Cumhurbaşkanı’nın yeniden servis edip alevlendirdiği “yeni anayasa” tartışmasının “yüzde 50+1”e indirgenmesi, bütün devlet imkânlarının tepe tepe kullanmasıyla, hile ve oyunlarla kotarılan muallel “ucûbe sistem”in de artık yetmediğinin son itirafı.
Belli ki 14-28 Mayıs seçimlerinde “sistem değişti” uydurmasıyla açıkça Anayasaya aykırı olarak “üçüncü kez” aday olmasında olduğu gibi, Erdoğan’ın bir defa daha “yeni anayasa” paravanında “dördüncü kez” seçilmesi hedefleniyor.
YİNE “CAMBAZA BAK!” ŞAŞIRTMASIYLA…
Yaptırdığı gizli anketlerde partisindeki erimenin devam ettiğini, yüzde 35’lere düştüğünü gören partili Cumhurbaşkanı’nın bir defa daha seçilmek uğruna “yüzde 50+1’in değişmesi isabetli olur” çarkı, MHP’nin desteğinin de artık yetmediğinin ikrarı.
“Yüzde 40”tan dem vurulması, “en çok oy alanın Cumhurbaşkanı seçilmesi”nin ortaya atılması bundan. Bundandır ki Bahçeli “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ işi bitince buruşturulup bir köşeye atılacak tek kullanımlık konjonktürel reçete hiç değildir. Milletvekili, belediye başkanı, muhtar seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek Cumhurbaşkanını seçiyoruz” tepkisiyle “siyasi hayatımız boyunca kimsenin sırtına binmedik, yük aldık, yük olmadık!” diye yakınıyor.
Bu arada gıda enflasyonunda ve pahalılığında yüzde 75’le dünyada “birincilik”le düşülen ekonomik çöküşe, dış politikadaki fiyaskoya ve deprem bölgesindeki başarısızlığa karşı yine gerçek gündemi saptırarak sabote etmek, algı operasyonlarıyla kamuoyunu oyalayıp şaşırtma komplolarına başvuruluyor.
YOLSUZLUKLARI, YÜKSEK FAİZİ KARAMBOLA GETİRMEK
Maksat, mahalli seçimler öncesi, her tarafa yayılan ve “sistem”i çürüten yolsuzlukların, rüşvet çarkının, ihalelere fesat karıştırmanın, ortalıkta cirit atan çetelerin, iktidara iliştirilmiş çevrelere çekilen peşkeşlerin, yandaşları kayırmanın, ayyuka çıkan partizanlığın üstünü örtmek.
“Ekonomik yıkım”ın tahribatına, “nas” söylemine karşı faizlerin kat kat yükselmesine, ahlâkî erozyona dikkat çeken milletvekillerine, iktidar sözcülerinin Meclis kürsüsünde “ezan susmaz, bayrak inmez!” sloganları atmalarında olduğu gibi bir defa daha asparagaslarla, dezenformasyonlarla istismar siyasetini sürdürmek.
Ve muhalefetin dağınıklığından da istifade ile Türkiye’nin gerçek gündeminin vatandaşlar nezdinde tartışılmasını savsaklamak...
Sonuçta “yüzde 50+1”e odaklanan son anayasa tartışmaları, “madem Cumhurbaşkanı fiilen anayasaya uymuyor, o zaman anayasayı fiilî duruma uyduralım” mantığıyla dayatılan “tek kullanımlık konjönktürel sistem”in müflis akıbetinin itirafı olarak kayda geçiyor.