"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kemalizm’in günümüzdeki bekçilerinden biri AKP...

Şükrü BULUT
21 Mayıs 2025, Çarşamba
Acayip bir ülkeyiz ve garip bir milletiz. Sevdiklerimize açıktan sahip çıkamıyor, kızdıklarımıza da suratımızı asamıyoruz.

Merhum Demirel, millete seksen sene önce dayatılan devrim kanunları/Atatürk ilkeleri için “ikinci anayasa” derdi. Millete rağmen yürürlükteki bu gizli/üstün yasanın meşruiyet kazanması için halka gidilmesini tavsiye ederdi. Fakat nerede o yürekli devletlüler…

Zahiren Siyasal İslâmcı olan ve icraatta Kemalizm’i özüyle benimseyen söz sahibi AKP’li kurmayların, Demirel’in ikinci dönem cumhurbaşkanlığını engelleyerek, tüm zerreleriyle Kemalizm’i benimsemiş Sezer’i seçmelerinin sebebi de, Süleyman Bey’in Kemalizm’e demokratik itirazları olmalıydı. Bugünkü cumhurbaşkanımızın, AKP’nin kuruluşunda binbir zahmetle çalışan Dengir Mir Mehmet Fırat’ı partisinden uzak tutmasının sebebi de, Fırat’ın; Kemalizm’in, zulümleriyle milletimize yaşattığı travmalardan bahsetmesi değil miydi? Kaderi Dengir Bey’in kaderiyle örtüşen yüzlerce vekilin ve siyasetçinin isimlerini verebiliriz. 

AKP’nin Atatürkçülüğündeki samimiyeti kimsecikler test edemezdi. Zira M. Kemal’in bizatihi kurduğu CHP’nin, Kemalizm’e hizmet yarışında gerilerde kaldığına, yaklaşık olarak son çeyrek asırdaki icraatları şahittir. Kraldan ziyade kralcılık meselesinde üstün madalyalara lâyık AKP kurmaylarının bu meselede ölçüleri hiç olmadı. Kimliklerinin kendilerinde yol açtığı tedirginliklerle, dinden ve demokrasiden uzak CHP’lileri şaşırtacak kadar Atatürkçülük yapmış bu kadroların, Kemalist icraatlarına şaşırmıyoruz. Onların; Atatürkçülük kimliğiyle yapılmış 12 Eylül Darbesi’nin kurduğu  ANAP’ın devamı olduklarını bilenler için, yaptıkları şaşırtıcı olmayabilirdi. AKP’nin yirmi üç senedir dine, mukaddesata ve insanî değerlere verdiği zararı bilmeyenlere, Kemalist AKP’nin mahiyetini anlatmak, vatanperverlere artık borç olmalı.

AKP’lilerin, 12 Eylül öncesinde MSP saflarındayken söyledikleri arşivlerdedir. M. Kemal’i 19 Mayıs münasebetiyle anma bayramına en fazla karşı çıkanlar onlardı. Türk kadınının iffetini –eski Sovyetlerdeki kadınlardaki gibi– rencide edecek surette kızlarımızın bedenlerini stadyumlarda teşhir edenlere bağırıp çağırıyorlardı, günümüzdeki AKP temsilcileri. 

AKP’nin Kemalizm meselesinde samimi olmadığını iddia edenlere millet soruyor: “Bütün bunları (dine ve mukaddesata aykırı icraatları) korkunuzdan mı yapıyorsunuz? Seksen sene önce ölmüş M. Kemal’den korkmayacağınıza göre, bir başka dâhilî veya haricî güçten mi çekiniyorsunuz? Kaldı ki, dünyanın en kudretli devletleri ve liderleriyle birlikte dünyayı idare edecek konuma gelmişsiniz… ABD ve Rusya dışında AKP’yi tehdit edecek global güç ne olabilir ki?” Bu yakıcı sorulara cevap teşkil edecek bir başka (hâkim güç/kuvvet) şık yoksa, geriye  tek tercih kalıyor. AKP Atatürkçülüğü benimsemiş ve ülkemizdeki, din hürriyetlerini ve demokrasiyi hiçe sayan uygulamaları keyfince yapıyor. Bunların neler olduğunu, bin seneden beri Kur’ân’ın bayraktarlığını yapmış Türk milletinin hangi münevver ferdine sorsanız, size detaylıca anlatabilir.

Biliyorum, bazı Siyasal İslâmcılık taraftarları, merhum Demirel’in M. Kemal’li beyanlarından bahsedecekler. Fakat aynı kişilerin; Süleyman Bey’in tam altı defa Kemalistlerce ihtilâlle iktidardan uzaklaştırıldığını, yedi sene boyunca siyaset yasağına maruz kaldığını ve global sosyal Marksistlerin yardımıyla partisinin elinden alındığını bilmeleri gerekiyor. 

Öncekilerin çekindikleri başka “zorba güç kaldı mı?” sorusunu sormadan, AKP’lilerin Atatürkçülük yarışlarına taze bir örnek verelim. Ulaştırma Bakanımız, Atatürkçülük bayramı vesilesiyle büyük şehirlerdeki tüm raylı seyahat araçlarını parasız olarak halka sunuyor. “Atatürk’ü Anma Bayramı”nı kabul etmeyen milletimize rağmen, Kemalizm sevdasıyla fukara milletin malını suistimal eden AKP’nin bu konudaki samimiyeti sorgulanmamalıdır. Yalnızca Ulaştırma Bakanlığı değil; Millî Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve daha nice bakanlıklar bu sahadaki icraatlarıyla yarışıyorlar.

Demokrasiye inandıklarından ihtilâllere karşı olanlar, 12 Eylül cinayetinin dâhildeki ayağının Kemalizm/Marksizm olduğunu bilenler ve Turgut Özal’ın bu işler için yıllarca Dünya Bankası’nda eğitildiğine inananlar; AKP’yi de aynı çerçevede değerlendirip meseleyi kapatıyorlar. Fakat cehalete mahkûm edilmiş; ekmeği, hürriyetini ve mukaddesatını istismar karşılığında verilmiş bir kısım halkımıza bu hakikat izah edilemediğinden, maalesef küresel cereyana mahkûmiyetimiz devam ediyor.

Okunma Sayısı: 381
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı