"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kıbrıs Harekâtı'nın canlı şahitleri o günleri anlattı

19 Temmuz 2019, Cuma 15:53
1974 Kıbrıs Barış Harekatı'na katılan dönemin "mücahitleri", yaşadıklarını anlattı.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Rumların baskı ve zulmüne son vermek amacıyla 20 Temmuz 1974'te düzenlediği Kıbrıs Barış Harekatı'na katılan ve dönemin "mücahitleri" olarak görev yapan, Ahmet Tolgay, Ahmet Sanver ve Akay Cemal o günlerde yaşadıkları ve şahit olduklarını paylaştı.

Kıbrıslı Türkler, birincisi 20 Temmuz, ikincisi ise 14 Ağustos 1974'te düzenlenen harekatın üzerinden 45 yıl geçmesine rağmen o dönemi dün gibi hatırlıyor.

Ahmet Tolgay, o dönemde gazetecilik yaptığını belirterek, 1974'deki iki harekata da katıldığını ifade etti. Harekat sırasında Lefkoşa'daki Sancak Karargahı'nda görevli olduğunu belirten Tolgay, harekat öncesi 5 yıllık askerlik yaptığını ve o dönemde buna "mücahitlik" dediklerini kaydetti.

Tolgay, "Birinci Kıbrıs Barış Harekatı'nı tüm dünya ve özellikle Batı desteklerken, İkinci Harekata karşı birden bire tavır aldıklarını gördük. Türkiye'ye edilgen davranmalarının nedenini daha sonra çözdük. O dönemde Atina'da Avrupa'nın ve Amerika'nın sempati duymadığı faşist Albaylar Cuntası iktidardaydı. Onun düşürülmesini istiyorlardı, Türkiye sağladı bunu." dedi. 

Yunanistan'daki Albaylar Cuntası'nın düşmesinden sonra Batılılar ve ABD'nin, "Amaç hasıl olmuştur, düşürmek istediğimiz cuntayı düşürdük, bu iş burada dursun" tavrı içerine girdiğini anımsatan Tolgay, o günleri yaşayanlar olarak, Türk askerinin o üçgene sıkıştıktan sonra mutlaka ikinci bir harekatı yapmak zorunda olduğunu bildiklerini söyledi.

Tolgay, "O üçgen, Girne'den başlayıp, Boğazı kapsayarak Lefkoşa'ya kadar geliyordu. Bu daracık alanın içerisine, 10 binlerce Türk askeri sıkışmak zorunda kalmıştı. 15 Temmuz 1974'teki darbe girişiminden sonra paramparça olan Rum halkı kendini toplamıştı ve bütün birlikleri bir araya getirmişti. Bu üçgen bölge çevresinde müthiş bir kuşatma harekatı başlatmışlardı. Türk askerini bir saldırıyla denize dökmeyi tasarlıyorlardı. Bu da emperyalist Batının hoşuna gidiyordu." ifadelerini kullandı.

"Ayşe tatile çıksın şifresi orada verilmişti"

Bir yandan o süreçte Cenevre'deki barış görüşmelerinin de devam ettiğini kaydeden Tolgay, "Bir noktaya gelindikten sonra artık uzlaşmanın mümkün olmadığını anlayan Türk tarafı, ikinci harekatın artık yapılması zaruretine inandılar. 'Ayşe Tatile Çıksın' şifresi orada verilmişti." dedi.

Harekatın Kıbrıs Türk halkına sağladığı en önemli imkanın coğrafi bir konuma sahip bulunmaları olduğunu anlatan Tolgay, şu anda KKTC'nin 3 bin 355 kilometrekarelik bir toprak alanına sahip olduğunu vurguladı.

Tolgay, o döneme dair hiç aklından çıkmayan bir olaya değinerek, şunları söyledi:

"Şu anda bizim Lefkoşa surlar içinde kalmış bir hastanemiz vardır. O hastane adeta bir sahra hastanesi haline gelmişti o günlerde. Doktorlarımız bütün sivil hastaları çıkarmışlardı ve oraya sadece yaralı Mehmetçikler getiriliyordu. Mehmetçikler tedaviye adeta zorla getiriliyordu. Yarası sarılır sarılmaz, tekrar cepheye arkadaşlarının yanına koşmak için çırpınıyorlardı. 'Bizim görevimiz burada şehit olmak.' diyorlardı. Ben Kıbrıslı olarak çok asker gördüm burada. Hiçbir askerde Türk askerinin bu yiğitliğini, vatana bağlılığını ve verilen emre itaatini görmedim."

"19 Temmuz'da 'yarın sabah çıkarma olacak' bilgisi geldi"

Ahmet Sanver de harekata daha önceden terhis olduğu için seferi asker olarak katıldığını söyledi.  

Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Lefkoşa'nın Dereboyu bölgesinde havan takım komutanı olduğunu belirten Sanver, iki harekatta da görev yaptığını ifade etti.

Sanver, "O dönemde Başbakan Bülent Ecevit Londra'ya gitti. Meclis toplandı, çıkarma olacak mı olmayacak mı, evimize dönecek miyiz derken 19 Temmuz'da bize 'yarın sabah çıkarma olacak' diye bilgi geldi. Bize silahlarımızı ve mühimmatlarımızı dağıttılar. Sabaha kadar bekledik ama biraz uyuduk. Beni sabahleyin mühimmatları bekleyen nöbetçi kaldırdı. Kalktım, baktım yüksek intibadan uçaklar uçuyor ve keşif yapıyorlardı. Yarım saat sonra Beşparmak Dağları üzerinden kargo uçakları görüldü. Göçmenköy, Hamitköy ve Gönyeli ovalarına paraşütçüler inmeye başladı." diye konuştu.

"Türkler Enosis'in önündeki en büyük engeldi"

Akay Cemal da harekata hem mücahit hem de savaş muhabiri olarak katıldığını vurgulayarak, "20 Temmuz 1974'de Türkiye anlaşmalardan doğan hakkını kullanmayıp Kıbrıs'a çıkarma yapmamış olsaydı, biz sizinle burada bu röportajı yapamayacaktık. Çünkü Kıbrıs'ta canlı Türk kalmayacaktı. Aynen Girit'te olduğu gibi. Bu bakımdan 20 Temmuz Kıbrıs Türk halkının en büyük bayramıdır, bir kurtuluş günüdür ve geçmişte yapılan mücadelenin bir nevi armağanıdır." değerlendirmesinde bulundu.

O günlerde Rumların Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahale edebileceğini pek ciddiye almadığını ifade eden Akay, "Daha çok mevzilerinde (Rumlar), Türkçe olarak 'Bekledim de gelmedi' şarkısını çalarlardı. Yani siz Türkiye'yi beklersiniz ama bakın Türkiye gelmiyor. Bu kez de böyle olacağını hesaplamışlardı. 15 Temmuz 1974 darbesinden sonra silahlar topyekün Türklere çevrilecekti. Çünkü Türkler Ada'nın Yunanistan'a bağlanmasının (Enosis) gerçekleştirilmesi önünde en büyük engel teşkil etmekteydi." dedi.

Harekattan önceki gece yanında çalıştığı, Kıbrıs Türk halkının varoluş ve özgürlük mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük'ün aniden arandığı ve bir toplantıya katıldığını söyleyen Cemal, Küçük'ün o arada bazı bölgeleri ziyaret ettiğini kaydetti.

AA

Okunma Sayısı: 1476
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı