varken! 

Hem Ekrem İmamoğlu’nun onların yurtlarında kalmış olduğu gibi hususlar da “iyi” malzemeler. Yeter ki birileri muhalefeti şeytanlaştırıp düşmanlaştırmaya devam etsin. 

Hem hatırlayalım ki Özgür Özel de kızını “o cemaat”in okullarında okutmuştu…

Yani iş “kurt kuzu” misalindeki gibi ve imaj bozmak için malzeme hazır. Yeter ki düğmeye basılsın.

Bu gibi tezviratları duyan muhakemesizler de kimsenin gözünün yaşına bakmaz. Öncekilerde de bakmadı netekim(!). 

Üstelik onların bir tür düşman saydıkları İmam Hatip’lerden yetişenler de şimdi iktidar (ya da kendilerini iktidar sanıyorlar) ve dolayısıyla hücum için kurşun askerler de hazır. 

Bu cemaatin üst kadrosunun mensuplarının reylerini cebine doldurup kapı kapı gezerek oy ticareti de yapıp yapmadığı ve karşılığında yerel yönetimlerden ya da genel yönetimden ne istendiği ve ne alındığı gibi hususlar elbette tartışılabilir. 

Ama “Bu sefer tutmaz, bunlara tutmaz, bu konular topyekün ifna ve kriminalize etmek için kullanılamaz” diyenlerin haklı olup olmadığını da zaman gösterecek.

15 Temmuz öncesinde ve sonrasında yaşanan zulümleri ve imaj ve itibar kayıplarını mesela Kasım 2012’de Yeni Asya dışında kimler öngörebildi?

***

Adımız Doğrucu Davut. 

Unutmayalım ki İstanbul ve Ankara’daki iktidarını oy hesabı ile kaybeden ve Türkiye’deki iktidarını da %2’lik kılpayı ile elinden kaçırma riskini yaşamış olan bir iktidar var ve hukuka uymak gibi bir derdi yok. Üstelik gidip yeniden gelmek gibi bir imkânının olmadığını da çok iyi biliyor. 

Pişirilmiş ve yenmeye hazır hale gelmiş yumurtayı yumurtayla kırarlar. Yumurta tek kalınca da taşa vururlar. Bazen de o son yumurta, yumurtaların arasında duran yumurta görünümlü taşla kırılır. 

Cemaatlerin kendisine çeki düzen vermesi gerektiği doğru ve başka mesele. Devletin derinlerinde planlanan operasyonlarla “cemaat” kavramının kendisinin zihinlerde yerle bir edilmekte olduğunu görüp göstermek ise daha başka mesele.

Biz cemaatler için sivillikten ve devlet için de muhalefeti meşru gören demokrasiden yanayız. 

Bu tür operasyonların adaleti için ise “yargı bağımsız olmalıydı” diyenlerdeniz.

Okunma Sayısı: 2640
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin CAN

    22.5.2025 15:26:28

    Allah razı olsun, saygılar Ahmet abi.

  • Ömer

    22.5.2025 12:09:18

    Biz cemaatler için sivillikten ve devlet için de muhalefeti meşru gören demokrasiden yanayız. Bu tür operasyonların adaleti için ise “yargı bağımsız olmalıydı” diyenlerdeniz.Bunları harici dışında, dahildede sizler tarafından görmeliyiz. Ayrıca KAZIM GÜLEÇYÜZ ‘ÜN, Yeni Asya neşriyatından çıkmış , CEMAATLER veToplum -Siyaset-Devlet kitabını okuma(nızı)larını yorum yapanların Yeni Asya neşriyatını ve bu minvalde herşeye rağmen yazı yazmaya kitap çıkarmaya devam eden yazarlara sahip çıkmaya davet ediyorum.

  • Murat Cansız

    21.5.2025 15:56:49

    Nihayet gazetemizde operasyonlarla ilgili bir yazı çıktı. Bu haberleri manşetlerde de görmek isteriz.

  • Halil

    21.5.2025 15:17:00

    Menzilciler hedef gösterilmişti ama, piyangodan Süleymancılar çıktı, neden acaba?

  • Hüseyin İlhan

    21.5.2025 12:33:13

    Cemaatimize,gazetemize ve yazarlarımıza şu yada bu diyerek dil uzatanların farkında olmadan siyonist ödüllü ve siyonistlerin tuzaklarına düştüklerini söylemek yanlış olamaz.

  • Enes

    21.5.2025 10:34:03

    Cemaatlere en büyük suikast fetö tarafından yapılmıştır. Yalancılık ve iki yüzlülük halk tarafından affedilmeyecek. Halkı, dindar halkı kandırdılar.

  • Raşit örenel

    21.5.2025 09:37:19

    Cemaatleri kendi halinde bırakmayan, daha sonra tüm cemaat ve tarikatlerin itibarını zedeleyecekleri bir takım tuzaklara çeken mahfiller, bu ülkenin şeffaf olmamasından, idarenin sağlam bir şekilde sorgulanamamasından, demokrasinin lafta kalmasından faydalanarak perde gerisinden güvenle dün de çalışıyorlardı bugün de çalışıyorlar. Biz gerçek bir demokrasi ve hukuku isterken, AB standartlarını isterken evvela böyle karanlık odakların ortaya çıkarılması için istiyoruz. Bunları istemek yerine tuzağa çekilen bir takım cemaat ve tarikat önde gelenlerinin hataları bahane edilerek gadredilen masum ve mağdurlara "oh olsun" demeyi ya da bunu demeye gelen halleri ise kendimize yakıştıramıyoruz. Devletin şeffalaşması, zaaf ile suiistimale yönelebilen bazı dini grupların da istismarına engel olacak bir çözümdür.

  • cafer

    21.5.2025 08:34:35

    Nihayet, operasyondan bir hafta sonra yeni asya da bir makale. Yahu, din kardeşiyiz, "bu bana dokunmayan yılan " anlayışı hangi dine, dini bırak insani değere sığar. Geçte olsa bu hak savunma makalesi için tebrikler. Yeni Asya da özüne dönmeli...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı