Her iklimin bir havası vardır.
Örneğin kışın kar mevsimidir. Soğuktur ama o soğuklukta ayrı sıcaklıklar da saklıdır. Nitekim yaz da öyledir sıcaktır. Ayrı bir manzara açar. Bahar da bir mevsimdir yeni bir nefestir, yepyeni pencereler açar.
Öyleyse bir de manevi iklimler de var. Ramazan da bir manevi iklimdir bana göre. Bu iklimin de kendine göre zorluğu ve içinde saklı güzellikleri vardır. Oruç tutmak beden için zahmetli görünse de bu iklimin zahmetlerinin ardında bambaşka rahmetleri vardır.
Ramazan iklimi beden bir rahatlığı yaşarken ruh hayattardır. Hisseder rüzgarı her bir nefesini. Bedenini düşünmemenin rahatlığıyla ruh çalışır bu iklimde. ruh dolaşır bu alemde. Dışarıdan esen rüzgar bu havada bedene değil ruha değer. Bu serin rüzgarları önce beden değil ruh hisseder. Bedenin ağzı kapalı da olsa ruhun kalbi açıktır. Ve içer kana kana ab-ı hayatı, huzurü sükunu.
Camilere gidilir. Hisler çalışır. Duygular rızkını bulur. Beden de artık yorulmuştur. Hayatını bulur. Ferahlar.
Sofralar kaşıklanırken gözler de sürur. İçeride hiç olmayan neşeler sükun bulur. Evlerde yaşanmayan muhabbetler çıkagelir, 12 aydır bekleyen ayrı muhabbetler. Ramazan bir iklimdir bu iklime girildiğinde rahmet yağmuları seni bulur. Islatır ve ferahlatır.
Ramazanın bu iklimine oruç ile girilir. Oruç azametli bir şükrün anahtarıdır der bediüzzaman. Çok veciz bir ifadedir. Gerçekten çok büyük şükür vesileleri oruç gözlüğü ile görülür. Yoksa gaflet gözlüğü göstermiyor. İnsan açlık yaşamayınca başkasına şefkat gözlüğünü takamıyor. Gafletle unutuyor.
Ramazan gözlüğü kendimizi hemcinsimizi yardıma muhtaçı görmek için gözümüzü açıyor. Hemcinsine şefkat dersini alıyor nefis. Hasılı ramazan gözlüğü bize yeni farkındalıklar kazandırıyor.
Ramazanın ikliminde nice rahmetler var. Rabbim hissemizi bol kıla.