"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said’imiz... (1)

Cenk ÇALIK
10 Temmuz 2025, Perşembe
11.06.2025 tarihinde üçüncü evlâdımız olan Said’imizi kucağımıza aldık.

Şükründen aciz olduğumuz evlât emanetini sizlerle paylaşırken bazı önemli bulduğumuz noktaları nazara vermek istedik. Bu makaleyi bir tecrübe paylaşımı ya da itirafname nazarıyla değerlendirebilirsiniz.

Hastalıklar karşısındaki tavrımız!

“Allah erkekleri hasta etmesin” cümlesini çoğumuz aşinadır. Hakikaten genele bakıldığında kadınların erkeklere göre hastalık anında çok daha az şikâyet ettiğini müşahede etmişizdir. 9 aylık hamilelik döneminde en küçük kokuda bile midenin bulanması, magnezyum, demir gibi mineral eksikliğinin sebep olduğu rahatsızlıklar, bebek hareketlerinin bir anda anneyi acı içinde bırakması, gebeliğin sonlarına doğru iyice hareketin kısıtlanarak annenin eve mahkûm olması gibi zorlu süreçte babaların hiç olmadığı kadar eşinin yanında olması elzemdir. Hayal edemeyeceğimiz acılar içinde kıvranan eşlerimize anlayışlı olmak insan olmanın muktezasıdır. Bu konuda nefsim başta olmak üzere erkeklerin alacağı çok mesafe olduğu aşikârdır.

Manidar bir hadis!

Nebevî nasihatleri referans almak zorundayız. Sönük kafa fenerimizle yol alamıyoruz. Sırtında annesini taşıyarak Kâbe etrafını 7 kere tavaf ettiren Sahabenin annelik hakkını ödediğini iddia etmesine Efendimizin (asm) cevabı son derece manidardır: “Sen tek bir doğum sancısını bile ödemiş olmadın.” Buradan anlaşılıyor ki büyük zannettiğimiz işlerin çoğu hakikat nazarında büyük değil. Yine buradan anlaşılıyor ki bizim büyük zahmetler çektiğimizi düşünerek yaptığımız işlerin çoğu küçük zannedilen bir doğum sancısının tırnağı bile edemiyor.

Kan gazı imtihanımız!

Said’imiz doğduğunda kan gazı düşük çıktı. İlk defa duyduğumuz bu rahatsızlık en az bir haftalık yoğun bakım sürecini beraberinde getirecekti. Bu durumu eşime nasıl anlatacaktım? Anlattığımda tepkisi nasıl olacaktı? Bu soruların cevaplarını düşünürken eşim saatler geçmesine rağmen neden evlâdımızın yanımıza getirilmediğini sordu. Zaman azalıyordu. Soğukkanlı, herhangi bir bilgi saklamadan, şeffaf bir şekilde durumu tane tane anlatmaya çalıştım: “Hayatî tehlikesi yok. Kanındaki oksijen miktarı biraz düşük. Karbondioksit miktarı yüksek. Bunun için biraz tedavi görmesi gerekiyormuş. Sıkıntı yok. Gerekli müdahale yapılıyor.” 

Ne cevap vereceğini merak ediyordum eşimin. Malum daha yeni doğumdan çıkmış ve haklı olarak evlâdını hasretle bekliyordu. Duygusal bir ruh hali olmasına rağmen “Her şeyde bir hayır vardır. Demek ki böyle olması gerekiyordu. Ağrılarım fazla olduğu için belki de ben de yeterince evlâdımla ilgilenemeyecektim. Bu bir haftada inşaallah benim acılarım azalır, onun da tedavisi biter. Daha sorunsuz bir şekilde bir hafta sonra kavuşuruz” dedi. İşte Nur talebesi… İşte teslimiyet… İşte tevekkül… İşte örnek bir Müslüman… Güzel bakan güzel görür kaidesinin en zor zamanlarda nasıl yaşanması gerektiğini gösteren müşahhas bir numune…

Hadiselere nasıl bakıyoruz?

Bu süreçte anladım ki önemli olan başımıza nelerin geldiği değil, olaylara verdiğimiz anlam. Tebrik için soran dost, akraba ve arkadaşlarımıza bu rahatsızlıktan olabildiğince bahsetmemeye çalıştık. Sağlık durumlarının iyi olduğunu söyleyerek dua talebinde bulunduk. Zira tek başına “Bebeğimiz yoğun bakım”da ifadesi bile duyan herkesi endişelendirmeye yetecekti. Ortalığı gereksiz telâşa vermeye gerek yoktu. Evham damarını tahrik etmek kimseye fayda sağlamayacaktı. Söylemek zorunda olduğumuz yakınlara da vehimlendirmeden anlatmaya çalıştık. Biz sorun yapmadığımız için duyanlar da sorun yapamadı. Eğer panik bir halde “Evladım yoğun bakımda. Lütfen dua edin!” mealindeki ifadeler dilimizden dökülseydi durumdan haberi olan herkes için endişeli ve evhamlı bir hafta geçecekti.

İmtihan dünyası!

Bir imtihandayız. “Andolsun, biz sizi biraz korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenleri müjdele!”1 ayeti hayatımızın sürprizlerle dolu olduğunu müjdeliyor. Bazen sabır bazen de şükür ile imtihandayız. Son nefese kadar devam edecek bu durum. Sabrı gerektiren durumla karşılaştığımızda yol ikiye ayrılıyor. Ya problemin tarafında olacağız, ya da çözümün. Tercih bizim. “Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez”2 ayeti bizim hangi tarafta olmamız gerektiğini açıkça ilân ediyor. “Dert varsa derman vardır. Başa gelen her şey geçicidir ve gücümüz yeter. Boyumuzu aşsaydı zaten Allah bize vermezdi” şeklinde düşünmek yaşanan sıkıntıyı küçültmeye ve çözmeye yetiyor…

Evli ağabey ve kardeşlerimiz

Evli ağabey ve kardeşlerime sesleniyorum. Lütfen biraz daha gayret içinde olalım. Mutluluk ve huzuru arttırmak elimizde. Çok küçük zannettiğimiz adımlar büyük hayırlara vesile oluyor. Sevgi dolu bir bakış, küçük bir hediye, kıymeti ve sevgiyi izhar eden herhangi bir cümle ya da davranış saadet kapılarını açıyor. 

Alternatifi olmayan insanlar!

“Eğer Allah'ın nimetini saymaya kalkışacak olursanız, onu bir genelleme yaparak bile sayamazsınız”3 ayeti bize nimetlerin en büyüklerini düşünmeye davet ediyor. Evlât, eş, anne ve baba gibi hayatta alternatifi olmayan insanların kıymetlerini bilelim. Fırsat varken sevgimizi, ilgimizi gösterelim. Bu konularda maalesef alacak çok yolumuz var. Daha fazla gecikmemek elzemdir.

Bu vesileyle Cennetin ayaklarının altına serildiği eşim ve diğer annelerin tüm emekleri için binler teşekkür ediyor, ailemize yeni katılan Said ve diğer evlâtlarımıza Cenab-ı Erhamü’r-Râhimîn’den iki cihanda da muvaffakiyet diliyoruz. Rabbim bizleri ve evlâtlarımızı Risale-i Nur hizmetine hâdim eylesin…

Dipnotlar:

1- Bakara Sûresi, 155; 2- Bakara Sûresi; 286; 3- Nahl Sûresi, 18.

 

Okunma Sayısı: 309
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı