"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Toplumsal hayatı zehirleyen bir hastalık

Bilal Bozkurt
02 Kasım 2023, Perşembe
Toplumlar güven içinde olduğu müddetçe kültürel birliktelik meydana gelmiştir… Güven problemini çöz(e)meyen oluşumların uzun süre varolabilmesi mümkün olmuyor.

Siyasî teşekküller varlıklarını cebren (zorlama, baskı, tahakküm) ve hile ile aldatmalarla devam ettirebilmişlerse de bu argümanları kullanan despotik eğilimler kendi içlerinde her daim endişe ve korkuyla yüz yüze kalmışlarsa da başlarını rahat bir yastığa koyup uyumaları pek mümkün olmamış.

Hakikatten haber veren tarih ilminden sual edince bu bağlamda pek çok fena misal arz-ı endam etmektedir. “Yalan” hakkında bir kaç kelam etmek istiyoruz.

Bediüzzaman “Yalan bir lâfz-ı kâfirdir”1 demekte. Mü’minin vasıflarında olması pek çirkin görülen ve mutlak surette olmaması gereken bir durumdur yalan söylemek.

“Mü’min” dilinden, elinden emin olunan kimse anlamında da kullanılan bir kavram. 

Çünkü insanların ya da insanlığın elinden ve dilinden emin olduğu kişi olmak inanmış bir bireyin en nihaî hayatî özelliklerinden olsa gerektir.

Sevgili Efendimiz Peygamberimiz (asm) risalet öncesi katıldığı Hilfü’l-Fudül oluşumuna asla yalan gibi ahlâk-ı rezileye girmediği için de alındı… Cahiliye âdetlerinin hayatı çepeçevre sardığı bir zaman diliminde dahi asla yapmadığı amel.

Doğumundan itibaren hayatı Kur’ân’a göre şekillendirilen Peygamberimiz (asm) toplumsal birlikteliğin güven üzerine tesis edilmesi gerektiğini elbette bilmekteydi.

Ve peygamberlik sonrası “kısa” denilecek bir ömür zarfında bütün dünyaya örnek olan bir toplum inşa edilmişti. Bu teşekkülün meydana gelmesinde “sıdk” ile tabir edilen doğruluktan şaşmamak prensibi en belirgin özellikteydi. Bugün toplumsal olarak güven problemini iliklerimize kadar hissediyoruz. Güvenin sarsılmasının en önemli ve en büyük etkeni ise maalesef dürüstlükten uzaklaşıp yalana, hileye başvurulması oluyor.

Halbuki kesin olan bir hakikat var ki “yalana hiç fetvâ yok.”

Ne şart altında olunursa olunsun bu za#manda yalana müsaade edilmez, edilmemeli, söylenmemeli. “Şu zamanda, kizb ve sıdkın ortasındaki mesafe o kadar kısalmış ki, âdeta omuz omuza vermişler. Sıdktan yalana geçmek, pek kolay gidiliyor. Hattâ siyaset propagandası vasıtasıyla yalancılık, doğruluğa tercih ediliyor.”1

Yalanın İslâmda yeri yoktur. Bugün siyaset uğruna Ya Rab, ne yalanlar söyleniyor!

Bediüzzaman Hazretlerinin yalancılık hakkındaki tesbitleri: “Riyakârlık, fiilî bir nevî yalancılıktır. Dal#kavukluk ve tasannu, alçakça bir yalancılıktır. Nifak ve münafıklık, muzır bir yalancılıktır.”2

Bir yalan başka bir yalana kapı açıyor ve böylece sürüp gidiyor maalesef. Bediüzzaman tabiriyle de “yalan yalana mukaddem” oluyor, başlangıcı oluyor sonraki yalanların… 

Halbuki inanan için kısa bir zamanda az bir ömürde geçici daimî olmayan bir âlem için yalana tenezzül etmemek en güzel haslet olsa gerek.

“Küfür, bütün envâıyla kizbdir, yalancılık#tır. İman, sıdktır, doğruluktur. 

“Bu sırra binaen, kizb ve sıdkın ortasında hadsiz bir mesafe var; şark ve garb kadar bir#birinden uzak olmak lâzım geliyor. Nâr ve nur gibi birbirine girmemek lâzım.

“Halbuki gaddar siyaset ve zalim propa#ganda birbirine karıştırmış, beşerin kemâlâtı#nı da karıştırmış.”3

Dipnotlar:

1. Sözler, Yirmi Yedinci Söz.

2. Hutbe-i Şamiye, Üçüncü Kelime.

3. A.g.e.

(Genç Yorum dergisi, Ekim 2023 sayısından kısaltılarak alınmıştır.)

Okunma Sayısı: 992
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı