Yeditepe Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Veysel Ulusoy ‘Türk ailesi için konut kıtlığı yaşanacak’ dedi.
Yeditepe Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. Veysel Ulusoy, konut fiyatları ve kiralarda meydana gelen artışlar hakkında açıklama yaptı. Ulusoy, 2018’de yaşanan ekonomik krizin 2020 yılında başlayan pandemi ile birlikte ikiz krize dönüştüğünü üstüne bir de son yıllarda nüfusun neredeyse yüzde 10’u kadar bir sığınmacının demografik değişikliğe sebep olduğunu belirterek konut kıtlığı yaşanacağını vurguladı. Karar Gazetesi’nin haberine göre Ulusoy, “Son dönemlerde gerek arsa gerekse konut fiyatlarında inanılmaz bir sıçrama var. Arsa fiyatlarının yanında konut fiyatları da yüzde yüzden fazla arttı. Pandemi ve bölgesel depremlerden dolayı tek evlere olan talep, yazlık bölgelerde apartman fiyatlarına olağanüstü bir şekilde yukarı taşıdı.
TÜİK’in açıkladığı konut enflasyonunu piyasasının gerçekleri ile karşılaştırdığımızda aradaki farkın oldukça fazla olduğunu gözlemlemekteyiz” dedi.
Demografik kırılma çatlağa dönüşüyor
Fiyat artışının sebebini açıklayan Ulusoy, “Bu fiyat artışının birçok sebebi var. Bizim ülkemiz son 5 yılda nüfusunun yüzde 10’undan fazla mülteciyi, sığınmacıyı ülkesine kabul etmiş. Yani ani bir demografik değişime uğramış. Böyle bir yükü her alanda kaldıracak bir ülkeyi bulmak zordur. Tabiî olarak 10 milyon civarındaki kişiye yeni konut ayartmanın olanaksız olduğu bir ortamda onları rastgele konut piyasası ve yaşama zorlukları ile ortada bıraktık. Hal böyleyken, dar ve orta gelirli vatandaşların kiralayabileceği veya satın alabilecekleri konut arzında darlık meydana geldi. Bu ise fiyatları aniden yukarı taşımaya yetti. TOKİ’nin de söz konusu gelir grubu için yaratacağı olanaklar sınırlı olduğundan dolayı fiyatlarda dengesizlikler oluştu. Yeni evlenecek, aile kuracak insanlara bir ortam yaratamadığımız gibi, ortalama hane halkı gelirindeki erime ya da gelirsizlikle beraber demografik kırılmanın bir çatlağa dönüştüğünü gözlemlemekteyiz” ifadelerini kullandı.
İki kriz birden
“Türkiye’de ikiz kriz aynı anda yaşanıyordu” diyen Ulusoy, şunları söyledi: “2018’in başından bu bu yana tecrübe ettiğimiz döviz krizine ek olarak 2020 yılında gelen pandemi kaynaklı krizin üstüne de son günlerde yaşadığımız konut piyasası temelli yeni bir kriz eklenmiştir. Bu ise önceki iki krizin adeta acı bir sosu niteliğindedir. Buna bir de istihdam yaratamama, gelir artışı ortaya çıkaramama gibi ekonomik gerçekleri de eklememiz gerekir. Vatandaşı koruyan gelir şemsiyesinin yaratılamıyor olması krizi daha derin hissetmemize neden oluyor. Türkiye’de ortalama çalışanların yarısı artık asgari ücret ile çalışıyor. Artık konuta arabaya talebi imkânsız kılacak bir gelir seviyesine sahibiz. Bütün etkenleri bir araya getirdiğimizde hem arsa hem de konut fiyatlarında inanılmaz bir artış yaşanıyor demek yanlış olmaz. Dar ve orta gelirliler için üretilen konutların azlığı fiyatların yukarıya doğru tırmanmasının bir nedeni olarak görebiliriz.”